Şükretmek; sağlık, başarı, mutluluk ve hatta yaşamak gibi hayatımızın ve hayatımızda olan her nimetin önemini ve değerini fark etmektir. Şikâyet etmek de biz insanların acizliği, kolaya kaçmak ve dilimizin günahıdır…
Zor zamanlar yaşıyoruz ve yaşadığımız bu zorluklarda, darbelerde, streslerde bence asla yalnız değiliz. Şu zamanda çoğu insanın ortak paydası, ne yazık ki geçim derdi, zorlu hayat şartları, ekonomik kriz, geleceğe olan güvensizlik… Bütün bunlar yüzünden, şikâyetler de insanları bir hastalık gibi sarmaya başladı maalesef…
Tamam, şikâyet etmek acizlikte, bu acizlik içinde yaşamaya çalışan insanlarda dillerini tutamıyor, şikâyeti şükürden çok dillendiriyor…
Bütün bu şikâyetleri bir kenara alıp ve yürekten hak da vererek diyorum ki; her şeye rağmen şükretme duygusunu içimizde bitirmemeliyiz. Şükretmeyi bilmeli, şükretmeyi fark etmeliyiz…
Şükür duygusu varsa içimizde, yaşanılan her ne olursa olsun, hayattan daha fazla keyif alırız, kendimizi daha iyi hissederiz…
Şükür duygusu yüksek olan insan, her şeye rağmen hayata daha pozitif bakar. Çünkü bu duygu, olumlu duyguların da güçlenip artmasını sağlar. Olumlu duygular arttıkça da yaşadığımızın daha çok farkına varırız. Böylelikle yaşadığımız her türlü zorluklarla, üzüntülerle, kaygılarla, olumsuzluklarla, bütün güçlüklerle daha kolay baş edebiliriz...
Şikâyet etmek bir yana, bir de ruhları şükürsüzlük ile zehirlenmiş insanlar var ki, bunların hırsı, doyumsuzluğu, aç gözlülüğü şükürsüz olmanın ölçüsü olmuş adeta…
Bunlar olanı değil, hep olmayanı görür, gözü hep başkalarında olduğundan, kendinde olanı görmez, görse de değerini bilmez. Bardağın boş tarafı için şikâyet eder durur. Kanaat etmez, yetinmez, hiçbir şeyden memnun olmaz.
İşte bu gibi şükürsüzlük ve şikâyetler, insanın ruhunu zehirleyen bir yaklaşımdır. Böyle insanlar çoluk çocuğundan tutunda geçmişinden, geleceğinden, konu komşusundan, ‘kazancından’ hiçbir şey bulamazlarsa da kendinden şikâyet etmeyi huy haline getirmiş insanlardır. Bunlar kolaya kaçan, aciz, etrafını görmeyen kör insanlardır. Bilinçsiz insanlardır çünkü bunların şikâyeti Allah’a isyan etmektir, bunun bilincinde bile değillerdir…
Şükredenlerin sayısı azaldıkça, şikâyet edenlerin sayısı artıyor ne yazık ki. Şikâyet insanı Allah’tan ne kadar uzaklaştırırsa, şükür bir o kadar yaklaştırır. Aldığımız her nefes, içtiğimiz her damla su, yediğimiz her nimet, gözümüzün görebildiği her şey, yalnızlığımızı paylaştığımız her dost bize sunulan nimetlerdir, şükür sebebimizdir…
Şükretmek hepimize iyi gelir, iyiyi de beraberinde getirir. Bütün insanların hayrı için, mutluluğumuz için, daha güzel ve doğru bir gelecek için, Allah’a daha yakın olabilmek için ‘şükretmek’ hayrımıza olacaktır…
Yorum yapın