Bu konuya girerken daha lafımın başında şunu belirtmem doğru olacaktır; Aydın olarak bilinen ve entelektüel birikime gerçekten sahip olan bir insan, moda ve popüler olan şeylerden daima kuşku duyar. Friedrich Nietzsche’nin düşündüğü ve söylediği gibi ‘sürü psikolojisi’ zihniyetini aşmak, özgür bir ruh olmak, insan için en değerli şeylerden birisidir. Karl Marx’ın kapitalizm eleştirisi de dikkate alınacak olursa, moda ve popüler olan şeylerden neden kuşku duyulması gerektiği daha da iyi anlaşılır. ‘Yapay zekâ’ denilen şey bu bağlamda ivedilikle ele alınması ve anlaşılması gereken bir konudur. Yapay zekâ ile insanı özdeşleştirmek, kanımca hem yapay zekâyı hem de insanı anlamamak anlamına gelir. ‘Yapay zekâ’ geniş bir veri hafızasına, çıkarım yapma ve hesaplama yetisine sahip olmakla birlikte, bilinci, ruhu, özgür iradesi, tutkuları, duyguları ve aklı olan bir varlık değildir. Yapay zekâ sadece, insana ait bu özelliklerin belli başlı göstergelerini yapay bir formda sergileme ve görünüşe aktarma yetisine sahiptir. Ayrıca, yapay zekâya, diğer özellikleriyle birlikte, bu özellikleri kazandıran, insanın kendisidir. Yapay zekâ, insan tarafından nasıl programlandırdı ve koşullandırıldı ise o şekilde hareket eder. Yapay zekâ; bir eylemde ve seçimde bulunmaz. ‘Yapay zeka’ sadece bir davranış ve hareket sergiler, aynı zamanda kendisine verilen komutları yerine getirir. İnsan her koşulda ve her zaman bir eylemde ve seçimde bulunamasa da, sık sık davranışlarının esiri olsa da, bazı koşullarda ve zamanlarda, kendi özgür iradesiyle, eylemde ve seçimde de bulunabilir. Yapay zekâ için bu kategorik bir olanaksızlık yani imkansızlıktır. Öte yanda yapay zekâ, aynı zamanda zekâyı akıldan, bilinçten, ruhtan, özgür iradeden, duygudan, tutkudan ayırmamızı sağlaması açısından önemlidir. Ayrıca yapay zekâ, her teknoloji ürünü gibi, toplumun yararına kullanılırsa, iyi bir şeydir. Ancak yapay zekânın çok önemli iki tehlikesi vardır. Birincisi, yapay zekâ insan zihninde bilişsel gerilemelere yol açar. Sık sık yapay zekaya başvuran insanın bazı bilişsel yetenekleri paslanır, böyle bir insan, düşünme tembeli ve düşünme özürlü bir varlığa dönüşür. İkincisi, kapitalizme hizmet eden yapay zekâ, çok büyük ekonomik ve sosyal adaletsizliklere yol açar. İnsanın yapabileceği işlerin yapay zekaya devredilmesi, kitlesel boyutta işsizlikle sonuçlanır. Yapay zeka; kapitalist oligarşi odaklar için bulunmaz bir nimettir. Bu odaklar, bu nedenle dünyada bir yapay zeka furyası, promosyonu, propagandası, reklam kampanyası estirmektedir. Çünkü insanın yapacağı işlerin yapay zekâ tarafından yapılması, uzun vadede şirketlere ve holdinglere daha fazla kâr getirecektir. Emekçi insanlara maaş ödemek, onların emeklilik ve sağlık primlerini yatırmak yerine, yapay zekayı çalıştırmak daha karlıdır. Bu bağlamda yapay zeka; ucuz işgücü bile değil, bedava işgücüdür. Bu sorunun çözümü ancak, özel sektörün veya devletin, tüm vatandaşlara, ‘evrensel temel gelir’ olarak da bilinen, karşılıksız bir gelir sağlamasıyla olanaklıdır. Böyle bir ekonomik model de henüz uygulanamamıştır. Bunun dışında, halkın egemenliğini yapay zekanın egemenliğine devretmeye çalışacak, kitlesel işsizliğe, ekonomik ve sosyal adaletsizliğe yol açacak siyasi partilerin, seçmenlerin tuzağa düşmemesi durumunda, seçim kazanmaları ve yapay zekânın egemenliğini sağlamaları da olanaklı değildir. Neyse ki yapay zeka teknolojisinin gelişmiş olduğu ülkelerin çoğunda hala çok partili serbest seçimli bir düzen vardır. En azından şimdilik!..