Selam vermek; başka bir insanın varlığını sözümüzle gözümüzle onaylamaktır. Bazen nezaket icabı, selam veririz. Ama asıl makbul olanı içten gelerek yaptığımız selamdır. Gün içinde defalarca yaptığımız bir davranış, bir ritüeldir.
Birine selam vermek için illa onu tanımak gerekmez..
Örneğin; tesadüfen asansörde karşılaştığımız birine selam vermek istediğimizde o kişi dikip gözünü yere bakıyorsa görgüden ve nezaketten payını almamış, küçük bir selam vermekten ya da almaktan aciz demektir…
Maalesef günümüzde insanlar, tanıdıklarına bile selam vermeye üşenir olmuş, mümkünse görmezden gelmeye çalışıyorlar. Bunları da görünce hiç tanımadığımız kişilerle asansörde, kapıda, yolda karşılaştığımızda selamlaşmamayı çok da yadırgamamak lazım…
Basit bir günlük ritüel olarak görünse de selamın içeriği oldukça doludur. Psikolojik, sosyolojik, kültürel birçok tanım içerir. Selamın verilmesi, nasıl verildiği, verilirken ki doğallığı, yapmacıklığı, kimin önce verdiği, selam verilirken ki yüz ifadesi, beden dili vesaire selamın içini dolduran anlamlardır…
Selamın verilmesi kadar verilmemesi de gündelik hayatımızı meşgul eder. Kime selam verilmeyeceği, kimden selamın sabahın kesileceği, kimin selamı hak etmediği, kimlerin artık selamımızdan mahrum bırakılacağı, üzerine uzunca düşünmeler sonucu alınan bir karardır…
İki kişinin selamlaşmasından, aralarındaki samimiyet derecesi kolaylıkla tahmin edilir. İçten ve sıcak selamlaşma kişilerin samimi olduğunu anlatır. Kısa, çabuk ve zoraki tavırlarla verilen selam, resmi ya da nezaket icabı verilmiş mecburiyet selamıdır “Ayıp olmasın, uzamasın, verip geçeyim” diye hissedilen durumlardır. En zoru ve rahatsız edici selamlaşmalardan biri de soğuk selamlaşmadır. “Sana kırgınım, zorla ve istemeden yine seni selamlıyorum” gibi anlamlar yüklenir bu selama…
Biri size durduk yere soğuk bir selam verirse, üzerine onlarca yorum yaparsınız. Çünkü bu soğuk selamda soğuk bir mesaj vardır, olumsuz bir şeyler anlatır. Kısacası bir selam şeklinde bir olay çıkarabilir, bir senaryo yazabilirsiniz…
Selamımız bizim imzamızdır. İçini biz doldururuz, bize dair pek çok şey anlatır. Bize aittir, verirsek veririz, vermezsek bizde kalır. Bence selamın bonkörce kullanılmasında fayda var. İçten verilen selam hem bizi iyi hissettirir hem de karşımızdakine iyi gelir. Unutmayalım ki; verdikçe tükenen değil, çoğalan şeydir selam. Küçük bir selam zamanımızı da çalmaz, ağzımızı da aşındırmaz. Hepinize en içten, kucak dolusu SELAMLAR!..
Yorum yapın