Her yıl  Mayıs ayının ilk günleri Karayolları güvenliği ve Trafik haftası olarak kutlanmaktadır. Hafta içinde yurdumuzun birçok yerinde Trafikle ilgili olarak çeşitli faaliyetler düzenlenmektedir.

Trafik demek yayaların, hayvanların, kara, deniz ve hava vasıtalarının hareketleri, gidiş gelişi ve kısaca Seyrüseferidir. Bu kelime bütün canlı varlıkların hareketlerini içine almaktadır. Şu anda bütün hayatımızda yer alan trafik probleminin bundan 40-50 yıl önce bizi bu kadar etkileyeceği ve hayatımızın her döneminde bize bazı sıkıntılar vereceği hiç kimsenin aklına bile gelmiyordu. Ama artık ülkemizde ve bilhassa büyük şehirlerde trafik artık günlük yaşantımızın bir parçası ve en büyük problemi haline gelmiştir. İlk insan Hz. Adem yaratıldığından beri günümüze gelene kadar insanlar bir çok değişik ulaşım araçları kullandıkları için buna paralel olarak insanların emniyetini sağlamak için bazı kuralların konması ve uygulanması hasıl olmuştur. Bilinen en eski Trafik kuralları Babillere aittir. Daha sonra çok büyük ticaret işleriyle uğraşan Romalılar Avrupa dan  Çine kadar çeşitli ulaşım tedbirleri almışlardır. Sonra üç kıtaya yayılan Müslümanlar geniş topraklar üzerinde emniyetli kervan yolları inşa etmiş ve işletmişlerdir. Selçuklu ve Osmanlı döneminde de yol güzergâhlarında kervansaray ve hanlar yaparak yolcuların güvenliğini sağlamışlardır. Yine Osmanlılar döneminde ve aynı devirde Romalılar, Yunanlılar, Mısırlılar ve Bizanslılar döneminde de deniz ulaşımı büyük önem kazanmış deniz ticariyle uğraşan bu ülkeler büyük limanlar, gemi yapım yerleri ve deniz ulaşımının güvenli sağlanması, için deniz fenerleri inşa etmişlerdir.

Hava ulaşımı bilhassa 2. Dünya savaşından önem kazanmıştır. Hava trafiği yoğunlaşınca hava sahalarının güvenliği ve milletlerarası anlaşmalarla devletlerin hava meydanlarından faydalanmaları bazı esaslara bağlanarak, hava trafiği Uluslar arası sivil havacılık kuruluşu-İCAO-tarafından kontrol edilmeye başlanmıştır. Günümüzde hava trafiği en güvenilir ve en vazgeçilmez bir ulaşım sektörü haline gelmiştir.

Efendim şimdi trafik deyince şüphesiz aklımıza hemen kara trafiği gelmektedir. Ülkemizde artan nüfusla beraber artan araç sayısını da beraber getirmiş modern yollar sayesinde kontrolsüz kullanım nedeniyle trafik kazalarını da beraber getirmiştir. Trafik kazalarının meydana gelmesinde en önceki husus insana dayanmaktadır. İnsanların sebep olduğu hatalar kazaların ortaya çıkmasında yüzde 97 lik bir pay olmaktadır. Yaya ve sürücülerin iyi eğitimi sayesinde kaza sayılarında azalma olmasını sağlayabilecektir. Trafik kazalarının en önemli faktörleri şoför ve sürücüler başta olmak üzere yayalar, yolcular, vasıtalar ve yollar olmaktadır. Kazaların yüzde 75 i şoför ve sürücülerden kaynaklanmaktadır. Bunu yüzde 22 ile yayalar takip etmektedir. Trafik kazalarının azaltılması ve güvenliğinin sağlanması için her ülkenin olduğu gibi milletlerarası trafik kurulları bulunmaktadır. Bu kurallara sürücülerin, yayaların ve herkesin uyması gereklidir. Bunların önemli bir kısmını saymamız gerekirse,

Trafik ışıklarının veya trafik polisinin bulunduğu yerden karşıdan karşıya geçilmesi,

Hatalı solama yapılmaması,

Öndeki aracı,  duruş güvenliğini sağlayacak kadar bir mesafeyle takip edilmesi,

Yorgun, uykusuz ve alkollü araç kullanılmaması,

Trafik işaret ve levhalarına dikkat edilmesi,

Emniyet kemerinin mutlaka takılması ve hız sınırlarına özellikle uyulması gibi tedbirlerdir. Bazen yollarda görüyoruz bilhassa İstanbul plakalı taksiler son modern araçlarına güvenerek ne trafik kurallarına ne de hız sınırlarına uymuyor son sürat gidiyor trafik anarşisine yol açıyorlar. Yine bilhassa otoban ve çevre yollarında büyük tırlar hız limitleri en fazla 80 olmasına rağmen benim aracım nasıl olsa büyük bana bir şey olmaz diyerek son sürat giderek trafiği karıştırıp ufak araçların hata yapmasına sebep olmaktadırlar. Biz millet olarak bu kuralları uygulamaya ve bu kurallara uymaya içimizden gelerek riayet etmemiz gerekmektedir. Bilhassa gençler hız sınırlarına uymayıp her yerde müziğin sesini sonuna kadar açarak dönecekleri yerlerde sinyal ve işaret vermeyip kargaşaya sebep olmaktadırlar. Elin gâvuru, elin Avrupalısı dağ başında olsa bile trafik kurallarına uymaya özen gösteriyor. Biz her yerde her sürücünün başına bir polis dikmemiz mümkün değil herhalde. Başta kendimiz olmak üzere etrafımızdakilerin ve herkesin güvenliği için trafik kurallarına en iyi şekilde uymak ve kurallara riayet etmek öncelikle içimizden gelmesi lazımdır. Karşımızdakine ve kurallara lütfen biraz saygı gösterelim.

Son olarak bir şey daha belirtmem gerekiyor o da Almanya da kalan bir dostum anlattı ne derece doğru olduğunu bilmiyorum tabii, orada kırmızı ışıkta durduğunda arkasından mavi yanınca yürümeyip hareket etmezsen bir daha kırmızı yanıyor ve yine mecburi beklediğin zaman arkandan kimse neden yürümedin diye ne bağırıyor nede korna çalmıyormuş. Birbirlerine saygıdanmış. Biz de ise daha kırmızı sönüp sarı yanınca daha yeşile geçmeden sabırsız bir şekilde arkadan bağırmalar ve kornaya basmalar alıp başını gidiyor.

Ne diyelim, öncelikle kurallara uymak ve en önemlisi de birbirimize bir daha saygılı olmak. Bütün mesele bu. Sağlık ve esenlik dileklerimle. Aslan Torun