BİRİKTİRİYOR MUSUN? KOLEKSİYONER MİSİN?
Günümüz de, koleksiyon yapmak bir hobi olarak düşünülmektedir. Koleksiyon yapmak boş zamanlarımızda ilgilenebileceğimiz, fazla masraflı olmayan eğlendirici bir uğraştır. Gittiğimiz her yerden koleksiyonumuzu zenginleştirecek objeler toplayabiliriz. Koleksiyonun özünde biriktirmek var ve bu durum istifçilik hastalığı “Dispozofobi”yi işaret ediyor olabilir.
Koleksiyon yapmakla biriktirme hastalığı arasında derin bir fark vardır. Biriktirme takıntısı olanlar, belli objeler üzerine değil, işlerine yarayabileceğini düşündüğü her şeyi toplar.
Koleksiyon ya da koleksiyonculuk yapan kişilere “koleksiyoner” denir. Koleksiyon yapmak istersen, taş koleksiyonu da yapabilirsin, kelebek koleksiyonu da, gazoz kapağı koleksiyonu da yapabilirsin, eski madeni para koleksiyonu da, oyuncak araba koleksiyonu da, imza koleksiyonu da.
Aklına ne geliyorsa yapabilirsin. İster hobi, ister meslek olarak yapılsın koleksiyon için obje biriktirmek zahmetli ama keyifli bir iştir ve severek yapılması gerekir.
Genellikle uzun yıllar boyunca süren bu uğraş, bitmeyen bir döngü ile devam eder, gider.
Koleksiyon önerileri düşünüldüğünde pek çok alternatif ortaya konabilir. Eski basım pek çok ürün, özellikle efemera alanında ilgi görür. (Efemera; gündelik yaşamda kullandığımız özellikle kağıt türünde malzemelerin biriktirilmesi şeklinde ortaya konan bir koleksiyon türüdür.)
Gazeteler de dikkat çeken ürün grupları arasında yer alır. Afiş, poster tarzı ürünler ise geçmişe dayalı objeleri toplamayı sevenler tarafından tercih edilir. Defterler, biriktirmesi keyifli eşyalar arasında yer alır. Bunların yanı sıra resmi ya da kişisel her türlü evrak, yazılı metin toplamayı sevenler tarafından biriktirilmek üzere toplanabilir.
Özellikle koleksiyon defteri biriktirmek için çaba göstermek hem zevkli hem de eğlenceli bir uğraş olur. Defterler içerikleri ile beraber alındığında ilginç bilgilere de ulaşılmasına fırsat tanır. Koleksiyon yapmak için ürünün paha olarak yüksek bir fiyata sahip olması gerekmez. Ayrıca altın, gümüş gibi değerli materyallerden üretilen parçaların toplanması zorunlu değildir. Kişinin zevkine ve ilgi alanına göre tercihler belirlenir. Ardından bu tercihlere göre biriktirme işi yapılır.
Sonuç olarak her ne kadar saplantı gibi görünse de bir koleksiyon sahibi olmak ayrı bir zevktir, herkese tavsiye ederim.
/////
Bermuda Şeytan Üçgeni: Efsane mi, Gerçek mi?
Bermuda Üçgeni, (Şeytan Üçgeni), Atlas Okyanusu’nda Miami (Florida) ile Porto Riko’daki San Juan ve Bermuda adaları arasındaki bölgeye verilen isimdir. Bu bölge ile ilgili efsanenin ortaya çıkış nedeni, bölgede batan ya da düşen ancak herhangi bir kalıntısına ulaşılamayan gemilerin ve uçakların dâhil olduğu yaklaşık (20) kazadır.
Bermuda Üçgeni’ndeki bilinen ilk gizemli olay, Flight 19 görevi sırasında ABD donanmasına ait beş bombardıman uçağının 1945 yılında Atlas Okyanusu’nun Florida kıyılarına yakın bölgesinde 14 mürettebatla birlikte ortadan kaybolmasıdır. Son telsiz konuşmalarından uçakların pusulalarının düzgün çalışmadığı ve pilotların yönlerini kaybettikleri anlaşılıyordu.
Bermuda Üçgeni bölgesi, Atlas Okyanusu’nun en derin yeri olan Porto Riko Çukuru’na (derinliği 8400 metreyi aşıyor) ev sahipliği yapıyor. Dolayısıyla bu bölgede kaza geçiren gemilere ya da uçaklara ait hiçbir iz bulunmamasının nedeni derin sular olabilir.
Denizdeki metan baloncukları, Bermuda Üçgeni bölgesindeki gemilerin batmasının nedenlerinden biri olabilir. Bu bölgede hava koşullarının aniden değişmesi ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan şiddetli fırtınalar uçakların ve gemilerin kaza geçirerek ortadan kaybolmasına neden olmuş olabilir.
Bermuda Üçgeni’yle ilgili efsaneleri açıklamaya çalışan görüşlerden birine göre, bu bölgede Dünyanın manyetik alanında ortaya çıkan düzensizlikler uçaklarda ve gemilerde yön bulmayla ilgili sorunlara neden oluyor. Diğer bir görüşe göre bu bölgedeki okyanus akıntılarının çok hızlı ve düzensiz olması nedeniyle kazaların kalıntıları kısa sürede ortadan kayboluyor.
Bermuda Üçgeni’ndeki en bilinen gizemli olaylardan ikisi ise İngiliz Güney Amerika Havayolları’na (BSAA) ait Star Tiger ve Star Ariel isimli iki ticari yolcu uçağının bir yıl arayla (1948 ve 1949’da) toplam 51 yolcu ve mürettebatıyla birlikte ortadan kaybolmasıdır.
Aslında Bermuda Üçgeni’nde yaşanan kayıp olaylarının açıklaması sanıldığı kadar karmaşık olmayabilir. Bermuda Üçgeni dünya üzerinde deniz ve hava trafiğinin en yoğun olduğu bölgelerden biri ve bu durum da istatistiksel olarak daha fazla kaza, dolayısıyla kayıp olaylarının sayısının artması anlamına geliyor.
Yorum yapın