Gazetecilik, toplumu aydınlatma, bilgilendirme ve demokrasinin temel taşlarından biri olarak kabul edilir. Ancak bu önemli meslek grubu, pek çok zorluğa göğüs germek zorunda kalıyor. Özgürce düşünceyi ifade etme hakkı, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biridir ve bu hak, gazetecilere büyük bir sorumluluk yükler. Ancak bu sorumluluğun beraberinde getirdiği riskleri de göz ardı etmemek gerekir.
Gazeteciler, sıklıkla haber peşinde koşarken, bilgiye ulaşma çabasında görevlerini yerine getirirken tehlike ile karşılaşabiliyorlar. Hükümetler, örgütler veya bireyler tarafından alınan baskılar, gazetecilik mesleğini icra edenleri olumsuz etkilemekte. Haber peşinde koşan gazeteciler, adeta birer kahraman gibi, bilgiyi toplumla paylaşma yolunda engelleri aşmaya çalışırlar.
Bu özel günde, çalışan gazetecilerin fedakarlıklarını hatırlamak ve onlara destek olmak önemlidir. Özgür basın, demokrasinin olmazsa olmaz bir parçasıdır ve bu nedenle gazetecilere düşen görevi yerine getirirken karşılaştıkları zorlukları anlamak ve desteklemek toplum olarak sorumluluğumuzdur.
Ancak, sadece bir gün değil, her gün gazetecilerin haklarına saygı göstermeli, onların özgürce haber yapma hakkını savunmalıyız. Demokratik bir toplumda, çeşitli görüşlerin özgürce ifade edilebilmesi için basının bağımsızlığına vurgu yapmalıyız.
Gazetecilik, bilginin ışığında toplumu aydınlatan bir meslek dalıdır. Bu özel günde, çalışan gazetecilerin önemli rolünü anlamak ve onlara duyulan saygıyı ifade etmek, demokratik değerlere olan bağlılığımızı göstermek açısından önemlidir. Onların cesaretine, özverisine ve tarafsızlık ilkelerine olan bağlılığımızı pekiştirmeli ve basının özgürlüğü için birlikte mücadele etmeliyiz.
***
Diğer yandan gerçekleri söylemek gerekirse bu 10 Ocak meslek itibarının ve saygınlığının daha da azaldığı; basın ahlak ilkelerinin sanki hiç yokmuş gibi davranıldığı bir süreçte kutlanıyor.
Bugün sözde gazeteci olan ancak gazeteciliği kişisel menfaatlerini elde edebilmek adına ikinci bir uğraş olarak yapmaya çalışan veya gerçekten gazeteci olsa da kalemini toplum için değil cüzdanı için oynatanların artık daha fazla olduğunu görmek için gözlük takmaya gerek yok.
Bugün basın ahlak ilkeleri nedir diye sorsan cevap veremeyecek sözde gazeteciler var, kaleminden yalan ve iftira akan, hırsı gözünü döndürmüş egoları uğruna atamayacağı iftira olmayan maalesef bir çok tip bu mesleğin içinde var.
Oysa gazetecilik mesleği temiz kalmalı ki toplum temizlenebilmeli, bu yüzden neredeyse evrensel bir değer haline dönüşen basın ahlak ilkeleri var.
Güçlü toplum, güçlü basınla mümkündür sözünün realitesinin olabilmesi için, toplumun gazete okuma oranının yanı sıra, basın emekçilerinin çalışma ve sosyal haklarının da yaşanılabilir bir seviyede olması gerek.
Sonuç olarak Türk basını öncelikle, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.
Sektörün sorunlarını ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’ teknolojik gelişmeler de göz önüne alınıp günümüz koşullarına uygun olarak çıkarılmalıdır.
Böyle bir düzenleme fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olmalıdır.
Yorum yapın