Her ayın başında daha sonra ise yıl sonunda yıllık enflasyon açıklanır.
Hep merak ederim şu enflasyon rakamlarını nasıl tespit ederler diye.
Çünkü cebimdeki gerçek enflasyon ile resmi açıklanan enflasyon arasında hep fark olur.
Hep tek haneli enflasyon konuşulur. Sanırım makbulü tek haneli olanı.
Çünkü çift haneli enflasyon rakamları kötü ekonomi yönetimi anlamına gelir.
Fakat ben market alış verişinde yada faturaları öderken bambaşka bir gerçeklikle yüzleşiyorum. Sürekli tartıştığımız o meşhur soru: Açıklanan enflasyon ile benim cebimdeki enflasyon neden birbirinden bu kadar farklı? sorusu aklıma geliveriyor.
Öğrendiğim kadarıyla resmi enflasyon, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) adı verilen ve binlerce farklı mal ve hizmetin ortalama fiyat değişimini ölçen bir sepet üzerinden hesaplanıyormuş. İşte bu sebeple sepette iğneden ipliğe, kiralardan otomobillere kadar geniş bir yelpaze bulunuyor.
Sorunda bu sanırım alınan ortalama, gerçeğin tamamını yansıtmıyor.
Bir hane halkı düşünün ki, gelirin büyük bir kısmını kiraya ve zorunlu gıda maddelerine ayırmak zorunda. TÜFE sepetinde, fiyatı nispeten daha az artan veya az tüketilen lüks ürünler de bulunduğu için, sepetin ortalama artış oranı, zorunlu ihtiyaçlara odaklanan bir ailenin hissettiği gerçek artışın altında kalabiliyor.
Özellikle temel gıda, barınma ve ulaşım gibi kalemlerdeki fahiş artışlar, düşük ve orta gelirli kesimin bütçesinde çok daha büyük bir ağırlığa sahip.
Bu kalemlerdeki yüzde 50’lik bir zam, maaşının yüzde 70’ini bu zorunlu harcamalara ayıran bir vatandaş için, resmi rakamlardaki yüzde 20’lik ortalamadan çok daha acı verici bir gerçektir.
İkinci büyük sorun ise, sepetin içeriği ve fiyat toplama yöntemlerinin şeffaflığı. Sıkça duyduğumuz, “Yurt kirası neden bu kadar düşük hesaplanmış?” ya da “Domatesin fiyatı o tabloda neden bu?” gibi eleştiriler, resmi rakamlara olan güveni zedelemektedir.
Sonuç olarak, ekonomi teknik bir bilim olabilir; ancak insanların hayatına dokunduğu noktada, rakamların sadece istatistik değil, aynı zamanda sosyal bir gerçeklik olduğu unutulmamalıdır.
Vatandaşın hissettiği enflasyon ile açıklanan enflasyon arasındaki makas kapanmadıkça, ekonomi yönetiminin başarı söylemleri, sofrasındaki eksikliği gören vatandaş için yalnızca birer matematiksel yanılsama olarak kalacaktır.
Bu ortalama oranlar zaten geniş ailelere hiç ama hiç mantıklı gelmiyor. Onların hesabı daha da farklı.
İşte tam bu sebeplerden resmi enflasyon açıklamaları ile benim cebimdeki enflasyon farklı.
Umarım bir gün ikisi eşit olur. Hatta matematik karşısında cebimdeki enflasyon daha düşük ve benim için karlı çıkar.
Saygılarımla.





