PSİKOLOJİK SAVAŞI KAZANMAK ÖNEMLİDİR!..
Savaşların kazanılıp kaybedilmesinde çok önemli bir faktörün PSİKOLOJİ olduğu
psikolojik savaşı kazanmak içinde moral ve motivasyonun da çok önemli olduğu
tarih boyunca bakıldığında bütün savaşların tarihinde görülmektedir. Savaşlarda
psikolojik unsurlar yani saldırganın üstün olduğuna ilişkin bir ön kabul savaşa
giren taraf için baştan bir kayıp duygusu yaratır. Bu durumda “Biz
kazanamayız” yargısını içselleştiren taraf dolayısıyla “teslim
olmaya” hazırlanmış olur. Savaş öncesinde
tarafların “tatbikat” denilen “uygulama denemeleri” karşı tarafa gözdağı
vermek için, psikolojik üstünlük sağlamak için yapılan gösterilerdir. Bu nedenle
de “psikolojik savaş” çok dikkat edilmesi gereken bir savaş taktiğidir. Hal böyle
olunca da “Bunlar asla gitmez. Seçim yapılsa bile bunlar her türlü hileyi
yaparlar. Eğer çok zorlanırlarsa seçim de yapmazlar ya da yapılan seçimleri bir
bahaneyle iptal ederler. Bak görürsün o zaman” türünden söylemler daha
şimdiden konuşulur oldu. O halde bu iktidarı uzaklaştırmanın ilk adımı bu
önyargıyı mutlaka ama mutlaka yenmek olacaktır. Toplumun kolektif
bilinçaltına şu türden mesajların yerleştirilmesi zorunludur: “Onlar gitmeyecek,
SANDIK YOLUYLA ONLARI BİZ GÖNDERECEĞİZ. BİZ HAKLIYIZ, BİZ
KAZANACAĞIZ.”
O nedenledir ki; Savunmaya çekilerek değil, her cephede ilerleyerek zafere
yürümek doğru stratejidir. Onun için de savaş stratejilerini psikolojik açıdan
doğru tanımlamak gerekiyor. Mevcut iktidar ve o iktidarın başı öteden beri “En
doğru savunma saldırıdır” formülü ile hareket etmektedir. İktidarın başı bu
konuda çok zengin bir “taktik ve hareket repertuvarına” sahiptir. Örneğin;
“Müjdeli ataklar, yaptığının tersini söyleme, gizli anlaşmalar, ödün verip geri
almalar, yanlışları inkâr etme, suçu başkalarına yıkma” gibi. ‘REİS’ tüm
bunların hepsini duruma göre güzelce uygular. Kendi dışındakileri “küçümseme,
aşağılama, hakaret etmek” sürekli başvurduğu taktiğidir. Rakiplerine karşı
“Yalancı, alçak, hain, terörist” gibi aşağılayıcı sözcükleri hiç duraksamadan
kullanır. Yanında yer alanları yolsuzluk ve haksızlıklarda bile korur ve onlara
güven sağlar. Kendisine biat edenlere iktidarın nimetlerini fütursuzca dağıtır.
Yanından ayrılanları aforoz eder ve bağışlamaz. Bu stratejiyle bugünlere kadar
gelmiştir. CHP Genel Başkanı olarak Kemal Kılıçdaroğlu ise bilhassa son süreçte
“yıpratma ve aşındırma” stratejisi uygulaya gelmiştir. Son bir yıla
kadar “sertleşerek meydan okumaya’ girişmemişti ama bugünlerde görüyoruz
son birkaç aydır epeyce sertleşti, meydan okumaya başlamıştır Kılıçdaroğlu..
Sadece CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu değil İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’de
bilhassa 6’lı masanın oluşumundan bu yana bu ve buna benzer taktik
stratejilerle ile iktidarı ve iktidarın başını “yıpratma ve sıkıştırma” stratejisi
uygulanmaktadır. Belirttiğim gibi bu ve benzeri hamleler “yıpratma ve
aşındırma” yolunda kurulan yeni uç noktalar oldu. Bu hamleler gerek kendi
partisi için gerekse ortak muhalefet için yararlı olmuştur. Öte yandan İYİ Parti
Genel Başkanı Meral Akşener “kuşatma ve kaynakların yolunu
kesme” stratejisi uygulamaktadır. Akşener açıkça meydan okumadan ancak
sistemli olarak eleştirilerini canlı tutmakta, seçmen kitlesi ile bağlarını
pekiştirmektedir. Çarşı pazar dolaşarak, halkla, esnafla ilişki kurarak, dertlerini
sorarak iktidarı en zayıf olduğu yerde deyim yerindeyse KUŞATMAKTADIR.
Meral hanım seçmen ile sağlam ve kararlı bağ kurarak hem savlarını
güçlendirmekte hem de partisinin oy oranını dikkat çekecek oranda
artırmaktadır. Zor durumda olanlara durumu göstermek bu yönde doğru
yöntemdir. Aldığı oyların önemi de AKP’den ve MHP’den gelmesidir.
Geçenlerde Meral Akşener’in sosyal medya üzerinden bu konuda yaptğı bir
paylaşımı beğendim ve şimdi sizlerle paylaşmak istiyorum;
Haklı olan biziz. Doğru olan biziz. Bilimle yaşayan biziz. Sanatla yaratan
biziz. Atatürk Cumhuriyetini emanet alan biziz. Bağımsız olan biziz. Laik olan
biziz. Kutsal olanı sömürülmekten kurtaran biziz. İnsanları düşünen biziz.
Adaleti kuracak olan biziz. Laik ve çağdaş eğitimi yapacak olan da biziz.
ELBETTE BİZ KAZANACAĞIZ. 2023’TE CUMHURİYETİN 100. YILINI
KUTLAYACAĞIZ. BİZ, BİZLER, BÜTÜN MİLLETİMİZDİR!..
Yorum yapın