Bugün şehrimizin kurtuluş bayramı. Türk ordusunun 101 yıl önce 6 Eylül 1922’de Balıkesir’e gelerek şehrimizi Yunan işgalinden kurtarmasının yıldönümü…

  6 Eylül, biz Balıkesirliler için ayrı bir önemi ve coşkusu olan çok özel bir bayramdır. 6 Eylül denilince akla ilk gelen ‘Tülü Tabaklar’ olur. Yıllar boyunca ‘Tülü Kabaklar’ olarak bildiğim ve bu şekilde telaffuz ettiğim ‘Tülü Tabaklar’ dünyada ve ülkemizde bir başka benzeri bulunmayan, sadece Balıkesir’e özgü silahsız kahramanlarımızdır. İşgal yıllarında deri ustalarının, tabakların keçi ya da koyun postu, at kuyruğu, baca kurumu, çanlar ve uzun isli değneklerle korkutucu bir görünüme bürünerek, Yunan askerlerine karşı yaptıkları silahsız mücadele ve savunmalarıyla efsaneleşmişler, böylece 6 Eylül Kurtuluş bayramımızın sembolü haline gelmişlerdir…

Çocukluğumda ve sonrasında 6 Eylül Kurtuluş bayramlarını adeta iple çeker, dört gözle beklerdik. O coşkulu kalabalık ve o coşkulu kalabalığın yaşadığı coşkulu heyecan, sevinç ile haklı gurur, o kadar yoğun ve birbirinin aynıydı ki, birlik ve beraberlik içinde ‘Milli Duygular’ tam da olması gibiydi. Gayet samimi, çıkarsız, hep birlikte…

Hatta köylerden ilçelerden gelirlerdi akın akın bayramın coşkusunu izlemeye…

 İstasyon meydanı, erken saatlerde hınca hınç dolardı. Belediye ve Askeriye bando takımları, Mehteranlar, Gazilerimiz, cepheye top mermisi taşıyan köylü kadınlarımız, tören kıtasındaki askerlerimiz, ‘Tülü Tabaklarımız’ kortej eşliğinde geçer, öğrenciler kurtuluş gününü temsilen gösterilerini düzenlerdi. Senede bir gün ‘Kurtuluş Günü’ etkinliklerinde gördüğüm ‘Tülü Tabaklar’ beni çok korkuturdu. Onlardan o kadar çok korkardım ki, çocukken, onların insan olduğuna bir türlü ikna olamazdım. Kalabalığın içine daldıklarında atılan çığlıklar, kaçışmalar, panik havası, çocukluk aklı işte beni çok ama çok korkuturdu.  Büyüdükçe onların insan olduğunu anlayınca ve de o ‘Tülü Tabaklar’ın içlerinde bizim mahallemizin insanı olan gençler olduğunu öğrenince daha önce yaşadığım korkular geçmişti ama onların isli değnekleri kıyafetlerime değmesin, diye hep bir tedirginlik, hep bir korkulu heyecanı daima yaşamıştım yıllarca…

 Bayram bittikten sonra da ‘Tülü Tabaklar’ gösterilerinin finalini mahallemizde yaparlardı. Tef, davul, zurna eşliğinde hep birlikte oynarlar, çaylarını içerler, toplanan mahalle sakinlerine, çoluk çocuğa sataşırlar, gülüş, cümbüş, çığlıklar ve alkışlar içinde gösterilerinin finalini tamamlar, giderlerdi. Onların misyonuydu aslında korkutmak. Yıllar öncesinde Yunan askerini korkutup kaçırdıkları gibi. Hem de ellerinde silah dahi olmadan. ‘Tülü Tabaklar’ Balıkesir’in, bayramımızın sembolü, vazgeçilmezi. Bizim kültürel mirasımız. Yöresel bir şölen içinde kutladık yıllardır 6 Eylül Kurtuluş bayramımızı…

 Günümüzde aynı duyguları ve aynı tadı vermese de bayramlar eskisi gibi olmasa da umarım ve dilerim ‘Tülü Tabaklar’ efsanesi, sürdürülebilir bir geleneğimiz olarak gelecek nesillere taşınsın, her daim hayat bulsun. Geçmişten geleceğe açılan pencere “Tülü Tabaklar” geleneği devam etsin…

 Balıkesir’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun 101.Yıldönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları olmak üzere, topraklarımızın düşman işgalinden kurtarılması yolunda canlarını feda eden şehitlerimizi atalarımızı, dedelerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla bir kez daha anıyorum. Bu kahramanlık destanının yıldönümünde Balıkesir halkının da kurtuluş bayramını yürekten içtenlikle kutluyorum…