İçinde yaşadığımız bu şehre Balıkesir'e hepimizin sahip çıkması gerekiyor. Özellikle sivil toplum örgütlerine bu konuda büyük görev düşüyor. Belediyenin iktidar partisinden olmaması biz Balıkesirlileri umutsuzluğa düşürmemelidir. Bir şehre sahip çıkmanın elbette siyasi boyutu da vardır ve baştaki hükümet bunu yerine getirmek için gerekli çalışmaları yapmaktadır.
Balıkesir de bulunan sivil toplum örgütleri bir araya gelerek şehirle ilgili önerileri konuşmalı ve bunları dile getirmelidir. Konuşma, panel, seminer vb. düzenlenip ortaya çıkan sonuç raporlaştırılmalı ve öncelikler tespit edilmelidir.
Günümüzde özellikle sosyal medya üzerinden birçok öneri yapılsa da bu öneriler yetkili kurumlara ulaşamamaktadır. Halk bitirilmeyen, yapılmayan yatırımların bitirilmeme ve yapılmama sebeplerini merak etmektedir. Kendini elit görenler şehir için yapılacak çalışmalarda halkı da yanlarına almalıdır.
Son zamanlarda yapılan birçok iyileştirmeye siyasi nedenlerle karşı çıkanlar olsa da yatırımlar devam etmektedir. Bazı kesimler yapılacak olan yatırımın projesine, sonucuna bakmadan tamamen siyasi amaçlı olarak karşı çıkmakta ve konuyu “Tek dil, tek din, tek bayrak” sloganına bağlamaktadırlar.
Balıkesir ile ilgili sorunları görüşürken gerek STK’lar gerekse siyasiler kutuplaşmamalıdır. Balıkesir için iyi olacaksa herkes evet diyebilmelidir. Tepki verme yerine çözüm üretilmelidir.
Balıkesir'in çarşılarında gezerken bile karşılaştığımız insanların şehirle ilgili birçok değişik fikirleri var ve bunlar değerlendirilmelidir.
Balıkesir Yaşanılabilir Şehir Olmak Zorundadır!
Balıkesir sosyal ve ekonomik olarak işlevleri güçlü, çevreye duyarlı, yaya ve motorsuz erişime olanak verecek şekilde acilen düzenlenmelidir. Ulaşım bağlantısı güçlü olmalıdır. Özellikle yaşlıların, engellilerin ve çocukların sunulan hizmetlere kolay erişebilmesi sağlanmalıdır.
Yeni oluşturulacak yerleşim merkezlerinde ulaşılabilmek istenen yerler yürüme mesafesinde olacak şekilde olmalıdır. Binaların yüksekliği 3-4 katı aşmamalı ve tüm yerleşimin alanı 2 km kare olmalıdır.
Dünya nüfusunun yarıdan fazlası artık kentlerde yaşıyor. 2050 yılına kadar bu rakam 6,5 milyar, yani dünya nüfusunun üçte ikisi olacaktır. Balıkesir’imizin alanlarını, inşa etme ve yönetme biçimimizi önemli ölçüde değiştirmezsek, sürdürülebilir kalkınmayı başaramayız. Özellikle raylı sistem üzerinde durulmalı ve Üniversite başta olmak üzere raylı sisteme geçilmelidir. Ayrıca, sinyalizasyon sistemleri son teknoloji olmalıdır. Şehrimizin temiz su ihtiyacı ve atık yönetiminin yanı sıra, binalarda enerji verimliliği, şehir emniyet ve güvenlik sistemleri, havaalanları, spor tesisleri ve sağlık sistemleri de masaya yatırılmalıdır. Umarım bu şehre hep birlikte sahip çıkarız.