Yaklaşık 15 günden beri Akçay da tatildeyiz.50 yıldır yakındır bu bölgedeyiz ve yazlarımızın büyük bir çoğunluğunu burada geçiriyoruz. Eşimin buralı yani Edremitli olması nedeniyle bizde şakayla karışık klasik deyimle hanım köylü olduk. Kendim Karadeniz in en doğusundan Artvinli olmama rağmen artık iyice buralı olduk sayılır. Ne demişler “Doğduğun yer değil, doyduğun yer” diye öyle bir şey. Ama biz buralı olduk diye vefasız değiliz, fırsat buldukça doğduğumuz yerleri yani memleketimiz Artvin i ve köyümüzü de ziyaret etmeye çalışıyoruz. Şimdi gelelim Akçayla ilgili gözlemlerimize:

   Öncelikle dikkatimizi çeken en önemli şeyin geçen yıldan bu tarafa Akçay da en ufak bir değişikliğin olmadığı,  her geçen gün biraz daha yeşilliğin, doğal güzelliğin azaldığı, denizin bitme noktasına geldiği, betonlaşmanın artarak devam ettiği, sahillerin boydan boya işgal edildiği ve “Nerede o eski Akçay” diyeceğimiz hale geldik. Çok değil bundan 25 yıl önce ufak bir tatil beldesi, tertemiz denizi, birçok balık türünün avlanıldığı suları, herkesin rahatlıkla ve sağlık bakımından güvenli bir şekilde denize girdiği,  kumsalları ve plajlarının örnek gösterildiği Akçay artık yavaş yavaş bitme noktasına geldi. Eskiden güzel bir sahil kasabası ve tatil beldesi olan Akçay ın nüfusu kışları 20-30 binken yazın 150-200 bini geçiyor ve hızla bir şehirleşmeye giderken bitme noktasına doğru ilerliyor. Yıllar önce sadece Edremit Çanakkale asfaltının deniz tarafında yerleşim yerleri varken son yıllarda hızlı bir betonlaşma ile nerdeyse Kaz Dağlarının etekleri ve ta Küçükkuyu ya kadar bütün yeşillikler ve zeytinlikler yok edilerek beton yığını haline getirilmeye çalışılıyor.  Şimdi de sıra Kaz dağlarına geldi.Bu konuda çok şey yazıldı ve söylendi.Aslında daha söylenecek çok şey var.Biz yine Akçay a dönersek betonlaşmanın en kötü örneği de Akçay liman meydanında ki Sarıkız heykelinin bulunduğu alandır.Birkaç yıl önce heykelin önünde bulunan güzel ve fıskiyesi olan geceleri çeşit çeşit renklerle süslenen , yerli ve yabancı turistlerin seyrettiği ve resim çektirdiği güzelim havuzu bozarak  sanki Akçay da beton azmış gibi heykelin etrafının tamamen parke ve betonla  kaplamışlar.0rada şimdi resim çektirmek isteyenler ya heykelin etrafında ki taşların üstüne veya çocuklar heykelin tepesine tırmanarak resim çektirmeye çalışıyorlar.Yazık değil mi o güzelim havuzu yok ederek heykelin etrafını beton yığını haline getirmeye.Yine bütün sahil boyunca adının “Halk plajı” olmasına rağmen hemen her tarafın nerdeyse denizin dibine kadar işgal edilerek Balıkesir Büyükşehir Belediyesi  amblem ve bayrakları asarak masa sandalye ve şezlonglarla  kaplandığı ve eskiden  herkesin rahatlıkla denize girdiği yerler de artık rahat denize girilemediği   en az 50 liradan başlamak üzere belli bir ücret ödemek süratiyle vatandaşların tercihe zorlandığı görülmektedir..

   Yine geçen hafta 12-13-14 Temmuz tarihlerinde Altınolukta 2.düzenlenen Altınoluk kültür El sanatları derneği VE BAYŞAD tarafından düzenlenen el sanatları fuar ve şiir okuma etkinliği düzenlenmiş olup Bayşad şairleri şiirlerini okumuşlardır. Devamında kitap fuarı da düzenlenmiş ama beklenen ilginin az olduğu bilhassa gençlerin fazla rağbet göstermediği birkaç tanınmış yazar dışında başta ben dahil olmak üzere birçok yazarın fuardan memnun kalmadığımızı, hatta bazı yazar arkadaşların bir tane bile kitap satamadan fuardan ayrıldıklarını gördük. Maalesef her zaman söylediğimiz, gördüğümüz ve yazdığımız gibi gençlerimiz okumuyor, okumuyor, okumuyor. Ama aynı gençlik daha önce ki yıllarda yapılan ve birçok kişinin şikâyetçi olduğu rock festivaline katılarak meydanları doldurmuş nerdeyse sabaha kadar sözde eğlenmek için mahalle sakinlerini rahatsız ederek birçok şikâyetlere sebep olmuşlardır. Bu yıl Akçay da en çok dikkatimizi çeken şeyin sahillerin yine çok kalabalık olduğu ve sanki hiç hastalık yokmuş gibi rahat hareket etmeleri ve büyük çoğunluğun maske mesafe sağlık bilgisi kurallarına uymadığını üzülerek görmüş olduk. Bilhassa gençler ya hiç maske taşımıyorlar veya moda olduğu gibi süs eşyası gibi kollarına takıyorlar.

  Körfezden ve Akçay dan izlenimlerimizi şimdilik bu kadarla bitiriyoruz.Bu konuya yine devam edeceğiz.

  Sağlık ve esenlik dileklerimle..Aslan TORUN