KUL HAKKI AĞIRDIR!.
Bugünkü yazıma “Allah kimseyi kul hakkıyla kimsenin karşısına çıkarmasın! Amin” diyerek başlıyorum..
Çünkü çok ağır ve derindir kul hakkı, o yüzden herkes taşıyamaz. Allah’ın adaletini ve mazlumun duasını idrak edebilen insan, en küçük bir haksızlık yapmaktan bile çekinir, korkar. Bunun bilincinde olmak, bu doğrultuda bir yaşam sürmek maalesef her insanın harcı değildir…
Sorsanız herkes haktan, hukuktan, adaletten, helal rızıktan bahsedip durur. Konuşurken mangalda kul bırakmaz, sonuna kadar hep kendini savunur, durur.
Ama menfaat kendilerine gelince gerçek yüzleri hemen ortaya çıkıverir. O kadar aç gözlü, o kadar hırslı ve bencil olurlar ki, ne kul hakkı, ne Allah’ın adaleti, ne de mazlumun ahı gelir akıllarına!..
Hatta öyle ki, bu zavallılar kendilerini, kendilerinin olmayan hakların sahibi görüp buna önce kendilerini sonra da etrafını inandırmaya çalışır. Bunu her türlü çirkinlikle, çirkeflikle, duygu sömürüsüyle, psikolojik baskıyla etrafındakileri sindirerek kabul ettirmeye çalışarak yapar. Böylelikle bir bakıma minareyi çalan kılıfını hazırlamış olur, inanana!..
İmam Nevevi’nin hadislerden derlediği eseri Riyazu’s Salihin’de; “Kıyamet günü gasp ettiğiniz hakları sahiplerine mutlaka ödeyeceksiniz. Öyle ki boynuzsuz koyun, boynuzlu koyundan hakkını alacaktır..” buyurmaktadır..
Hayvanını boynuzunun bile hakkının arandığı kıyamet gününde kasıtlı, çıkarı uğruna adaletsizlikle, baskıyla, zulümle, dünyalık uğruna yenen hakların vebali çok ama çok ağır olacaktır. Bu vebal sadece hak yiyenlere değil, bunlara destek verenlere ve sessiz kalarak göz yumanlara dek uzanır..
Kul hakkına girmek, mazlumun ahını almak, hak yemek, Allah’ın bu konuya dair kutsal kitabımız Kur’an’daki ayetlerini haşa yalanlamak, inkar etmektir..
“Bunu yapanlar, iki cihanda da karanlıkta kalacaklardır!.”
“Amin” diyerek başladım, “Amin” diyerek bitiriyorum. Allahaısmarladık!..
Yorum yapın