Dün bu sütunlarda 18 Temmuz 2016’da o hain kalkışma, ‘o kalleş ve kanlı darbe girişiminin hemen sonrasında’ bu sütunlarda o zaman sıcağı sıcağına neler yazıp anlattığıma yer vermiştim. Bugün ise 19 Temmuz 2016’da yine aynı konuya ilişkin neler yazıp anlattığıma yer vereceğim. Şimdi sekiz yıl öncesine dönelim ve o zaman neler yazmış, anlatmışım bir bakalım okuyalım hep beraber…

Evet, gerçekten PARALELCİLERİN yani bir başka deyişle FETÖCÜLERİN bu kez işi ‘GALİBA’ bitti. ‘Fethullah Gülen’in 50 yıllık rüyası(!) hüsranla sonuçlandı!’ diyebiliriz.

Fethullah Gülen, bilhassa son 25 yıldır, Emniyet’te, ordu da bürokrasinin en alt kademesinden en alt kademesine kadar, kamu da özellikle belediyeler de basın ve medya da ve de elbette ki yargı da, sermaye kesiminde olabildiğince güçlendi, etkisini arttırdı, iyice palazlanarak gücünü artırabildiğince arttırdı. Ona göre artık ‘altın vuruşu yapma sırası gelmişti!’

Önce 17/25 Aralık 2013’de Emniyet ve Yargı’daki adamlarıyla bir hamle yaptı. O hamle mevcut iktidar tarafından bir şekilde püskürtüldü, bertaraf edildi, savrulmaya çalışıldı, büyük ölçüde savruldu ve def edildi de ama henüz her şey bitmemiş, onlara göre belki de yeni başlıyordu…

17/25 Aralık süreci sonrasında mevcut iktidarın yani Adalet ve Kalkınma Partisi’nin içindeki veya AKP sayesinde bir yerlere yeni belirli mevki ve makamlara gelmiş, bir anlamda köşe başlarını tutmuş kimi unsurlar ayıklanmaya başlayınca paralelciler bu kez taktik değiştirerek önce ‘çok sıkı biatçı çok fanatik reisçi ve de ölümüne AK Partili’ oluverdiler.

O, birdenbire ‘AK Partili’ oluverenler daha da ileri giderek kendileri açığa çıkmasın, yapılan sadakat testinden başarıyla çıkalım diye, Fethullah Gülen ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi veya ilişiği olmayan, cemaatin hiçbir unsuruyla yakınlaşmamış veya sürtünmemiş ya da rüzgarından bir esinti dahi almamış(!) bazı kimseleri ‘paralelci’ ilan edip, sözüm ona ihbar ederek, yani iftira atarak kendilerini sağlama alma yoluna dahi gittiler, kurunun yanında yaş’ında yanmasına sebep oldular. Ama ne yaparlarsa yapsınlar onlar için çember daralıyor, yumurta kapıya gelip dayanıyordu!..

Ordunun içine 30 küsur sene önceden başlayarak henüz lise çağlarında seçilip yerleştirilmiş, özenle yetiştirilmiş, beyni yıkanmış, açığa çıkmasın, kulağından tutulup atılmasın diye titizlikle kendilerini gizlemesi sıkı sıkı tembihlenmiş yani salık verilmiş ve bilhassa Ergenekon, Balyoz gibi kumpas operasyonlarıyla TSK’nın komuta kademesi, kurmay heyeti boşaltılınca birden bire terfi ettirilip ‘General’ yapılarak ordunun tepesine ‘KURMAY HEYETİNE’ yerleştirilmiş ‘o hain unsurları’ kullanma vakti yani darbe yapıp ‘DEVLETİ’ tümüyle ele geçirme vakti gelmişti..

Onlara göre biraz daha vakit geçerse iş işten geçip gidecekti. O yüzden hemen düğmeye basıldı ve 15 Temmuz’u 16’sına başlayan gece bu işin bitirilmesine karar verildi. Alınan bazı duyumlara göre; bu işin yani darbenin aslında geçen Mayıs’ın başında yapılması tasarlanmıştı. Ancak Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık görevinden istifa ettirilerek yerine Binali Yıldırım’ın atanıp kabine değişikliğine gidilmesi nedeniyle ‘hain kalkışma’ yani darbe(!) ertelenmişti…

Ve sonunda 15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gece başlayan hain eylemin, kalkışmanın düğmesine basıldı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla halkın tüm yurtta sokaklara dökülüp, meydanları doldurması, ordunun yüksek komuta kademesinde yer alan komutanların büyük çoğunluğunun onurlu dik duruşu ve Polis’in bir avuç darbeci askere karşı kahramanca ve de akıllıca müdahaleleri, mücadeleleri sayesinde hain plan püskürtüldü, yani önlendi. Sonrasında elbette o darbeyi planlayarak başlatanlar, daha doğrusu başarısızlıkla sonuçlanan o hain kalkışmanın elebaşları ve piyonları olan generallerin, albay, yarbay, binbaşı, yüzbaşı, teğmen, astsubaylarla onların aldatıp ve kandırarak bu hain plana dahil edip kullandıkları erbaş ve erlerin tek tek yakalanma, gözaltına alınma ve de tutuklanma süreci başlatıldı, halen de devam ediyor. Bununla birlikte bu hain kalkışmanın fiilen içinde yer almamış ama eğer darbe planı başarıyla ulaşsaydı yeniden yapılandırılacak devletin en üst kademlerinde görevlendirileceği tespit edilen, önemli bir kısmı yargı mensubu, bir kısmı da Emniyet mensubu olan ve hatta aralarında devlet bürokrasisi içine kendini gizleyerek çöreklenmiş kimselerinde bulunduğu paralelci unsurlardan derdest edilmeye yani toplanmaya dolayısıyla ayıklanmaya başlandı…

Öyle inanıyorum ki, bu operasyonların arkası gelecek ne kadar gizlenmiş olsalar da tüm paralelciler yakayı ele verecek ve kanun önünde hesap vereceklerdir. Yazımın başlığında da ‘GALİBA’ diyerek belirttiğim gibi “Paralelcilerin işi bu kez gerçekten bitmiştir!..”

Yazarın notu; Bitmedi. Madem çok merak ettiniz yarında 20 Temmuz’da bu sütunlarda ‘O HAİN KALKIŞMA, O KALLEŞ; KANLI DARBE GİRİŞİMİ SONRASINDA’ neler yazıp anlatmıştım, sizlere o yazımı biraz derleyip özetlenmiş haliyle tekrar sunacağım!