Bugün on bir ayın sultanı Ramazan’ın ilk günü…

Gönüllerimize huzur, sofralarımıza bereket, dualarımıza umut getiren bu güzel aya ulaştık. Bir yanımız heyecanlı, bir yanımız huzurlu…

Çünkü bu ay sadece aç kalmaktan ibaret değil, aynı zamanda nefsimizi terbiye etme, ruhumuzu arındırma ve kalbimizi iyilikle doldurma ayıdır…

Bu ay, paylaşmanın en güzel haliyle vücut bulduğu bir ay. Bir lokmayı bölüşmenin, bir sofrayı paylaşmanın, bir yüreğe dokunmanın ne büyük bir huzur verdiğini en çok Ramazan’da hissederiz. Bir hurmanın, bir bardak suyun bile nasıl kıymetli olduğunu bu ay bize öğretir…

Günlük telaşların içinde, hayat koşuşturmasında çoğu zaman unutuyoruz; sevdiklerimizi, kendimizi bile ve hatta Rabbimize yönelmeyi!..

Ama Ramazan her yıl bizi kucaklayan bir dost gibi geliyor ve ‘dur, biraz yavaşla, kendini dinle’ diyor. Sahurda edilen dualar, iftar vakti o tatlı heyecan, teravih namazlarında buluşan güzel kalpler, sıcacık, samimi, maneviyatı yüksek mukabeleler…

Bunlar Ramazan’ın getirdiği tarifsiz güzelliklerden sadece birkaçı…

Bu mübarek ay sadece midemizi değil, kalbimizi de arındırmalı. Öfkemizi, doyumsuzluğumuzu, vesveselerimizi de bir kenara bırakıp, yerini hoşgörüye, iyiliğe bırakmalıyız. Çünkü gerçek oruç, sadece mideyi aç bırakmak değil, kötü sözden, kötü düşünceden ve kalp kırmaktan da uzak durabilmektedir…

O yüzden bu mübarek ayda sadece sofralarımızı değil, gönüllerimizi de bereketlendirelim. Gerçek muhtaç sahiplerine ulaşalım, elimizden ne kadar geliyorsa onların yanında olalım. Bir yetimin başını okşayalım, onun içtenlikle gönlünü alalım. Rızkımızı paylaşalım, paylaşalım ki bereketlensin, fazlasıyla zaten bize geri dönecektir…

Çünkü Ramazan, insanın kendine ve çevresine en çok dönmesi gereken zamanlardan biridir.

Rabbim bu güzel ayı hakkıyla değerlendirebilmeyi, ibadetlerimizi en güzel şekilde yapabilmeyi ve kalbimizi iyilikle doldurmayı nasip etsin. Dualarımız ve hayırlarımız kabul, sofralarımız bereketli, gönüllerimiz huzur dolu olsun. Hayırlı Ramazanlar olsun…