Bit pazarına nur yağardı.
Oysa.
Eskiyi geçmiş olarak uyarlayalım.
Eski şarkılar var mı misal, sabun köpüğü bugünün şarkıları…
Oysa Müzeyyen Senar dinlenmiyor mu hala?..
Zeki Müren. Yıldırım Gürses.
Ajda, Sezen, Nilüfer…
“Mazi kalbimde yaradır” ile Seyyan Hanım’ı anmamak mümkün mü?
Eski şarkılar…
Eski binalar misal…
Şimdiki zamanların soğuk çok katlı dev blokları arasında yaşamak mı güzel; hatırlayın eski evleri…
Yoksa o eski zaman evleri mi gerçekten insan için “ev” gibi!
Biz eskinin kıymetini bilmiyoruz.
Avrupa’ya gittiğimizde de eski binaların nasıl korunduğunu görünce dilimiz tutuluyor di mi?
Batı’nın eski bestecileri var mı?
Mozart, Beethoven, Bach, Chopin, Vivaldi, Tchaikovsky…
Kaç yıldır hafızalarda hepsi nesilden nesile…
Bugün var mı 100 yıl sonrasına kalacak olan, meçhul!
Eski giyim kuşam…
1950’lerde, hatta Cumhuriyet’in ilk yıllarında bile erkek ve kadınların giyim kuşamına bakıyoruz.
Tek gördüğümüz zarafet.
Atatürk gibi bir rol model var elbet ama erkekler açısından kuşkusuz o.
Kadınlar?
Hepsi zarif.
Bugün öylesine özgürleştik ki! devlet dairelerinde kravatlı memur görünce şaşırır hale geldik.
Eski zamanların insanlarının yaptıkları eski eserler misal….
Avrupa’dan tutun ülkemize kadar…
Bugünün mimarisi mi güzel, eskinin şaheserliği mi?…
Teknoloji ve tıpta ne kadar ilerlerse ilerlesin insanoğlu…
Hangi camiyi yaparsanız yapın Mimar Sinan estetiği yok.
La Sagrada Familia… Gaudi’nin yapımı hala süren “bitmeyen kilisesi”…
Niceleri.
Sümela Manastırı… Mısır Piramitleri…
Colesseum(Kolezyum), Efes Antik Kenti ve diğerleri…
Yapabiliyor mu bugünün insanı?
Garip değil mi?
Muhteşem güzellikler barındırıyor aslında geçmiş….
Zeugma.
Antandros.
Sanatın başka bir boyutu.
İnsanoğlu bugün Mars’ta hayat kurma peşinde de…. Dostoyevski, Tolstoy, Çehov. Gogol gibileri gelmiş mi?..
Yaşar Kemal’in anlatımı ve tasvirleri gibi büyüleyen başka bir örnek var mı?..
Nazım gibi, Özdemir Asaf gibi, Orhan Veli gibi, Cemal Süreya gibi, Sebahattin Ali gibi…
Sayfalar yazsanız ifade edemeyeceğiniz duyguları iki mısraya sığdırabilen ve hepimizi kendinden geçiren şair ve yazarlar…
Eski oyunlar misal…
Sokak oyunlarını unuttu bugünün çocukları, internet ve bilgisayar başında ergenlikle beraber depresyon ve anksiyeteye düşenler gerçekten nasıl bir çocukluk yaşayabiliyorlar ki bugün?
Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı demişler ama…
Bit pazarları bile güzel değil mi gerçekte. Olsa rağbet fena mı olurdu ne dersiniz?
Kim bilir, farkında değiliz…
Eskinin kıymetini bilemediğimiz için belki de böylesine yapaylık, hissizlik.
Ve nihayetinde boşluktaki yalnızlık.





