Çok zor bir dönem geçiyor, çok zor günler yaşıyoruz. Ne kadar iyimser olmaya çalışsak, olaylara sağduyulu bakmak istesek, kimsenin moralini bozmak istemesek de ne yazık ki her bakımdan ülkemiz her geçen gün daha da kötüye gitmektedir. İnsanımız birçok sıkıntıyla boğuşmakta ama bunların en başında da geçim sıkıntısı gelmektedir. Bilhassa son zamanlarda yabancı dövize bağlı olarak yükselen fiyatlar artık insanımızı bıktırmış isyan noktasına getirmiştir. İnsanımız her şeyi unuttu pandeminin, arkasından savaşların döviz belasının getirdiği hayat pahalılığı ve geçim derdine düşmüştür. Son bir hafta içerisinde akaryakıta önce 2 tl sonra 1,5 Tl ve son olarakta daha dün 6 tl birden zam yapıldı. Devletin akaryakıta yaptığı zamlar nedeniyle piyasalar allak bullak olmuş buna bağlı olarak da bilhassa büyük şirketlerin akaryakıt zammını ve dövizi bahane ederek yaptığı keyfi zamlar artık bıktırmaya başlamıştır. Dünyada akaryakıtın varil fiyatı yükselmediği halde akaryakıta yapılan bu fahiş zamların sebebi nedir. Anlamakta gerçekten çok güçlük çekiyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde bir iktidar kendisine oy verip iktidara getirdiği halkına böyle insafsız zamlar yapıp teşekkür etmez. Bu düpedüz kendisine oy verenlerle dalga geçmektir. Asgari ücret arttı memur maaşları arttı diye zam sağanağı devam ediyor. Bizim gibi emeklilere verdikleri lütfen! Yüzde 25 zammı daha görmeden kat kat geri aldılar. Çok kişi gibi bizde diyoruz ki ne bizim maşalarımıza zam gelsin ne de piyasalara zam gelsin. Alışmışlar kaşıkla verip kepçeyle almaya. Bunun sonu nereye varacak.. Büyük marketlerde değil birkaç gün arayla, sabahla akşamın fiyatları bile birbirini tutmuyor. Sabah aldığın bir şeyi akşamleyin gidince fiyatının arttığını görüyorsun. Market elemanları ellerinde etiket veya kalem raflarda ki malzemelerin fiyatlarını yükseltmeye yetişemiyorlar. Ne yaptıklarını sorduğumuzda güya fiyat ayarlaması yaptıkları söylüyorlar. Ben bu yaşa geldim böylesine pazarlarda, marketlerde, mağazalarda başıboşluk, kontrolsüzlük ve keyfi zamların yapıldığı bir dönem görmedim. Sabah kalkıyorlar benzine zam, akşam yatarken motorin ve gaza zam yapıyorlar. Akaryakıta yapılan zamlar nedeniyle ülkede otomatik olarak iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Büyük marketlere verilen para cezası fiyatları kontrol altına alamadı aksine daha da ters tepki çekmiş oldu. Zaten insanlarda biraz da Allah korkusu, vicdan, insaf olmasa, doğru dürüst bir kontrol da yapılmadığı için aldığı bir gıda maddesini iki katına üç katına satmaya kalkışıyorlar. Bunun en son örneği ay çiçek yağı çay ve şekerde yaşandı. Büyük marketler bunları önce stokladı, elimizde yok diye sakladılar sonra da zamlanınca piyasaya sürdüler ve tüketiciyle adeta dalga geçtiler. Böyle bir uygulama, milletin yaşadığı sıkıntılı dönemlerden faydalanma ve böyle durumlarda fırsatçılık yapmak dünyanın başka hiçbir ülkesinde, ne ilerlemiş ne de bizden daha zayıf ülkelerde görülmemektedir. Herkes geleceğinden kaygılı, nereye varacak bu işin sonu diye endişe içindeler.Pandemi nedeniyle can derdine düşmüşken şimdi de insanımız geçim derdine düştü.Tek maaşlı ve asgari ücret alan bir kişi evine ekmek bile götürmeyecek duruma gelecek.Hele bir de evi kiraysa bir iki de çocuk okutuyorsa ne yapacak bu vatandaş, aç mı kalacak .Allah insanları açlıkla imtihan etmesin.Allah göstermesin aç kalan insan her şeyi her çılgınlığı yapar.Hırsızlık, çalma, cinayet,yağma aklımıza gelen her kötülüğü yapabilir.Başta Devlet olmak üzere birilerinin bu duruma bir dur demesi lazım.Daha öncede yazmıştım yine yazıyorum ne zaman ki mutfağa ateş düşerse o zaman en güçlü iktidarlar bile sandığa gömülür, millet onlara gereken dersi verir .2023 ü kazandık diye 2024 mahalli seçimlerini çantada keklik görenler buna dur diyemezlerse sonlarının hüsranla bitmesi kaçınılmaz olacaktır.Bizden hatırlatması.

Not: Ben yazar ve gazeteci olarak seyahat etmeyi gezmeyi dolaşmayı ve gezdiğim yerlerde gördüklerimi yazmayı seven bir insanım. Ülkemizin görmediğim sadece 3-5 vilayeti kaldı. Allah nasip ederse en kısa zamanda onları da gezeceğim.55 yıldan beri ülkemizi doğudan batıya güneyden kuzeye karış karış dolaştım. Gittiğim yerlerde çok pis yerler de gördüm çok temiz yerlerde gördüm. Ancak son gittiğim yer olan Susurluktan sonra Kemalpaşa ya 10 km kala Güven-al tesislerinde gördüğüm temizliği hiçbir yerde görmedim. Eşimle Bursa İnegöl’e giderken bu tesislerde mola verip sonra mescitte namaz kıldık ve lavaboya gittiğimizde tuvaletlerin temizliğine hayran kaldım. Şimdiye kadar hiç böyle temiz yerler görmemiştim. Tesisi sahibine özel olarak teşekkür etmek için içeri girdiğimde iş yeri sahibi İsmet Usta bana Kemalpaşa tatlısı ikram etmeden bırakmadı. Bana aynen şunları söyledi-Ben bu işletmede öncelikle mescit tuvalet ve işletmenin temizliğine önem veriyorum. Evimde ne kadar temiz oluyorsa da burada o kadar temizliğe dikkat ediyoruz. O istikamete gidenlerin mutlaka İsmet Ustanın tesislerine uğramalarını ve tatlı yemelerini tavsiye ediyorum. Buradan bir kez daha kendilerine teşekkür ediyorum.

. Sağlık ve esenlik dileklerimle.