Büyü veya sihir, insanların doğaüstü, paranormal veya mistik yöntemlerle doğal dünyayı (olayları, nesneleri, insanları) etkileyebildiğini öne süren uygulamalar ve bunların çevresinde oluşturulan kültürel sistemdir.
Popüler kültürde sık rastlanılan büyü yapma yöntemleri arasında; çeşitli malzemelerden karışımlar hazırlama, büyülü sözcükler söyleme veya hareketler yapma, büyülü yazılar veya semboller çizme, sihirli değnek gibi araçlar kullanma, belirli bir kişiyi sembolize eden kuklalar kullanma, kan veya hayvan yağı kullanma sayılabilir. Büyüler zengin, sağlıklı veya başarılı olmak, birine yardım etmek gibi iyi amaçlarla veya birini cezalandırmak gibi kötü amaçlarla da icra edilebilir.
Büyü ile uğraşan kişiler büyücü ya da sihirbaz olarak tanımlanır. Günümüzde "sihirbazlık" sözcüğü sıklıkla bir sahne sanatı olan "hokkabazlıkla" eşanlamlı kullanılır.
Büyü, genellikle insanların son çare olarak ya da bir şeye gücü yetmediği zamanlar da yapmış olduğu uygulamalardır. Büyülerin yapılma amaçları da büyülerin dünyasal amaçlarla ilgilendiğini göstermektedir. Büyülerde kullanılan araç ve gereçler, büyülerin uygulanış şekilleri ve büyüler yapılırken kullanılan biçimsel sayılara bakıldığında din ve geleneğin iç içe olduğu anlaşılmaktadır.
Toplumun her kesimini içine alan büyüsel gelenekler, dinî açıdan özel günlerde ve hayatın geçiş evrelerinde sıklıkla ortaya çıkar.
Doğum ve evlilik dönemlerinde bu pratikleri uygulayarak aynı zamanda toplum tarafından kutlama yapılmaktadır. Ölüm söz konusu olduğunda ise amaç kötülüklerden korunmaktır.
Büyüsel uygulamalar inancın olduğu her yerde görülür. Ülkemiz de yapılan uygulamalara bakıldığında da büyünün ve dinin iç içe geçmiş olduğu görülür. Büyü yapılırken dinî semboller kullanıldığı gibi büyüden kurtulmak için belirli ayetler ve dualar kullanılır. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte büyüsel inançların ortadan kalkacağı düşünülse de bu uygulamalar daha da yaygın ve ulaşılabilir hâle gelmektedir. Özellikle insanların bilinmeyene karşı olan merakı ve cinlere karşı olan inancı insanları büyüsel uygulamalar itmektedir.
Büyü, ak büyü ve kara büyü olarak ikiye ayrılır. Ak büyü, iyi niyetle bir canlının iyiliği için yapılan büyüdür. Ruhsal şifacılık veya bencilce bir amaç gütmeyen dualar vb. bu gruba girer.
Kara büyü ise, kötü niyetle, nefsanî amaçlarla, maddi veya manevi bir çıkar sağlamak üzere yapılan büyüdür. Bir kimseye o kimseye ait herhangi bir nesne (saç kılı vs.) aracılığıyla yapılan büyüye “araçlı büyü”, kukla gibi bir benzerini yapmak yoluyla yapılan büyüye ise “kopyalı büyü” (simulakrum) adı verilir.
Büyü menfaat kökenli bir disiplindir; Allah, peygamber, din tanımaz. Bazı durumlarda onları ve kutsal metinleri istismar eder. Büyüde Tanrı’nın irade ve kudreti üstünde işler başarılabileceği iddiası vardır. Bütün bunlar büyücüye peygamberden de Tanrı’dan da daha büyük değer vermek anlamını ortaya çıkarmaktadır. Büyücülerin her şeyi bildiği, başaramayacakları şeylerin bulunmadığı tarzındaki inançlar İslâm’a ters düşmektedir. Bu yüzden bazı Müslüman bilginler büyüyü, hiçbir gerçekliği bulunmadığı, aldatmacadan ibaret olduğu düşüncesiyle tamamen reddetmişlerdir.