İZMİRLİM                               Buğday tenli, kor dudaklı güzelim..                        Mutluluğu, gökyüzüne çizelim.                        Bulatlarda, hayallerde gezelim..                        Yaşayalım, Yaz ortası GÜN OLSUN                          Bakışları, iltifata taşıyan                        İşvebâzım, benliğimde yaşayan                        İrem bağı, gönlüm...

    Halimi arz ettim yüce Mevla’ya      Nilüferler mahzun göller ağladı      Mehtaplı gecede daldım hülyaya      Soldu yaprakları GÜLLER ağladı.     İçimde fırtına gönlümde harman     Savrulur sevdalar zamanı devran     Hayâl hanesinden...

Yaşarsın kalbimde, olsan da uzak     Senden gayri herkes, el anneciğim     Kor oldu hasretin, şu halime bak     Yakma artık beni, GEL anneciğim                                     ...

BİRİSİ VAR     Ah şu gönlüm yangın yeri      Kor üstünde duman külü      Çeker cefa Yılmaz kulu      Sinesinde beresi var                          Ceylan olur suya iner        ...

ÇUKUROVA     Çukurova çukuru, hasır sarı sıcağı     İnce Memet diyarı, toprak ana kucağı     Torosların eteği, Avşarların sancağı     Tekir yaylasındaki, Yörüklerin NAĞRASI                      Demirciler çarşısı, cinayeti işlendi   ...

Bir ayağı kışta, öbürü yazda  Yalancı çiçekler, açar kirazda  Bazı günler geçer, gölge ayazda  Güller tomurcukta. NİSAN ayında                                              Can suyudur Yağmur, sular çorağı                                            Mormenekşe Nergis gülü yaprağı                                            Akasya Ihlamur tutar Toprağı...

Yıldızlarda mavisi, duru derya gökyüzü  Gümüş renginde gölge, saman yolunda izi  Mümin boynunu bükmüş, Safranlı nurlu yüzü  İhlaslı dilde ikrar, gönüllerden SÖKÜLÜR                                                                        Þ  Gözlerimde tül perde, yüzümdeki hicabım  Hamur ensarda maya, cihanı ekber harcım...

Vücudu döğmeli, keşiş sakallı Berberi görmemiş, saçı tokalı Tişörtü timsahlı, sıfır yakalı Pehlivan yiğidim, ne hâle geldin Döşünü kazıtmış, kulakta küpe Yırtıklı pantolon, diyor ki moda Lisânı aksanı, Türkçesi ya da aslını inkârda, ne hâle...

İsmini sormasam, hiç tanımazdım     Ezeli vaktinde, narin bir kızdın     Nasılsınız derken, nazik ellerin     Değişmez yerin bir tek gözlerin     Yorgunun yokuştan, sonraki hali     Saçlarında aklar, sanki vebali     Sorsam naçizane, var...

Zamanı su gibi, harcar içerdik, Meçhule koşardık, gülüp geçerdik Kuşlarla yarışır, sanki uçardık, Darası alınmış, ÖZÜ unutma.         Hatırla sevgilim, güzel günleri,         Saçını tarayan, sıcak elleri,         Yoluna serdiğim, pembe gülleri,...