Mendiller yetmiyor mahur gözlere Bırak da gözyaşım  kurusun Leyla Ne zaman aldandık  yalan sözlere Bak sende aynı hak kulusun Leyla Dert etme kan yara deştikçe kanar Bir topaç  devran bu  elbette döner  Küllenmiş közlerim değdikçe...

Patladı yeryüzü ah bölük pörçük Üst üste durmayan taşlar ağladı  Can evim inledi her yanım göçük Taşlara vurulmuş başlar ağladı İsrafil makamdan sûr mu üflendi  Sanki bu hallaçlar görev üstlendi Hercümerç yeryüzü ölüm kitlendi Korkudan...

Yalan dolu  şu dünya’ya Bir giriş var  bir de çıkış Engel dolu meçhul yola Ses sedasız sessiz akış Doğru bulsan bata çıka Gönlün aşkla yana yaka Tüm ömrüne baka baka Umutsuzca duygu katış  Yürek sesin...

Bir deli rüzgara savruldu gönlüm  Takılmış kurumuş  dallarda kaldı Ufuğa bakmakla kör oldu gözüm  Umudum tükenmiş yollarda kaldı  Kör kurşun almışdı kuşun kanadı Güvercin ters düştü barış kurudu Vuslatlar bekleyen kalbin umudu Kavrayıp tutmamış kollarda...

BİR SEVDA DOĞDU KENDİLİĞİNDEN Bir yıldız kayıp saplandı kalbime,  Aynı gökyüzündeki gibi,  Önce tüm içtenliğiyle aydınlattı benliğimi,  Sonra pırıl pırıl sevdalar belirdi kanımda,  Sevgisiz karanlığımı aydınlatmak umuduyla,  Sevginin tüm ışıklarını getirmiş yanında,  Ve bir çift...

Yağma yağmur gözlerimi ıslatamazsın,  İki acı fotoğraf kadar olamazsın,  Kaynak olmuş göllere, gözüm pınarları,  Boşa yağıp gürleme, sen dolduramazsın. Gelme mızrak üzerime, sen delemezsin,  İki ağır söz kadar etki edemezsin,  Bak şimdi delik deşik bağrımın...

MEDET UMAMAM  Sağ gözün sola faydası yokken,  Bir el diğerine üstün değilken, Sen de kendini bir şey sanırken, Ben senden böyle medet umamam  Gönlüm gönlüne gönül koymuşken, Kalbim kalbine kırık kalmışken Gözünle beni hakir görmüşken...

Ömrümü güfteler yazıp anlattım Anlayan anlamış söz yeter bana Çalıpda söyledim notalar yaptım Mızrabım elimde saz yeter bana Mecnun’su bir şevkle aşık olupda Yunus’um çilesi gönlüm yakıp da Aşklarım vefasız kapris yapıp da Katlanıp çektiğim...

Kenet kenet olmaz ise elimiz Ya kolu kır ya da  eli güzelim Tatlı tatlı söz etmezse dilimiz Ya ağzı yak  ya da dili güzelim Konuştukça çamlarını devirse Lafı güzaf hedef bana meyilse Muhabbette sohbet tatlı...

Böyle bir güzellik var mı dünyada Yaradan Hüda’na kurban olurum  Bir işve bir cilve varmış endamda Kur yapan eda’na kurban olurum Özenip bezenmiş çizmiş resimle Emsalin yok imiş hiç bir kesimle Dağlardan aks olan billur...