- BASİAD Başkanı Ümit Baysal, yaptığı yazılı bir açıklama ile iş dünyasının beklentilerini sıraladı. Baysal ayrıca, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Türkiye’yi bir üst lige taşımak için uluslararası rekabet gücünün arttırılması gerektiğini söyledi. - BASİAD Başkanı Baysal açıklamasında “Güçlü bir tarihsel mirasımız, köklü bir kültürümüz var” diyerek Cumhuriyet kazanımlarının korunup sahip çıkılması gerektiğini ifade etti.

Balıkesir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BASİAD), dün yaptığı yazılı bir açıklama ile iş dünyasının yeni dönemdeki beklentilerini sıraladı.

Toplumsal birlikteliğin iş gücüne fayda sağlayacağını ifade eden Başkan Baysal, uluslararası rekabet gücünün arttırılması gerektiğinin de altını çizdi. Başkan Baysal, Cumhuriyet kazanımlarının da korunması gerektiğini belirttiği açıklamasında iş dünyasının arzu ettiği reformlar hakkında da bilgi verdi.

 

“GÜÇLÜ BİR TARİHSEL MİRASIMIZ,

KÖKLÜ BİR KÜLTÜRÜMÜZ VAR”

BASİAD Başkanı Ümit Baysal; “Ne mutlu ki Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına kavuşuyoruz. Cumhuriyetimizin birinci yüzyılındaki kazanımları korumalı, güçlendirmeli ve eksikliklerini gidermeliyiz. İkinci yüzyılımızda ulaşmak istediğimiz hedefimiz için, bu meclis döneminde elde edeceğimiz kazanımlar, çok önemli olacak. Önümüzde uzun bir yapılacaklar listesi olabilir. Çünkü ülkemizin potansiyelinin, bugünkü konumuna kıyasla, çok daha yüksek olduğuna inanıyoruz. Güçlü bir tarihsel mirasımız, köklü bir kültürümüz var.

Jeostratejik açıdan çok önemli bir coğrafyadayız. Dinamik genç nüfusumuz, dünya çapında uzmanlarımız ve bilim insanlarımız var. Ülkemizin demokrasi geçmişi köklü.  Ekonomik yapımız, sanayimiz ile bulunduğumuz coğrafyada öne çıkıyoruz. Dünyaya entegre, her yerle güçlü bir ekonomik ilişkisi olan bir iş dünyamız var. Nice tecrübeli devlet ve siyaset insanımız var. Sivil toplum geleneğimiz canlı. Bu potansiyellerimiz ülkemizi çok daha yukarılara taşıyabileceğimizi gösteriyor” dedi.

 

“ULUSLARARASI REKABET GÜCÜMÜZÜ

DAHA DA ARTIRMAMIZ GEREKİR”

Açıklamasının devamında uluslararası rekabet gücünün daha fazla artması gerektiğini belirten Başkan Baysal, özellikle toplumsal birlikteliğe vurgu yaptı. Baysal, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bilim, teknoloji ve sanatta uluslararası kıyaslamalardaki yerimizi çok daha yukarılara taşıyabiliriz. Mevcut sorunları el birliği ile aşıp ülkemizi Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında bir üst lige taşıyabiliriz. Bunun için de konuşmak, söyleşmek gerekiyor. Arzumuz; ülkemizin barış, huzur, istikrar ve refah toplumu olma yolunda, en ileri seviyeye ulaşması. Türkiye, coğrafya ve nüfus olarak büyük; bölgesel, etnik, ekonomik, sosyal, kültürel açılardan farklılıklar sergileyen bir ülke… Haliyle demokratik uzlaşma mekanizmasına ihtiyaç duyan bir ülke. Cumhuriyet yönetimi, toplumun tüm vatandaşlarının eşit katılımı üzerine kuruludur. Bu meclis döneminde temel beklentimiz, demokrasi ve eşit vatandaşlık doğrultusunda ileriye gitmek. Cumhuriyeti ve demokrasiyi birlikte nasıl güçlendireceğiz? Refahı artırırken bölüşümü daha adil nasıl yaparız? Çevreyi koruyan bir kalkınma nasıl olmalı? Küresel dönüşümlerde ulusal stratejimizi nasıl konumlandıracağız? Bu sorulara cevap aradığımız durumlar, farklı kesimlerin birbiriyle konuşabilmesinin, diyalog kurabilmesinin mümkün olduğunu gösteriyor. Toplumun yarısını oluşturan kadınların hala şiddet görmesi, iş hayatında ve toplumsal hayatta ayrımcılığa uğraması, Türkiye’nin ikinci yüzyılına yakışır özellikler değil. Bu nedenle ikinci yüzyılımızın ilk meclisinden ilk beklentilerimizden birisi de bu büyük sorunun tamamen çözülmesidir” ifadelerini kullandı.

 

EĞİTİM REFORMU OLMALI

Son olarak BASİAD’ın uzun yıllardır toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışmalar yürüttüğünü belirten Başkan Baysal, yeni dönemdeki bir başka beklentilerinin eğitim reformu olduğunu söyledi. Baysal, sözlerini şu şekilde tamamladı; “Çünkü ülkemizin hak ettiği demokrasi ve kalkınma düzeyine ulaşmak için, bunu önemli buluyoruz. Kadınların ve erkeklerin ekonomik yaşama, karar alma mekanizmalarına, siyasete ve toplumsal hayata eşit katılımı olması gerektiğine inanıyoruz. İkinci yüzyılımıza girerken, eğitime erişim, işgücüne katılım, siyasette ve çalışma hayatında karar alıcı pozisyonlarda yer alma ve bakım sorumlulukları alanlarındaki kadın-erkek eşitsizliklerini ortadan kaldırmalıyız. Yeni döneme ilişkin bir başka beklentimiz ise kapsamlı bir eğitim reformu. Küresel rekabet giderek yoğunlaşıyor. Yapay zeka uygulamaları başta olmak üzere, dijital teknolojilerde baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor. Böyle bir çağda eğitim sistemimiz çocuklarımızı ve gençlerimizi ezberciliğe değil; özgür, eleştirel ve yaratıcı düşünceye yöneltmeli. Gençlerimizin, teknik ve sosyal becerilerini yükseltmeliyiz. İyi yabancı dil konuşmalarını sağlamalıyız. Gençlerimiz dünyadaki gelişmeleri takip edebilmeli. Eğitim sistemimiz tüm çocuklarımıza fırsat eşitliği sağlamalı. Tüm çocuklarımıza kreşlerden başlayarak, kaliteli eğitim vermeliyiz. Büyümenin nimetlerinden sadece iyi bir eğitimi finanse edebilenler yararlanmamalı; herkes yararlanmalı. Bu unsurları hayata geçirecek bir eğitim reformunu hızla gündeme almalıyız. Bu başlıklar, bugünümüzü olduğu kadar, yarınımızı da doğrudan belirleyecek olsa da, gündemi daha acil konular dolduruyor”.

Haber: Ebru Kantarlıoğlu