Tarih; bunu da yazacak elbet.

Milletin Meclisine millet giremiyor.

Neden?

Eylem yapacakları, protesto edecekleri için mi?..

Yapsınlar, niye korkuyorsunuz, şiddete yönelmediği sürece en doğal hak protesto; neyin korkusu, suçluluk korkusu mu?

Peki köylü küserse Meclis’e…

Millet Meclisi gerçekten milletin meclisi olabilir mi?..

Israrla, inatla, durup durup ısıtıp gündeme getirmekten bıkılmayan konu yine geldi komisyona.

Zeytinlikleri madenciliğe açacak yasa teklifi görüşmelerine başlandı.

Birkaç kez denendi geri çekildi falan ama dinmiyor inat.

Ders alınmamış, alınmıyor, ille doğanın mahvına devam edilecek.

Tarih yazacak ve elbette affetmeyecek zeytinlikleri katletmeye çalışanları.

Kazdağları’nın canına okudular, okunuyor daha nice yerde…

Geçenlerde bir gazete maden şirketinin işini bitirip çekip gittiğini ve ilgili bakanın söylediklerinin aksine hiçbir ağaçlandırma yapılmadığını yazdı, fotoğrafladı.

Orman Bakanı daha önce kaç kez alanın yeşillendirileceğini söylemiş ama bu kez de doğal haline bıraktıklarını ifade etmiş.

Siyaset…

Bakan…

Bizim bakanlıklar kendi içlerinde zaten alem.

Özellikle birkaç bakanlık var ki n’aparlar ne ederler bir türlü çözemedik.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı.

Tarım ve Orman Bakanlığı.

Bu bakanların kendi alanlarını korumak için ne yaptıklarını hep merak etmişizdir.

Mesela bu son olup bitenden gidelim:

Gerek Orman Bakanı, gerek Çevre Bakanı; zeytinliklerin madene açılması hakkında olağan koşullarda ne yapmaları gerekir?

“Eyyy Enerji Bakanlığı, ben zeytinliklerimi, ormanlarımı madenlerinize vermem, yok ettirmem”…

Orman Bakanı ormanı, Çevre Bakanı çevreyi korumazsa, elini masaya vurmazsa; köylünün elinden tutup bizzat kendileri dinleyici sıralarına kadar köylüye eşlik etmezse ne anladık biz o bakanlıklardan?..

Çevre ve Şehircilik.

Çevreyi koruyabilecek mi Şehircilik?

Pöh! Hep beton bir adım önde!

Şimdi öyle bir tasarı geldi ki ÇED süreçleri hızlanacak, stratejik madenlerde acele kamulaştırmanın önü açılacak, kaçak maden işletmelerine af gelecek, geçmişte madenlere verilen cezalar uygulanmayacak…

Ne ala, ne güzel di mi?..

Bir de teklifte hep aynı hikaye yeniden nakarata bağlanmış:

Zeytin ağaçları başka yere taşınacakmış da yenileri dikilecekmiş de…

Bilim olmaz diyor, bizim vekiller olmazı olur sanır hayaller alemindeler veya bile bile taammüden zeytinlikler bitsin, doğa mahvolsunun derdindeler.

Ne diyor Sayın Orman ve Çevre Bakanlarımız, lehe bir kelimeleri oldu mu zeytinler ve köylü için?

Kadim nitelikli zeytin ağaçlarını taşıyacaklarmış öyle mi?...

Yurdun cennet köşeleri mahvedile mahvedile perişan hale gelmiş.

E tabi ülke büyük, cennet bölge de çok mu çok…

Yine Güney Ege ve Akdeniz, başta Muğla ve nice yer bir kez daha hedefte…

Bıkmadılar, usanmadılar, maden şirketlerinin cebini doldurmasından başka devlete de doğru dürüst fayda sağlamayan şirketler için zeytinler ve haliyle köylü feda edilecek öyle mi?

Köylü küserse Meclis’e…

Vebali; bu yasa teklifini ısıtıp ısıtıp getirenlerle asli görevi çevreyi, tarımı ve ormanı korumak olanların; ötesi yok!