Ülkemiz yine büyük bir felaketi yaşadı. Giden 78 canımız için ciğerimiz yandı, yüreğimiz dağlandı. Acımız büyüktür. Bu öyle bir acı ki anlatılamaz tarifi yapılamaz. Her ne kadar da ateş düştüğü yeri yaksa da yine bütün ülke olarak ölenlerin acısını yüreğimizde hissettik, üzüldük yakınlarının acılarını paylaşmaya çalıştık. Ölenlere Allah tan rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ve ülkemize başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.
Her felaketin ardından olduğu gibi yine tv de ve medyada konu günlerce tartışılır, konunun uzmanı olsun olmasın bir çok insan konuşur, yazar yorum yapar sözüm ona kamuoyunda herkese akıl vermeye çalışırlar. Ama ne yazık ki aradan birkaç gün geçince bu felakette ötekilerde olduğu gibi unutulur gider, böyle acıklı olaylardan ne yazık ki hiç ders almayız. En büyük hatamız ve yanlışımız buradadır.1999 körfez depreminden ders aldık mı almadık. 6 şubattaki Kahramanmaraş merkezli büyük depremden ders aldık mı yine almadık.
Yangın ve deprem ve sel felaketi:
En büyük korkumuz bunlar. Depreme hazırlık halimiz ortada. İçine sıkışık kaldığımız koca koca binalarda ki en büyük korkumuz.1999 depreminden ders almadığımız, akıllanmadığımız belli ki halen 25 yılın sonunda 7 milyon riskli binamız varmış. Bunların 600 bini sadece İstanbul’da. Düşünün bu binaların içinde kaç milyon insan yaşıyor. Her an beklenen büyük bir deprem sonrasını düşünmek bile insanın ürpermesine yetiyor.
Gelelim bu otel yangınına. Her şeyden önce duyduğumuz, gördüğümüz ve izlediğimiz kadarıyla bu otelde ihmaller, hatalar kusurlar ve eksikler diz boyu. Hangisini yazacağımızı bilemiyoruz. Göz göre, yok yere 78 civanımızı kaybettik. Bizim Karadeniz bölgesinde eski ve ahşap bina daha fazla olduğu için bunlar biraz da eskiyse yangına karşı çok dayanıksız oluyor, bir yangın esnasında çok çabuk tutuşuyor yangın bütün binayı sarabiliyor. Böyle büyük otel gibi yerlerde dört katın üzerinde ki her binanın iki yangın merdiveni olması Binanın aleve ve dumana karşı korumalı olması gerekiyor. Yine içinde çok yoğun insan bulunan işletmelerde yağmurlama sistemi, duman selektörü, ışıklı yönlendirme levhaları, geniş merdivenler ve bilhassa alarm gibi çok önemli şartlar gerekiyor. Ancak otelde 12 Aralık 2024 te yapılan kontrolde, yani o otel yanmadan 40 gün önce Belediye ekibi gelmiş oteli incelemiş ve eksikleri tespit etmiş ve tutulan raporda tahliye çıkışları, ışık yönlendirme levhaları yetersiz,acil aydınlatmanın çalışmadığı, elektrik tesisatının uygunluğu ile ilgili belge olmadığı , söndürme algılama ve alarm gereçlerinin çalışmadığı ve yangın kapılarının mevzuata uygunsuzluğu ve binanın- yangına karşı yeterli değil-raporu verilmiş.Buna rağmen Belediye oteli neden kapatamıyor, otel neden çalışmaya devam ediyor ve müşteri kabul ediyor.Ortada bu denli ağır bir vebal varken kendi ekiplerinin raporunu görmezden gelip utanmadan kameralar karşısında –suçlu biz değiliz, bütün vebal otel yönetimi ve yeterli denetimi yapmayan Turizm Bakanlığının diyerek sorumluluktan kaçınıp suçu başkalarına atmaya çalışıyorlar.Herkes sorumluluktan kaçıyor suçu bir başkasına atmaya çalışıyor. Günahsız 78 kişinin ölümüyle ilgili başta otel yönetimi olmak üzere Belediye, Turizm Bakanlığı ve herkes sorumlu ve suçludur. Zaten ülkemizde hep böyle oluyor, kimse suçu kabul etmiyor herkes topu bir başkasına atıyor.Yani insan verilen değer bu kadardır.İnsana değer vermediğimiz gibi ölüsüne de değer vermiyoruz.Otelde ölen cenazelerin taşınması için düzgün bir araç, ambulanslar bulunmadığı için koca bir hayvan tırıyla cenazelerin taşınması bir başka insanlık ayıbı değilmidir.Yine o otelde cenazeler varken yakında ki pistte insanların hiçbir şey olmamış gibi kayak yapıp eğlenmeye devam etmeleri insanlık ayıbı değil midir.Yine yakındaki otellerin mağdur olanların kalması için fahiş fiyat uygulaması , cenazeleri başka iller götürülmesi için yine çok yüksek ücret istenmesi, otellerde kalmaktan vazgeçip ücretlerini geri isteyenlerin, ücretlerini iade etmeyip kalmak istemeyenlerin anlaşmalarını iptal etmek istemeyişleri insanlık ayıbı değil midir.
Doğrudan kimseyi suçlamak istemiyoruz ama bunda en başta Belediye suçlu duruma düşmüştür.
Yine Antalya da teleferik faciası olur, başta Belediye olmak üzere kimse suçu kabul etmez,
Beşiktaş ta işçiler yanarak ölür başta Belediye olmak üzere kimse suçu kabul etmez,
İzmir de Üniversiteli gençler kaldırımda elektrik akımına kapılıp ölür Belediye üste çıkmaya çalışır,
Soma da madende 103 işçi ölür başta belediye olmak üzere kimse suçu kabul etmez,
Erzincan İliç’te 11 işçi toprak altında kalır, kimse suçu kabul etmez, yine Balıkesir’de 11 işçi yanarak ölür kimse suçu kabul etmez ve bunun gibi daha nice facialar yaşarız ama doğru dürüst bir tedbir almak, kontrol ve denetim yapmak hep eksik kalır sonrada neden bu kadar faciları yaşıyoruz diye oturup ağlarız.
Zaten bizim millet olarak en önemli iki özelliğimiz vardır. Bunlardan birisi yaşadığımız onca felaketleri çabuk unutmak diğeri ise bu felaketlerden hiç ders almamak.
Bu felaketi de hepsi gibi birkaç gün sonra unutur gideriz. Olan 78 cana oldu. Ama yinede son söz olarak –Allah böyle bir felaketi bir daha ülkemize yaşatmasın. Sağlık ve esenlik dileklerimle.Aslan TORUN
Yorum yapın