Ne alaka demeyin; çok alaka.
Çünkü…
Hepsi birbirine bağlı…
Hani biz zaman zaman sızlanıyoruz ya “Büyükşehirsin, bir AVM’n var; o AVM’nde tek sineman var” diye…
Hani biz zaman zaman sızlanıyoruz ya “Daha çok tiyatro gelsin; daha çok etkinlik olsun” diye…
Hani biz zaman zaman sızlanıyoruz ya, “Koca Büyükşehirsin bir Salih Tozan Sanat Merkezi”n var, gerçi onun da ses ve oturma düzeninden tutun pek çok şeyi uygun değil ama yine salon deyip seviniyor ama yakışmıyor, yeterli değil” diyoruz ya…
Mazeret ve karşı argümanlar çok böyle dediğimizde…
“Çok sinema olsa ne olacak, salonlar mı dolacak?”
“Her gün tiyatro gelse ne olacak, bilet mi bulunmayacak?”
“Birden çok AVM olsa ne yazar, millet Bursa’ya İzmir’e gidiyor zaten”
Kısır döngü bu.
Hepsi birbirine bağlı aslında.
Sen yapmazsan, imkan-olanak sunmazsan, tesislerin olmazsa ne ünlü sanatçılar gelir ne de büyük tiyatro eserleri sergilenir.
Keza tesisin imkanın yoksa önce bu imkanı vereceksin elbette bu sefer de salonlar boş kalırsa ne diyeceksin gelene?..
O zaman iyi tanıtım, iyi nitelik, iyi organizasyon şart.
Efes’e Anadolu Ateşi izlemeye gidiyorsa vatandaş, Bursa’da her gün tüm konserler, etkinlikler, gösteriler hınca hınç doluyorsa burası da dolmaz mı dolar.
İlçelerden de komşu illerden de talep olur.
Lakin…
Nüfus çok önemli işte bu noktada.
Bursa, İzmir o açıdan bizimle karşılaştırılamaz.
Nüfusu çekmek istiyorsan, sanayinin, üretimin gelişmesi şart.
Büyük firmaların gelmesi şart.
Balıkesir’in göç alması şart. Tabi ki göç değince ülkeyi mahveden istilacıları kastetmiyoruz.
Yatırım, işgücü anlamında dediğimiz.
Nüfus artacak, salonlar dolacak… Salonlar açılacak, dışarıdaki nitelikli insan ve işgücü Balıkesir’i cazip bulacak, gelmek isteyecek.
SYAL’ın 40.yıl etkinliklerinde BBB Başkanı Ahmet Akın’ın İlker Ayrık’tan destek sözü alması ve Şehir Tiyatrosu kuracaklarını söylemesi kuşkusuz bu yönde atılacak adımların tohumu bile olsa mutluluk ve umut verici.
Büyük özlem değil mi bu Balıkesir için?
Ki 60-70 yıl önce ne kadar ilerideymiş Balıkesir bu konuda da; sonra n’apmışız?
Akustiğiyle müthiş olan ve opera sergilenmeye bile uygun olan harikulade Şehir Sineması’nı yıkıp yerine beton azmanı dikmişiz.
Haliyle sonuç itibariyle başka illere imreniyoruz çaresizce.
Eskişehir’e bakıyoruz kaç salon var, neler var neler...
Çünkü sanayi var, nüfus var, öğrenci var…
O yüzden başlık alakasız değil.
Manisa’ya bakın…
Aramızda çok fark var Manisa’yla da.
BYD yatırımını da kaptılar yine…
Bizde sadece fısıltı gazetesi konuşuyor zaman zaman; son fiskos şu:
Cherry Balıkesir’e gelebilirmişmiş…
Gelse, bi gelse, bi ikna edilse, bi getirilebilse, bi tüm siyasetin vekilleri birlik olsa, bi başkanların hepsi hücum etse..
Bi gelse misal Cherry bizim topraklara…
Vallahi Şehir Tiyatrosu da, konser salonu da, nezih mekanlar da, yeni sinemalar da gelir..
Bir Cherry’nin gelmesi misal, şehrin iki üç kat ivme kazanmasıdır işgücüyle, niteliğiyle, yatırımıyla, girdisiyle, nüfusuyla.
Şehir Tiyatrosu tohumu ekildiyse yavaş yavaş yapılır biz inanıyoruz samimi olarak buna.
Yeter ki kararlılık gösterilsin, ipin ucu bırakılmasın.
Ama şu çok yönlü döngü var ya…
Bir de o taraf, sanayi, yatırım, cazibe imkanları pas geçilmesin lütfen… Hepsi birbiriyle direkt içiçe çünkü!CHERRY GELSE Bİ; TİYATRO DA GELİR VALLAHİ!
Ne alaka demeyin; çok alaka.
Çünkü…
Hepsi birbirine bağlı…
Hani biz zaman zaman sızlanıyoruz ya “Büyükşehirsin, bir AVM’n var; o AVM’nde tek sineman var” diye…
Hani biz zaman zaman sızlanıyoruz ya “Daha çok tiyatro gelsin; daha çok etkinlik olsun” diye…
Hani biz zaman zaman sızlanıyoruz ya, “Koca Büyükşehirsin bir Salih Tozan Sanat Merkezi”n var, gerçi onun da ses ve oturma düzeninden tutun pek çok şeyi uygun değil ama yine salon deyip seviniyor ama yakışmıyor, yeterli değil” diyoruz ya…
Mazeret ve karşı argümanlar çok böyle dediğimizde…
“Çok sinema olsa ne olacak, salonlar mı dolacak?”
“Her gün tiyatro gelse ne olacak, bilet mi bulunmayacak?”
“Birden çok AVM olsa ne yazar, millet Bursa’ya İzmir’e gidiyor zaten”
Kısır döngü bu.
Hepsi birbirine bağlı aslında.
Sen yapmazsan, imkan-olanak sunmazsan, tesislerin olmazsa ne ünlü sanatçılar gelir ne de büyük tiyatro eserleri sergilenir.
Keza tesisin imkanın yoksa önce bu imkanı vereceksin elbette bu sefer de salonlar boş kalırsa ne diyeceksin gelene?..
O zaman iyi tanıtım, iyi nitelik, iyi organizasyon şart.
Efes’e Anadolu Ateşi izlemeye gidiyorsa vatandaş, Bursa’da her gün tüm konserler, etkinlikler, gösteriler hınca hınç doluyorsa burası da dolmaz mı dolar.
İlçelerden de komşu illerden de talep olur.
Lakin…
Nüfus çok önemli işte bu noktada.
Bursa, İzmir o açıdan bizimle karşılaştırılamaz.
Nüfusu çekmek istiyorsan, sanayinin, üretimin gelişmesi şart.
Büyük firmaların gelmesi şart.
Balıkesir’in göç alması şart. Tabi ki göç değince ülkeyi mahveden istilacıları kastetmiyoruz.
Yatırım, işgücü anlamında dediğimiz.
Nüfus artacak, salonlar dolacak… Salonlar açılacak, dışarıdaki nitelikli insan ve işgücü Balıkesir’i cazip bulacak, gelmek isteyecek.
SYAL’ın 40.yıl etkinliklerinde BBB Başkanı Ahmet Akın’ın İlker Ayrık’tan destek sözü alması ve Şehir Tiyatrosu kuracaklarını söylemesi kuşkusuz bu yönde atılacak adımların tohumu bile olsa mutluluk ve umut verici.
Büyük özlem değil mi bu Balıkesir için?
Ki 60-70 yıl önce ne kadar ilerideymiş Balıkesir bu konuda da; sonra n’apmışız?
Akustiğiyle müthiş olan ve opera sergilenmeye bile uygun olan harikulade Şehir Sineması’nı yıkıp yerine beton azmanı dikmişiz.
Haliyle sonuç itibariyle başka illere imreniyoruz çaresizce.
Eskişehir’e bakıyoruz kaç salon var, neler var neler...
Çünkü sanayi var, nüfus var, öğrenci var…
O yüzden başlık alakasız değil.
Manisa’ya bakın…
Aramızda çok fark var Manisa’yla da.
BYD yatırımını da kaptılar yine…
Bizde sadece fısıltı gazetesi konuşuyor zaman zaman; son fiskos şu:
Cherry Balıkesir’e gelebilirmişmiş…
Gelse, bi gelse, bi ikna edilse, bi getirilebilse, bi tüm siyasetin vekilleri birlik olsa, bi başkanların hepsi hücum etse..
Bi gelse misal Cherry bizim topraklara…
Vallahi Şehir Tiyatrosu da, konser salonu da, nezih mekanlar da, yeni sinemalar da gelir..
Bir Cherry’nin gelmesi misal, şehrin iki üç kat ivme kazanmasıdır işgücüyle, niteliğiyle, yatırımıyla, girdisiyle, nüfusuyla.
Şehir Tiyatrosu tohumu ekildiyse yavaş yavaş yapılır biz inanıyoruz samimi olarak buna.
Yeter ki kararlılık gösterilsin, ipin ucu bırakılmasın.
Ama şu çok yönlü döngü var ya…
Bir de o taraf, sanayi, yatırım, cazibe imkanları pas geçilmesin lütfen… Hepsi birbiriyle direkt içiçe çünkü!