Nev Sağlık Grubu’ndan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Özdemir Genç, orman yangınlarının yalnızca doğayı değil, insan sağlığını da tehdit ettiğini belirterek; özellikle çocuklar, yaşlılar, kronik solunum hastaları ve hamilelerin dumandan ciddi şekilde etkilenebileceğini vurguladı.
Son günlerde etkisini artıran orman yangınları çevre felaketine yol açarken, havaya yayılan kül ve duman nedeniyle insan sağlığını da ciddi şekilde tehdit ediyor.
Nev Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Banu Özdemir Genç, özellikle küçük çocuklar, yaşlı bireyler, kronik solunum hastalığı olanlar ve hamile kadınların kül ve duman nedeniyle ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekti.
Yangınların, ormanları ve hayvanları yok ettiği gibi havayı da oldukça olumsuz etkilediğini söyleyen Genç: “Yangın dumanındaki küçük ya da büyük partiküller havaya karışıyor. Özellikle küçük çocuklar, yaşlılar, astım, KOAH ve kalp hastaları yangın dumanından ve küllerinden en çok etkilenen gruptur” dedi.
“KÜL YAĞIŞI SONRASI SOLUNUM SİSTEMİ ZARAR GÖREBİLİR”
Uzm. Dr. Banu Özdemir Genç, kül yağışı sonrası solunum yollarının çeşitli şekillerde olumsuz etkilenebileceğini dile getirdi. Özellikle volkanik patlamaların, orman yangınları veya endüstriyel kazalar sonrası havaya karışan ince kül parçacıklarının, solunum sistemi üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Genç: “Orman yangını dumanından yayılan parçacıklar farklı boyutlarda olsa da yaklaşık yüzde 90’ı, saç telinin otuzda biri kadar küçük olan ince parçacıklardan (PM2.5 yani 2.5 mikron çapında veya daha küçük parçacıklar) oluşur” ifadelerine yer verdi.
“DUMAN VE PARTİKÜLLER SOLUNUM VE KALP SAĞLIĞINI ETKİLİYOR”
Bu ince partiküllerin solunmasının, burun, boğaz ve akciğerlere kadar ulaşabildiğini ifade eden Uzm. Dr. Banu Özdemir Genç, akciğer hastalığı olan kişiler her zamanki kadar rahat nefes alamayacağını; öksürük, balgam, göğüste rahatsızlık, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmalar yaşayabileceğinden de bahsetti. Partiküllerin solunması sonucu kalp hastalığı olan kişilerde ise göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı veya yorgunluk görülebildiğini söyleyen Uzm. Dr. Genç, uzun süreli maruziyetin, kronik solunum hastalıklarının kötüleşmesine neden olduğuna dikkat çekti.
“ALERJİK REAKSİYONLAR ŞİDDETLENEBİLİR”
Açıklamalarının devamında konuşan Uzm. Dr. Banu Özdemir Genç: “Bazı kişilerde kül, alerjik semptomları artırabilir. Hapşırık, burun akıntısı ve gözlerde yanma gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Özellikle hassas bireylerde solunum kapasitesinde geçici ya da kalıcı azalma görülebilir” dedi.
“KÜL VE DUMANIN EN ÇOK ETKİLEDİĞİ GRUPLAR”
Kül ve dumanın etkilediği risk grubunda kronik solunum hastalığı olanlar (astım, KOAH), yaşlı bireyler, çocuklar ve bebekler, hamile kadınlar ile kalp-damar hastalarının yer aldığını belirten Uzm. Dr. Genç, yaşlı bireylerde solunum sisteminin daha zayıf olduğundan etkilenme riskinin yüksek olduğunu dile getirdi. Çocukların ve bebeklerin akciğerlerinin gelişme aşamasında olduğu için kül parçacıklarına karşı daha hassas olduklarını da sözlerine ekleyen Genç, hamile kadınlarda ise solunan zararlı partiküllerin hem anne sağlığını hem de bebeğin gelişimini etkileyebildiğini belirtti.
“KORUNMA OLDUKÇA ÖNEMLİ”
Özetle korunmanın oldukça önemli olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Banu Özdemir Genç: “Özellikle risk grubundakiler dışarı çıkmaktan kaçınmalıdır. Maske takılmalı, tercihen N95 veya FFP2 tipi maskeler tercih edilmelidir. Cam ve kapılar kapalı tutulmalı, iç ortamda hava temizleyicileri kullanılmalıdır. Araç kullanılıyorsa iç hava sirkülasyonu moduna alınmalıdır. İç ortam hava kalitesinin düşük olduğu, yangından etkilenmiş yapılar veya yakınlarında duman ve kül kalıntısı olan yerlerde temizlik yapılırken, külü ve kalıntıları dağıtıp tekrar havaya karıştıracak eylemlerden uzak durulmalı; yeterli havalandırma ve diğer koruyucu önlemler alınmalıdır” açıklamalarında bulundu.
HABER: BUSE ASLAN
Yorum yapın