CHP’DE KİMLER AZINLIKTA?.

Yakın zamanda, geçtiğimiz günlerde CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili konuşurken cinayeti aydınlatmanın, CHP’li Ülkücülere karşı sorumluluğu olduğunu söyledi. CHP’deki liberaller, CHP’deki Kürtçüler, CHP’deki siyasal İslamcılar, CHP’deki anti Kemalistler, CHP’deki liberaller, merkez sağcılar derken CHP’deki Ülkücüleri de tüm kamuoyu ve CHP tabanı ve de seçmeni, bizzat CHP genel başkanının ağzından duymuş oldu. Durum böyle olunca da aklıma hemen şu sorular geliverdi:

Bu gidişle, CHP’deki gerçek CHP’liler azınlığa mı düşmüş olacaktır. Kendisini CHP’li olarak gören, gerçek Atatürkçü, solcu, sosyalist, yurtsever, ulusalcı, altı okçu, devrimci, Kemalist, Cumhuriyetçi, demokratik solcu, sosyal demokrat olarak niteleyen, CHP geleneğinden gelen, o geleneği savunan, sahiplenen, partisine her zaman sadık, tabandaki vefalı, çilekeş büyük çoğunluk, bir tür ‘siyasal sığınmacı’ pozisyonuna mı düşecektir, geçmişine bakıldığında aslında kendisi de Ecevitçi, DSP kökenli sayılan bir siyasetçi olan şimdiki CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, halen genel başkanlık koltuğunda oturduğu partisini, 12 Eylül darbecilerinin gözde bürokratı ve siyasetçisi Turgut Özal’ın kurup iktidara taşıdığı ANAP’ı gibi, ‘DÖRT EĞİLİMİ BİRLEŞTİREN’ bir partiye mi dönüştürecektir, yoksa Türkiye’nin önemli iş insanlarından, eski TÜSİAD başkanlarından Cem Boyner liderliğinde 1990’ların sonlarına doğru kurulan liberal, ikinci cumhuriyetçi, Atatürk ile mesafeli, alt kimlik kaşıyıcı ve övücü Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) benzeri bir yapıya mı dönüşecektir?.

Belki anımsayacaksınız, hani kurucuları arasında her devrin liboş takımından Cengiz Çandar’dan Asaf Savaş Akat’a, Etyen Mahçupyan’dan Can Paker’e, Kemal Derviş’ten Kemal Anadol’a pek çok isim bulunan Cem Boyner’in YDH’sı gibi mi olacaktır Atatürk’ün partisi CHP, sorarım sizlere?.

Buradan devamla belleklerimizi tazelemeyi sürdürelim o halde; Bugün Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığını, geçmişte Deniz Baykal ve Altan Öymen CHP’de, öncesi süreçte Erdal İnönü ve Murat Karayalçın SHP’de yapmaya çalışmışlardı, belki anımsayacaksınız. Onların da yakın çevresinde liberaller, ikinci cumhuriyetçiler, sağdan gelenler olurdu hep sürekli olarak..

Dahası bu ideolojik savrulma, politik tutarsızlık, yön kaybı, parti içi muhalif kanatta da yaşanırdı. Muhalif kanadın önemli isimlerinden Fikri Sağlar’ın Kültür Bakanı iken danışmanları arasında Mehmet Altan, Ercan Karakaş’ın ise bakan danışmanları arasında Hasan Bülent Kahraman gibi isimler vardı örnek vermek gerekirse..

Bu ve buna benzer örnekler, listeler uzundur ve de acıdır. Aynı siyaseti rahmetli İsmail Cem de DSP’den ayrılıp kurduğu Yeni Türkiye Partisi’nde izlemişti ve sonu hüsran olmuştu. O nedenledir CHP, yakın geçmişte AKP’ye milletvekilleri veri verdi, ister istemez. Yakın geçmişte oldu tüm bunlar; Anımsayın, Mehmet Ali Çelebi, Ertuğrul Günay, Haluk Özdalga, Zafer Üskül, Necdet Budak, Atilla Başoğlu gibi isimlerdi bunlar. O nedenle CHP, sıklıkla ANAP ve DYP’den isim aldı, isim verdi. Bir ara HDP’den bile isim aldı, isim verdi, Celal Doğan gibilerini. Yine bir dönem de Deniz Baykal’lı yıllardan bahsediyorum, hem ÖDP’den, şimdi Sol Parti’den isim aldı, hem Saadet Partisi’nden. Adil Aşırım gibi, ANAP’tan DYP’ye, DSP’den MHP’ye, Genç Parti’den AKP’ye gezip dolaşmadığı parti kalmayan bir isimdi o adı geçen zat, son durakta CHP’de kendine yer bulabilmişti. Asırlık Parti CHP’nin kökleriyle, tarihiyle, geleneğiyle, ideolojisiyle, programıyla, siyasal öncelikleriyle, kırmızıçizgileriyle en küçük bir yakınlığı olmayan, tersine Atatürk ve Cumhuriyetle kavgası olan onca ismin, sırf mevki, makam uğruna CHP’nin kapısına gelmesi, şüphesiz bu isimlerin karakterini, kişiliğini yansıtır. Sadece siyasi açıdan değil, felsefi ve ahlaki açıdan da sorunludur. Fakat bu isimleri almak da partinin, kitle partisi olmasıyla, farklı seçmen kitlelerinden oy alma çabasıyla açıklanamaz. Çünkü partilerin ideolojisi olur. Kapılarını herkese açmaları, bu nedenle mümkün değildir. Açarlarsa, hem inandırıcı ve tutarlı olamadıkları için itibarları sarsılır hem de umdukları oy artışı olmaz. Söyleyeceklerim bundan ibarettir, daha ne söyleyeyim, ne anlatayım sizlere!..