Geçen yüzyılda yaşlı nüfusu süratle artmıştır. Nüfusun en hızlı çoğalan kesimi, 85 yaş ve üstündekilerdir. Amerika’nın nüfusu 1900 yılında 76 milyondu, bu rakamın 100 binini 85 yaş ve üstündekiler oluşturuyordu. Aynı ülkenin nüfusu 2000 yılında 275 milyona, 85 yaş ve üstündekilerin sayısı ise 4 milyonun üstüne çıktı. Yani ABD nüfusu 100 senede yaklaşık 4 kat artarken, 85 yaş ve üstündekilerin sayısı en az 40 kat arttı. Özetle, 20nci asırda bir “ihtiyar patlaması” yaşandı. Bizim ülkemizde de yaşlı nüfusu bir hayli arttı ve ortaya yaşlılarla ilgili sorunlar çıktı. Bu sorunlardan biri de yaşlıların çok konuşması.
Psikologlar yaşlıların çok konuşma sebebinin ileri yaş psikolojisinden kaynaklandığını söyler. Bazen bu yaşlı konuşmaları çekilmez bir hale gelebilir. Tanıdığım bir yaşlı var, birisi konuşurken onu susturuyor kendisi konuşuyor. Kendisi konuşurken herkes dinlesin istiyor ve dinlenilmediği zaman sinirleniyor. O konuşurken başka şeylerle ilgilenenler olursa dürterek dikkatleri üzerine çekmek istiyor ve en önemlisi hep konuşuyor, konuşuyor.
Sürekli anlatacak bir şeyler buluyor. Birisi bakkaldan reçel aldığını söylerse 1970 yılında köyde nasıl reçel yaptıklarını anlatıyor. Askerlikten konu açılırsa Kıbrıs Savaşı hatıralarına giriyor.
Arkadaşlarını anlatıyor, başından geçen sıra dışı olayları herkesin bilmesini istiyor. Geçenlerde çay ocağında yanımıza oturdu ve 2 saat boyunca hiç susmadan gözlerimizin içine bakarak bir şeyler anlattı.
Sadece kafa salladık ve dinliyormuş numarası yaptık. Sonra damadı geldi ve yine mi insanları esir aldın diyerek bizi kurtardı muhabbetten.

Neden Sürekli Konuşuyorlar?
Hayat arkadaşını kaybeden yaşlılar kendilerini yalnız ve değersiz hissetmeye başlarlarmış. Çocukları ve torunlarının kendisiyle daha az ilgilendiği düşüncesiyle çok konuşurlarmış. Anlattıklarını herkesin dinlemesini ister ve bu şekilde ilgili yeniden üstlerinde toplamaya çalışırlarmış.
Bir nevi depresyon durumu yani. Birikimlerini, hatıralarını anlatarak- paylaşarak kendilerini toplumda faydalı biri gibi hissetmeye çalışırlarmış. Konuşarak yalnızlık duygularını bastırmayı ve yeniden hayattan zevk almayı deniyorlarmış. Bu gibi sendromların bir diğer belirtisi ise “evlenme” isteğinin oluşmasıymış. Yalnızlık duygusundan kurtulmak ve yeniden önemli biri gibi hissetmek için evlenecek birilerini ararlarmış. Özellikle yaşlı amcalar kimi görse, evlenecek birini aradığını belirterek; çocuklarının evlenmesine izin vermediğini anlatıyor. Kısacası yaşlılık gerçekten zor. Çok konuşan bir yaşlı gördüğünüz de bence kendinizi hazırlayın ve sıkılmadan dinleyin. Sonuç olarak biz de yaşlanacağız lütfen unutmayın…

YAŞLILIK-İHTİYARLIK İLE İLGİLİ SÖZLER
**Genç yaşlı olur ama yaşlı bir daha genç olamaz. Kafkas Özdeyişi 
**Gençliğini bilmediğin adamın, yaşlılığına gülme. Alman Özdeyişi
**Herkes çok yaşamayı ister, fakat kimse yaşlanmayı istemez. Molla Fenari
**Hizmet ve eğitim gücünü kaybetmedikçe, insan yaşlanmış sayılmaz. Graefe
**İhtiyar adamlar savaş ilan ederler; fakat savaşan ve ölen gençlerdir. H.C.Hoover
**İhtiyar kimse, çocuk gibidir. Çerkez Özdeyişi
** İhtiyarlık, gençlikten daha adildir. Aeschylus