Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde iki ay arayla 6.1 şiddetinde iki ayrı deprem meydana geldi.
10 Ağustos’taki 6.1 büyüklüğündeki ilk depremin ardından 15 bini aşan artçı deprem meydana gelen ilçe Türkiye’nin uzun süre gündeminden inmedi.
Uzmanların akın ettiği bölgede deprem fırtınası yaşandığı anlaşıldı.
6.1 şiddetindeki deprem atom bombası atılmış kadar güçlü ve enerji yapan depremler olduğu söylenmekte.
Sındırgı’da depremler sonrası onlarca bina yıkıldı yüzlerce konut hasar aldı.
Tabi depremler yalnızca binaları yıkmıyor; hayatlarımızda da derin çatlaklar açıyor.
Özellikle konu eğitim olunca o çatlaklar daha derin yaralar bırakabiliyor.
Binaları yeniden yapar şehirleri başka yerlere taşıyabiliriz fakat çocukların içindeki korkuları onarmak çok zordur.
Hal böyle olunca bölgede eğitimde fırsat eşitliği ortadan kayboluyor. Öğretmenler ailelerini başka yere taşıyıp, kendileri konteynırda kalıyor. Okullar artık eskisi kadar cıvıl cıvıl değil.
Bir düşünün tam ders sırasında yaşanan deprem de çocuklar ellerindeki kalemi düşürüp çığlık çığlığa almaya başlıyorlar.
O anda bir ses “Öğretmenin korkuyorum” “Hocam bir daha olur mu?” Kısa cümleler sıralar arasındaki ağır korkular!
Bir de sıvan döneminde olan çocuklar var. Her birinin hayatı ayrı bir kikaye.
LGS, YKS’ye hazırlanan o çocukların deprem içindeki yaşamlarını hayal etmeye çalışın.
Zaten sınav nedeniyle stresli olan çocuklar bir de deprem ile boğuşuyorlar. Cam gibi kırılgan motivasyon yıkık, dökük binaların içinden okula giden minik bir kalp.
Afet, sadece fiziksel bir yıkım değil; sessiz bir zihinsel çalkantı aynı zamanda.
Eğitimci gözüyle de görmek gerekir. Bardağın bir de öbür yüzü de onlara ait. Kendi evini düşünmeden ülkemizin geleceği gencecik o güler yüzlü öğrencilere “Bugün konumuz bu çocuklar” deyip kendi bozuk psikolojilerini öğrencilerine yansıtmadan eğitim hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.
Aslında bu konunun çözümü basit asrın felaketi Kahramanmaraş depremlerinde depremzede çocukların eğitimleri için birçok kolaylık sağlandı.
Sındırgı’da eğitim gören ve bu yıl LGS ve YKS sınava girecek olan çocuklar içinde benzer kolaylıklar sağlanmalı.
Motivasyonu ciddi derecede bozulmuş, akademik verimliliği düşmüş, genel yaşam düzenlerini altüst olmuş depremzede öğrenciler için özel kontenjan ya da ek yerleştirme uygulaması yapılmalı.
Bu konu son derece önemli. Ülkenin her hangi bir yerinde eğitimine devam eden bir öğrenci ile deprem korkusu içerisinde binada ya da çadırda yaşayan bir öğrencinin aynı başarıyı yakalamasını beklemek hayalden öteye geçemez.
Deprem bir anda oluyor, fakat etkisi ise uzun soluklu. Eğitim sistemindeki hasar her zaman çıplak gözle görünmüyor. Ama göz ardı edildiğinde büyüyor, derinleşiyor.
Bugün çocuklarımızın sınıfta hissettiği güven, yarın bu ülkenin ayakta kalmasının temeli olacaktır.
Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı Sındırgı’da eğitim gören ve sınava hazırlanan çocuklar için harekete geçmeli.
Saygılarımla.




