BİR İYİLİK YAPMAK

Bu gün Mübarek Miraç kandili. Türk İslam aleminin miraç kandilini kutluyor, hayırlara vesile olmasını
diliyorum. Bu mübarek günle ilgili çok güzel bir hikâyeyi siz okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Kerkük sokaklarında sefalet kol geziyordu. Kim kime yardım edecek destek olacaktı. İşsizlik yaygındı.
Çevresi herkes perişandı. Bir yanı yıkılmaya yüz tutmuş evceğizin camından yola doğru ümitsizce
bakarken bir taksinin kapının önünde durduğunu ve içinden bir yolcunun indiğini gördü. Demek ki
taksi şoföründe az çok para olacaktı. Çünkü müşteri getirmiş ve indirmişti. Bütün cesaret ve ümidini
toplayarak evden çıkıp yola koştu. Yaklaşıp direksiyon başında arabasını hareket ettirmek üzere olan
şoföre seslendi.
-Sakın beni dilenci falan zannetmeyin. Üç çocuğumla üç gündür aç bekliyorum, çaresizlikten bu
gidişle namusumu lekelenmemden korkmaya başladım. Allah rızası için bize yardım edin. Ben açlıktan
ölmeye razıyım, fakat çocuklarımın çığlıklarına tahammül edemiyorum.
Beklenmedik bir anda gelen bu –Allah rızası için yardım-talebi zaten kıt- kanaat geçinen şoförü
şaşırtmıştı. Bir an düşünmeye başladı. Cebinde bir miktar parası vardı var olmasına, ancak bu parayı
aylardır biriktiriyordu. Çünkü taksinin dört lastiği de eskimiş, kabaklaşmıştı. Onları değiştirmek için
çırpınıyordu. Zaten akşamları eve geldiğinde hanımı da ikaz etmekten geri kalmıyordu.
-N e zaman değiştireceksin bu lastikleri? Birazcık geç kalsan aklıma kötü şeyler geliyor. Acaba bir
kaza mı yaptı, kabak lastiklerle diye korku içinde bekliyorum. O an nefsi ve şeytan birlik olup vesvese
vermeye başladılar.
-Sen zaten zor geçinen kimsesin. Yardım edecek durumda da değilsin. Bas gaza git yoluna. Fakat
imanı ve vicdanı da şöyle sesleniyorlardı.
-Para dediğin şey böyle gün için lazım olur. Belli olmaz Allah’ın rızasının nerede olduğu. Biriktirdiğin
parayı bu muhtaç hanıma vermelisin. Tam yeridir, çocukları aç durumda, onu namusunu kirleterek
para kazanma zorunda bırakmamalısın.
Sonunda nefsini ve şeytanı yenmiş cebinde ki lastik parasını tümüyle kadına uzatarak
-Al bacım, namusunla yaşa. Bu para bir müddet seni idare eder, sonrasında da Allah inşallah başka
sebepler halk eder, dedi. Minnet etmemek için de hemen gaza basıp oradan uzaklaşırken kadının
-Sen benim ihtiyacımı karşıladın, Allah ta senin ihtiyacını karşılasın duasını duydu. Gün boyunca
kulaklarında çınlayan bu duaya hep (amin) dedi.
Akşam eve gelince beklediği soruyla yine muhatap oldu.
-Hala değiştirmemişsin lastiklerini.
-Bir lastikçiyle anlaştım, yeni lastikleri gelince hemen değiştirecek diyerek geçiştirdi.
Bu geçiştirme işi birkaç gün devam etti. Bir akşam yine eve gelirken iyice sıkışmış-bu defa ne
diyeceğim – diye düşünürken beklenmedik bir durumla karşılaşmıştı. Evde hanımı kendisine adres
yazılı bir kâğıt uzattı, sonra da şöyle dedi.
-Bugün bir lastikçi geldi, şu adresi verdi-Yarın bana mutlaka gelsin, lastiklerini değiştireceğim- deyip
gitti. Al şu adresi.
Belli etmemişse de bunun izahını yapamamıştı. Çünkü böyle bir lastikçi ile görüşmemiş ve
konuşmamıştı. Merakla sabahı bekledi. Sabahleyin ilk işi kâğıtta ki adrese gitmek oldu. Garipliğe bakın
ki lastikçiyi hiç görmemiş buraya hiç gelmemişti. Elinde ki kâğıdı uzatınca iki tarafta da bir şaşkınlık
yaşandı. Oturduğu masa başından kalkan lastikçi:
-Sen o musun? Deyip şoförün boynuna sarıldı, başladı hıçkıra hıçkıra ağlamaya. Sonra da şöyle
devam etti:
-Kardeşim tam üç gündür Resulullah Aleyhisselam rüyama giriyor ve bana:

-Şu adresteki şoförün lastiklerini değiştir, ücret olarak da benim şefaatime nail ol buyuruyor, Allah
için söyle, nasıl bir iyilik ettin, nasıl bir dua aldın ki Peygamberimiz üç gündür beni ikaz ediyor,
arabanın lastiklerini değiştirmem için beni vazifelendiriyor. Alıntı.
Sağlık ve esenlik dileklerimle. Em. Sağ. Yazar. Aslan TORUN