TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ MÜ?.

Önce sizlere şöyle bir soru; Değişim arayışlarının yerini mevcutla yetinme alır derler, bu doğru bir tespit midir? Yoksa öylesine söylenmiş bir söz, bir özdeyiş midir?.

Çünkü o söz doğru ise eldeki ya da elde kalan bir daldaki ikiden daima iyidir, anlayışı genel kabul görür ve herkesin zihninde egemen olur, oluverir.

Ve böylece daha iyiyi umut etmenin yerini, kendini güvende hissetme duygusu alır. 14 Mayıs seçimlerinin üzerinden çok değil sadece dört gün geçti. Seçime Son dört gün kala ise toplumda yenilenme arzusunun öne çıktığını görülüyordu. Bu istek ve arzuya engel olabilecek provokasyonların tutmayacağına ilişkin uyarılar dikkat çekiyordu, anımsayacaksınız. O yüzdendir ki, Erzurum örneğinde olduğu gibi provokasyonlara seçmen geçit vermedi, sağduyu galip geldi, bir çok yerde..

Anımsayacaksınız, 2002’de AKP’nin iktidara gelirken kullandığı ‘en etkili’ sloganlarından biri şuydu: 3Y’yi kaldıracağız: Yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk. Aradan geçen 21 yılda üçü de yerleşti, yaygınlaştı, değişime uğradı mı? Bence uğradı, hem de çok acayip biçimde!.

İktidar nezdinde artık ‘yolsuzluk’ diye bir şey yok dikkat ederseniz. Yapacağınız her işi kitabına yani yasasına uydurursanız, geriye hiçbir olumsuzluk kalmıyor. Her şey bir yana bütçenin bakkal defterinden daha keyfi tutulduğu, kontrol-denetim mekanizmalarının kaldırıldığı bir ülkede yasadışı iş mi kalır, kalmaz elbette..

Yasaklar da adeta artık kural haline geldi. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önünde halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek, kamu düzenini bozmak var. Her muhalif adımın başına sözüm ona bu ‘suçları’ koyarsanız geriye yasak da kalmıyor. Yoksulluk ise adeta bir meslek haline geldi. Nasıl geçiniyorsunuz? Sosyal yardımlarla elbette. Nasıl o sosyal yardımları aldığınıza gelince; Yoksul olduğunuzu, gelir durumunuzun zayıflığını kanıtladınız mı, tamam hemen çözülüyor. Artık TÜİK bile yoksulluğu gizleyemez hale geldi. Son açıkladığı verilere göre Türkiye’nin en zengin ilk yüzde 5’lik dilimle en fakir yüzde 5’lik dilim arasındaki fark 20 kattan, 26 kata çıktı. Uçurum gittikçe derinleşiyor.

21 yıl önce kaldıracaklarını vaat ettikleri, söz verdikleri Kaldırmak istedikleri 3Y, 3K’ye döndü: Şöyle yani; Yolsuzluk kanun, yasaklar kural, yoksulluk kader! Oluverdi..

Yirmi bir yıllık AKP iktidarının yaşama geçirdiği yeni 3Y ise şöyle oldu: Yalan, yağma, yıldırma...

Örneğin; Milyonların gözünün içine baka baka, “Bunlar Diyanet’i kaldıracaklar, Camilerimizi kapatacaklar, dini yasaklayacaklar!” diye bir kuyruklu yalanlar üretebilmek kolay iş değil gerçekten!.  21 yıllık AKP iktidarı döneminde Türkiye’ye 1 trilyon dolar girdi, 3 trilyon dolar çıktı! Bu rakamlar benim uydurduğum değil OECD resmi rakamları..

Bu ve buna benzer rakamların doğruluğuna inanmayanlar, ayrıntıları merak edenler sadece Türk Telekom satışının serüvenini araştırabilir. Bunların korkutarak yıldırma, aldatarak kandırma taktikleri hemen her şeyi kapsamı içine almaktadır zaten..

Uzun lafın kısası, 11 gün sonra Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu gerçekleştirilecek ve yine son sözü millet söyleyecek yani millet bir kez daha vicdanının sesini dinleyecek ya da dinlemeyecek!..