ZEYTİN Mİ?..

Maden Yönetmeliği’ndin 115.maddesine bir fıkra eklendi 1 Mart 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan değişikliğe ilişkin yönetmelikle…
Okuduğumuzu anlayabiliyorsak önce okumak gerek, tane tane, sindire sindire, anlaya anlaya….
Diyor ki eklenen o fıkra:
“Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere….
yürütülen madencilik faaliyetlerinin….
tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve….
faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda….
madencilik faaliyeti yürütecek kişinin…..
faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla….
Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde….
zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına,
sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine…. kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.”
Özeti şu:
Elektrik üretiminde kullanılan maden (kömür vs) sahası ile zeytinlikler aynı yere rastlarsa zeytin ağaçlarının ruhuna el Fatiha!
Başka bir özeti yok bunun.
Bir de “kamu yararı” dikkate alınarak denmiş ya, zeytinlik feda etmesinin neresinde kamu yararı bulunabilecek, kuşkusuz bunu da Bakanlık biliyordur(!)
Bir de fıkranın son kelimesi muhteşem: 
“verilebilir” diyor… Bakanlıkça izin verilebilir….
Talep olacak da bakanlık izin vermeyecek öyle mi?..
Hele hele zeytin ve ağaca ne kadar değer verdiğimiz ortadayken.
*
Haliyle ayağa kalktı herkes…
Bu yönetmelik belli bir bölgeyle ilgili değil. Balıkesir olur, Muğla olur, Çanakkale olur, Aydın olur, İzmir olur, Hatay olur…
Ne olacak Balıkesir’de endişe edecek bir şey yoksa Muğla için endişe etmeyelim mi?
Aydın için tehlike yoksa misal, Hatay için endişe etmeyelim mi?..
*
Tam da aynı gün Suriye’den zeytinyağı alıp “made in Turkey” etiketiyle yurtdışına ihraç ettiğimiz yönünde haber okuduk iyi mi?..
*
Zeytin diyarında zeytinsizliğe doğru zaten yol alıyoruz.
Yorum yok; İspanya, İtalya, Yunanistan yani 3  Akdeniz ülkesi ile Türkiye’yi karşılaştırın kafi.
Üretim, tüketim, ihracat…
Oysa altından da değerlidir zeytin.
Ebedidir, gerçek hazinedir.
Ve bu diyarlarda yıllardır ve yıllardır zeytinin madencilerle savaşı vardır.
Teee 1990’lı yıllara gidelim; o zamanlar Havran’daki zeytin diyarlarına TÜPRAG musallat olmuştu maden uğruna da ilk o zaman sormuştuk “Zeytin mi altın mı” diye…
Halen aynı sorulara devam ediyoruz.
Zeytini savunmak geleceği savunmaktır.
Maden kurutur gider, zeytin hep verir.
Yönetmelik komik, diyor ki, “ağaçlar taşınacak”
Neyi taşıyacaksın, 1000 yıllık ağaç var nasıl taşıyacaksın, taşıdın yaşayacak mı o ağaç?
Yönetmelikteki  başka bir ifade: “…..eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla…”
Hep taahhüt eder madenciler…
Ama hiç eski hale gelenini, yeşile bürünen, zeytine kavuşan maden sahası gördünüz mü?
Zeytin demek gelecek demektir. Zeytin mi, maden mi diye sorulursa eğer….
Biz her zaman “zeytin” diyenlerdeniz.