AK Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, "dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" olarak bilinen yeni basın kanunu hakkında TBMM kürsünden bir açıklama yaptı. Canbey; “Sahte isimle açılan hesaplar üzerinden yasa dışı içerikler paylaşmak, küfür, iftira ve hakaret etmek, insanları karalamak yada itibarsızlaştırmaya çalışmak, nefret ve ayrımcılığa zemin oluşturmak suçtur” dedi.

Gazetecilikten milletvekilliğine geçiş yapan AK Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, TBMM’de yaptığı konuşma ile Basın Yasası’ndaki düzenlemeler hakkında bilgi verdi.

Yalan haber yayma suçu tanımlayan yeni kanun hakkında konuşan Canbey, dezenformasyon yasasının önemine bir kez daha dikkat çekti.

Milletvekili Canbey’in konuşmasının tamamı şu şekilde:

“Teknolojinin hızla geliştiği ve dünyanın küresel bir köye dönüştüğü günümüzde dijital dünyanın hayatımızın bir parçası haline gelmesi ve sosyal medya platformlarının bu denli çeşitlenmesi vatandaşlarımızın haklarının bu mecrada nasıl korunacağı sorununu ortaya çıkarmıştır. Dijital dünyada vatandaşlarımızın onur, şeref ve saygınlığının, kişisel haklarının, özel hayatların dokunulmazlığını, kişisel verilerinin korunması gerekmektedir. Bu noktada oluşacak hak ihlallerine verilecek cezaların belirlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Ülkemizin hukuki altyapısını değişen bu şartlara uyumlu hale getirmek ve oluşan yeni sorunlara hukuki çözümler bulmak da bu parlamentonun yani biz milletvekillerinin vazifesidir. Görüştüğümüz kanun da tam olarak bu amaçla hazırlanmış, vatandaşlarımızın hak ve menfaatini her ortamda korumayı hedefleyen bir kanundur.”

 

DEZENFORMASYON DOĞRU BİLGİYE GÖRE

8 KAT DAHA FAZLA YAYILMAKTA”

Özellikle sosyal medya aracılığı ile yalan haber ve bilginin doğrusuna göre kat daha fazla yayıldığına dikkat çeken Milletvekili Canbey, tehlikenin büyüklüğünü işaret ederek ülkemizdeki 100 haberden 50’sinin yalan olduğunu söyledi.

Canbey, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kitle iletişim araçlarının baş döndürücü bir hıza eriştiği günümüzde yalan ve dezenformasyon doğru bilgiye göre 8 kat daha fazla yayılmaktadır. Yine araştırmalara göre Türkiye, dünya genelinde yalan haberlere en çok maruz kalan ülke durumundadır. Almanya’da haberlerin sadece 9, Fransa’da 12, İngiltere’de 15’i yalan iken ülkemizde 100 haberden 50’sinin yalan haber olduğu bir hakikattir.

Yani bu ne demek oluyor. Türkiye’de yapılan haberlerin yarısı yalan. Bu çok ciddi bir rakam. Bizim milletvekili olarak bu alanda düzenleme yapmamız kadar normal ne olabilir. Almanya yapıyor, Fransa yapıyor, gelişmiş dediğimiz ülkeler yapıyor da bunu biz niye yapmayalım.

 

BUNLARI YAPARSAN CEZA ALIRSIN!

Yaptığımız düzenlemenin özeti şudur; karşısındaki insana yüz yüze söyleyemeyeceği şeyi klavyenin arkasına saklanarak internet üzerinden de söyleyemezsin. Sahte hesap açıp insanlara küfür, hakaret edemezsin. Yalan haberler yaparak milletimizi yanlış yönlendiremezsin. Sahte isimle açılan hesaplar üzerinden yasadışı içerikler paylaşmak, küfür, iftira ve hakaret etmek, insanları karalamak ya da itibarsızlaştırmaya, çalışmak nefret ve ayrımcılığa zemin oluşturmak suçtur. Bu bütün hukuk yapısında suçtur. Bunları yaparsan ceza alırsın.

Muhalefet bundan niye rahatsız oluyor? Sanki her paylaşım yapana ceza gelecekmiş gibi bu konuyu bile çarpıtarak eleştiriyi yalan üzerinden kurguluyorsunuz. Bu bağlamda yalan haberi üretim, üretme ve yayma eyleminin birey ve toplum iradesini ipotek altına alan, vatandaşlarımızın gerçek bilgiye ulaşma hakkını engelleyen ciddi bir tehdit haline nasıl getirildiğini biz sayısız kez gördük. Gelişen teknolojiyle birlikte dezenformasyonun ulaştığı nokta temel hak ve özgürlükleri korumak adına bu tehditlerle mücadeleyi zorunlu kılmıştır.

 

HAK VE HUKUK ÇERÇEVESİNDE

ÖZGÜRLÜKLERE CAN FEDA”

Ben az önce burada muhalefetin hitaplarını dinledim. Kendilerini ve eleştirilerini dikkatle de izledim. Burada ilgi ve dikkat çekici hikayeler anlattılar. Özgürlüklerden bahsettiler. Özgür basın susturulamaz diye yazıyorlar. Biz de özgürlüklerden bahsediyoruz. Bizim de özgürlüklere dair hikayelerimiz var. Bizim de demokrasiye dair hikayelerimiz var. Hani siciliniz temiz diyor ya az önceki hatip, bizim sicilimiz temiz. Siz bir tarihinize, yaptıklarınıza, atılan manşetlere, insanların yaşadığı mağduriyetlere bakın. Önce kendi sicilinize bakın sonra bizi eleştirin.

Burada özgürlük istiyoruz, demokrasi istiyoruz diye bağırıyorsunuz. Hak ve hukuk çerçevesinde özgürlüklere can feda. İstediğiniz kadar bağırabilirsiniz. Biz de bağırırız. Ama hak ve hukuk çerçevesinde. Bakın, özgürlüklerin bu ülkede çok mağdur edildiği dönemler yaşandı. O hikayelere çok girmek istemiyorum. Özgürlük böyle savunulmaz. Özgürlük herkese var biz bunu savunuyoruz. Millete karşı dürüst olacağız. Konuşurken bize özgürlük var size yok. Öyle bir dünya yok. Özgürlük herkese var. Dürüstçe savunalım. Biz zaten bunun peşindeyiz. İnsanların mağdur olmasını istemiyoruz. Bizim hesabımız bununla. Dünyanın her tarafında dijital mecralarla ilgili düzenleme yapılıyor. Siz niye böyle bir düzenleme yapılmasına karşı çıkıyorsunuz? Arkadaşlar, burada sorgulama yapar, bizim sicilimize laf söylerseniz siz kendi sicilinizi sorgularsınız. Bizim sicilimiz temiz. Bu bizim vazifemiz.”




KAYNAK: İHA