Çok  gerilere gitmemize gerek yok.12 Eylül askeri darbe sonrası  birçok partiye getirilen yasaklar sonrası  hayatımıza giren Anavatan Partisi’nden başlayalım. Partinin kurucusu Rahmetli Turgut Özal ve ailesi Türk halkının hiç de alışık olmadığı  yaşam şekliyle  dikkatleri üzerine çekmeye başlayınca tüm siyasi çevreler  Özal’a meydanı boş buldu diyorlardı.  Kızı Zeynep Özal müzisyen sevgilisi Davulcu Asım’la  çalkantılı bir yaşamı  magazin sayfalarını yeterince meşgul ediyordu  Turgut Özal’ın    lüks aracının direksiyonuna kendisi oturup koy bir kaset dinleyelim Semra Hanım demesi bile  parodi yapan komedyenlere konu olmuştu Özal İskender Paşa Cemaati sempatizanı olmasına rağmen  bugünkü gibi tarikatlara para musluklarını açmadı.  Tarikat şeyhlerine  devletin araçlarını kullanımlarına vermedi. 1988 yılında Fatih Sultan Mehmet  Boğaz Köprüsü’nü hizmete açarak  araç geçiş garantili yapmadı . Mustafa  Kemal Atatürk’ün hiçbir kazanımını satmadı, ülke topraklarını satmadı. Türkiye’nin ekonomik sosyal gelişimine  katkı sağlayan su ve toprak kaynaklarının  gelişmesi amacıyla  Güneydoğu Anadolu Projesi ( GAP) yapıldı, yani  tarıma verdiği değerin büyüklüğünü gösterdi. Bu satırları okurken benim koyu bir Anavatanlı  olduğumu düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Parti var olduğu süre bir tek oy vermedim hatta o dönemde yasaklı olan CHP’nin yerine kurulacak olan SHP’de  kurucu üyeydim. Neyse bunları niçin yazıyorum. Dün beğenmediğimiz Rahmetli Özallı günleri arar durumdayız.  Ülke yangın yeri, akşam yatıyoruz sabah zamlarla uyanıyoruz. Özellikle  emeklilerden söz edersek 7500 TL maaşla  yaşamaya mahkum  edilenler sınıfında olmam nedeniyle bu konuyu dile getirmesem  olmaz. Lüks şatafat 5-6 maaş alanlar, güreşçilerden bakan yardımcıları,  satılan tüm varlıklarımız,  yüzlerce koruma ordusu, bakanın  tasarruf genelgesine rağmen  durdurulmayan savurganlık,  Kuzey Kıbrıs gezisine beş uçakla gidilmesi bugün konu ediliyorsa bayramda annesinin elini öpmeye bilet parası olmadığı için gidemeyen üniversite öğrencilerinin olmasıdır. Neydik ne olduk başlıklı yazı yazılıyorsa  geçmişi mumla aradığımızdandır. Ormanlarımız  talan ediliyorsa, maden aramak için Zeytinlik alanlar dahil ediliyorsa,   aldığın maaş ev kirasına bile yetmiyorsa,  et alıp soframıza koymada Afrika’dan gerideysek, pazar yerlerinde  babasına  meyvede alalım diye yalvaran çocuklar varsa, müsaade edin de geçmişi mumla arayalım. Güzelim cennet ülkemi yaşanmaz hale getirenler varsa,  Sırp, Afgan, Rus, Azerbaycan mafyalarının  hangi köşeden saldırı yapacağı  belli olmuyorsa, polisimize uzun namlulu silahlarla ateş edip  şehit eden uyuşturucu satıcıları varsa,  geçmişi aramakta sanırım haklıyım.  Bakanlıkları tarikatlar paylaşmışsa,  sağlık eğitim  yollar köprüler paralı olmuşsa, tüm kolluk  güçleri  politize  olmuş  tüm kurumlar çürümüş, toplum yozlaşmış,  millet kutuplaşmış,  ülke  mülteci kampına dönmüş, alım gücü bitmiş,  gençliğin hayalleri çalınmış,  yetişmiş doktorlarımız adeta kovularak gönderilmiş, üniversitelerin başarı oranları bilerek düşürülmüş, bu ülkede  tabiî ki geçmişi ararım. Geçmişi sadece ben mi arıyorum?  Geçmişi aramamda sadece AK Parti mi sorumlu? İktidarda o olduğuna göre  tabiî ki  onlar sorumlu ama madalyonun  diğer  yüzüne bakalım. Yani Cumhuriyet Halk Partisi’ne. Arkadaş partinin kurucusu  Atatürk  mollaları yani dini çıkarları için kullananları hiç sevmezdi  doğrumu  doğru. Vatandaş açız diye bağırıyor,  boş tencere hükümet devirir diyorlar.  Öğrenciler tarikat yurtlarına intihar ediyor yani  sallasan düşecek bir iktidar yakalamışsın. Altılı masa icat ettiniz. Masadakilere bakalım  Ahmet Davutoğlu  konuşursan bir daha insan içine çıkamaz diye bas bas bağırıyordu.  Yıllar geçti ağzını açmadı.  Ali Banbacan   tek başına on kez seçimlere girse barajı geçemez. Karamollaoğlu  Sivas’ta Madımakta Aydın Yazar ve sanatçıların ateşe verildiğinde  Belediye Başkanıydı.   Gültekin  Uysal  vasat bir siyasetçi. Milletvekili Cemal Enginyurt  partiyi tek başına sırtlamış götürüyor.  Masada tek bayan lider  Akşener,  bu lider  CHP yi bundan yaklaşık 4-5 yıl önce  teslim aldı. Bunun hesabını kimse sormuyor. Balıkesir Milletvekili CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın  Balıkesir Büyükşehir Belediye başkan adayı gösterildi. Akın otobüsünü giydirdi,  yaklaşık bir ay sahada çalıştı ve dönemin İYİ  parti milletvekili İsmail Ok  Büyükşehir Belediye başkan adayı ben olmak istiyorum deyince Sayın Akın geri çekildi. Bu insan onurunu ve gururunun kırılacağı  bilinmiyor muydu?  Yine altılı masaya dönmek istiyorum bu masa için vallahi billahi kitap yazılır kitap. Tek başına kazanması mümkün olmayan Gelecek Partisi’ne 10 milletvekili hediye edilmiş, ancak Davutoğlu’nun söylediği söze bakın sanki CHP’yi dolandırdık  evet aynen öyle yaptınız. Seçimler öncesi  bizim seçmenimizi CHP’ye oy vermeye ikna edemiyoruz diyen sizdiniz. Milletvekili seçimlerinde 10 milletvekili alabilecek oy topladıysanız Cumhurbaşkanlığı  seçimlerinde o oylar  CHP’ye gelseydi durum daha farklı olurdu. Babacan diğer ortaklardan  çok mu farklı? Beyefendiye gümüş tepside  15 vekil sunuldu söylediği söze bakın.  CHP tek başına  seçim kazanamaz kazansında  görelim. Hayal görüyorlar bakın  hayale bakın. Daha önceki seçimde Balıkesir CHP Milletvekilleri Ensar Aytekin, Ahmet Akın ,  Fikret Şahin  yani üç vekil bu seçimde Ensar Aytekin , Serkan Sarı  hayal görüldü. Babacan CHP’nin üçüncü vekili şimdi senin emrinde  hayırlı olsun.