Bilmem farkında mısınız ama şans oyunlarına ilgi ve rağbet gün geçtikçe artıyor. Kanımca, bunun nedeni sadece ‘toplumdaki kumar merakının hatta tutku ve hırsının artması değildir.” Bakınız, Milli Piyango’nun henüz bir hafta önce satışa çıkardığı ‘yılbaşı özel çekilişi biletlerinin’ şu ana kadar yaklaşık yüzde 30’a hatta 40’a yakınının satıldığını öğrendim. Çünkü büyük ikramiye tam 600 milyon lira. Yani eski paraya göre 600 trilyon Lira. Maç sonuçlarını tahmin üzerine oynanan İDDAA’ ya da ‘Altılı Ganyan’ adıyla bilinen at yarışlarına para yatırıp umutlarını yeşertmeye çalışanların sayısı her hafta on milyonlara ulaşırken, pazartesi günleri 10 Numara, ve Çılgın Sayısal Loto, salı günleri Süper Loto, Çarşamba günleri Sayısal Loto ile Şans Topu, perşembe günü yine SÜPER LOTO, Cuma günleri 10 NUMARA, cumartesi günü yine ÇILGIN SAYISAL LOTO ve pazarları ise ŞANS TOPU ve yine SÜPER LOTO oynayanların, günlük olarak toplamda 35 hatta 40 milyon kişiye ulaştığı hatta bu sayıyı bir hayli aştığı belirtiliyor. Bunun yanında, MİLLİ PİYANGO bileti alarak, KAZI KAZAN oynayarak talihin yüzüne gülmesini bekleyenlerinde sayısı da hiçte azımsanmayan düzeydedir. Toplumun büyük çoğunluğunun Müslüman olmasına rağmen, şans oyunlarının bu denli serbest ve aşırı yoğunlukla oynandığı bir ülkedir Türkiye!..
Ülkemizin dışında bir başka Müslüman ülkede, şans oyunlarının bu düzeyde oynandığı veya oynanmasına izin verildiği, göz yumulduğu bir başka ülke de yoktur herhalde yeryüzünde...
Bence bunun sebebi, sosyolojik olarak incelendiğinde sanıyorum şöyle tanımlanabilir; Toplumun önemli bir kesimi yaşadığı ve geçen gün gün artan ekonomik sıkıntıları aşmak, o sıkıntılardan kendini bir şekilde kurtarmak, kolayca köşeyi dönmek, maddi açıdan yüzünün gülmesi, kısa sürede refaha ermek amacıyla şans oyunlarına bel bağlamış durumdadır! diye düşünüyorum. Örneğin; yakın çevremden gözlemlerime göre son birkaç yıldır, cebindeki son parayla, Sayısal Loto, Süper Loto, Şans Topu, 10 Numara veya İDDAA oynayıp, sonrada Cami’ye gidip namaz kılarak, sonrasında dua edip, saatlerce tespit çekenlere rastlamak epeyce mümkündür.
Elbette, şans oyunlarında talihin yüzünüze gülmesi, büyük ikramiyenin size çıkması, ilahi kudretin size vereceği destekle kesinlikle gerçekleşmez.
Yüce dinimiz İslam’da, kumar olarak nitelenen şans oyunları yasaklanmıştır. Filmlerde görmüş, kitaplarda okumuş, belki çevrenizde gözlemlemişsinizdir; Kumar oynayana ve oynayacak olana, “Şeytanınız bol olsun” denir.
Allah yardım etsin, Allah rast getirsin” kesinlikle denmez. Bir de “Kumarda kaybeden aşkta kazanır” diye bir söz vardır. Ben, belki de bu kategoriye giriyorum. Çünkü 25 yıla erişen ve 26’cı yıla giren gayet mutlu ve huzurlu bir evliliğim var. Belki de o yüzden, yıllardır ne Sayısal Loto dan ne Süper Loto dan ne Şans Topu’ndan ne de Milli Piyango yılbaşı çekilişi biletlerinden ufak tefek küçük ikramiyeler ve amortilerden başka hiçbir şey kazanma şansım olmadı. Yani, kimilerinin ‘kumar’ diye nitelendirdiği veya tanımladığı bu türden şans oyunlarından pek bir şey kazanamayan ama özellikle hemen her çekilişte ısrarla oynamaya devam eden bendeniz, bu durumda herhalde “aşkta kazanmışlar” kategorisine giriyorum. “Elbette kumar, sadece şans oyunlarından ibaret değildir. Yaşamın içinde, her evresinde veya her platformunda şans olduğu gibi, kumar da vardır. Şansınızı kumar oynayarak deneyebilir veya sınayabilirsiniz. Siyasette, iş yaşamında, toplum hayatının çeşitli aşamalarında şansınızı denediğinizde veya sınadığınızda, bana göre, bir anlamda ‘Bal gibi kumar oynamış’ sayılırsınız.”
Örneklemek gerekirse; Bir siyasetçi düşünün, hali vakti yerinde, hatta kasası ağzına kadar dolu yani gayet varlıklı durumda. Siyasi hayatında da çapına göre, en iyi yerlere, makamlara gelmiş. Ama o tıpkı bir türlü gözü doymamış ötekiler gibi, siyasi hırsları ihtirasa dönüşmüşçesine, bulunduğu siyasi konumdan daha farklı daha yüksek makam ve mevkilere talip olmak ve o mevkileri mutlaka elde etmek istiyor. Bunun içinde bir anlamda, belki de ‘siyasi kumar’ denilebilecek oyunlar oynamaya tevessül ediyor. Ben buna ‘Kumar’ diyorum, çünkü belki de sonuçta büyük olasılıkla kaybedeceği bir yola giriyor. Etrafındaki yalakaları verdiği gazla çok şanslı olduğunu, rahatlıkla kazanacağını zannediyor. Şimdi farz edin ki, o siyasetçi heves ettiğini elde edemeyince, yani kazanamayınca, elbette siyaseten kumar oynamış ve yani kaybetmiş olmayacak mıdır?
Bu tür ‘düşsel örnekleri’ sadece siyaset dünyasında değil, iş ve ticaret hayatından genel olarak toplumsal yaşamın her kesitinden ve her katmanından verilebilir, yani çoğaltabiliriz aslında…
Sonuç olarak; tüm bu yazdıklarımın ötesinde bu konuya ilişkin genel anlamda kanaatim odur ki; ‘İnsanlarımızı kumara, şans oyunlarına bu denli yönelten hatta resmen iten ana unsur, yaşam koşullarının her geçen gün daha da zorlaşması, toplumda kesimler arasındaki makasın her gün daha da açılması yani umutların tümüyle tükendiği algısıyla kumar ve şans oyunları oynamaktan başka çarenin kalmadığı düşüncesinin egemen kılınmasından kaynaklanmaktadır. Bu durumu başka türlü izah edecek olan biri varsa buyursun gelsin hem bana hem de herkese izah etsin!..’
Yorum yapın