BU YALAN DÜNYA ADAMI DEVRİMCİ YAPAR!.

Bu iktidarın ve ufacık ortağının geçen hafta Meclis’ten ‘kanırta kanırta’ geçirdiği basın/medyanın belki de yanlışlıkla ama iktidarın niyetini doğru açıklayarak ifade ettiği ‘Sosyal Medyada Dezenformasyon Yasası’  aslına bakarsanız iktidarın hoşuna gitmeyen gerçekleri haberleştirenleri ve bunu destekleyip paylaşanları cezalandırmaya yöneliktir. Dahası iktidar bununla da yetinmiyor, siyaset arenasında her türlü yalanlara inanmayıp karşı çıkanları da öyle zannediyorum ki, hapse tıkmayı amaçlamaktadır. Bir başka deyişle ve de özetle ifade etmek gerekirse bu yasayla, iktidarın söylediği, iddia ettiği ne kadar gerçek dışı yani yalan olsa da, açıkladığı istatistikler, sayılar, oranlar, ne denli gerçek dışı olsa da artık gerçek kabul edilecek. Aksini yani gerçeği ifade etmek yalan kabul edilecek. Böylelikle aslında külliyen yalan, gerçek dışı olan her şey iktidarın yarattığı ‘Dezenformasyon’ yani bilgi kirliliği havuzunda bir anlamda aklanıp paklanacak asıl gerçekler bir türlü açıklanamayacak, açıklanırsa da yalan kabul edilecek. Öyle zannediyorum ki, doğru ve gerçek haber vermek yasaklanacak, doğru ve gerçek haberleri verenler ve hatta bunları beğenenler cezalandırılacaklar. Yok öyle fazla karamsar düşündüğümü falan zannetmeyin lütfen olacağı bu işte!..

Kanaatim odur ki; Bu yasa, mesleğini dürüstlükle yapan bütün gazetecileri, radyocuları, televizyoncuları, İnternet medyası emekçilerini hapis tehdidine rağmen işlerini hakkaniyetle ile yapmaya devam ettiklerinde yani gerçek ve doğru haber vermeyi sürdürdüklerinde onların her birini ‘MEDYA DEVRİMCİLERİ’ haline getirmektedir. İş bununla da kalmamaktadır. Bu durumda bütün namuslu, dürüst, yalan söylemeyen, yalanlara karşı çıkan normal vatandaşlarında her biri birer DEVRİMCİ haline geleceklerdir. Demedi demeyin olacağı budur. Çünkü George Orwell’in dediği gibi: “Bir yalan ve hile devrinde gerçeği söylemek DEVRİMCİ bir davranıştır!.

Bu iktidar ve onun bileşenleriyle yalaka yandaşları, şimdilik kağıt üzerinde olmasa da fiilen toplum düzenini ve ülkenin rejimi artık insanların düşüncelerini de biçimlendirerek yönlendirmeye soyunmuş durumdadır. Çünkü daha yasa çıkmadan “Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı” adıyla bir tür “Sosyal Medya Polisliği” de kuruluşu gerçekleştirilmiştir. Bundan böyle Parti Devleti’nin ya da ‘Tek Adam’ın istediği, beklediği belirlediği haberlerin, yorumların dışına çıkanlar, aksini söyleyenler cezalandırılacaktır. Bundan böyle öyle zannediyorum ki, Cumhurbaşkanı İletişim Başkanlığı, RTÜK, BİK, BTK ve CİMER gibi kurumlarla, yalaka/yandaş, basın/medya mensupları İnternet medyası mensupları, binlerce ‘AKTROL’ tarafından, ayrıca bunlara ek olarak bileşim uzmanı polislerce de izlenip yakalanacak ve cezalandırılacaklardır. Umarım yanılan ben olurum ama büyük olasılıkla söylediğim gibi olacaktır.

YENİ TÜRKİYE’ de ‘YENİ DÜZEN’ ile ilgili söylem ve sloganlar şunlar olursa hiç şaşırmayın; SAVAŞ ASLINDA BARIŞTIR. ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR. CEHALET KUVVETTİR. DİN İSE BİLİMDİR. Elbette bu sloganların tam tersi de doğrudur: BARIŞ ASLINDA SAVAŞTIR. KÖLELİK GERÇEK ÖZGÜRLÜKTÜR. KUVVET CEHALETTEN DOĞAR. BİLİM DİNDİR. Bu sloganların günümüze yansıyan OKSİMORON denilebilecek kavramları da şunlardır; YAKIN ZAMANDA HERKES BU KAVRAMLARLA DÜŞÜNECEK, KONUŞACAK VE DE YAZACAKTIR; LİBERAL SOLCULUK. STATÜKOCU KEMALİZM. DEVRİMCİ MUHAFAZAKARLIK. SİVİL TOPLUM KURULUŞU TARİKAT..

Başta da belirttiğim gibi umarım yanılan ben olurum ama bu günden yarına ilişkin benim gördüğüm, öngördüğüm bu anlattıklarımdan ibarettir!..