Ankara'dan dönüyorum otobandayım. Yanar döner bir renk cümbüşünün içine düştüm. Ben diyeyim 10 makam aracı siz deyin 15 makam aracı sayamadım; saymaya fırsat bulamadım kendimi yolun kenarına zor atım. Koca otobanı tümüyle kaplayan Çakarlı sirenli Mercedes marka araçlar Formula yarışında yarışır hızla yanımdan geçti. Başımı çevirdiğimde gözden çoktan kaybolmuşlardı.

Ülkemizde kamuda makam aracı sayısı 125 bin adet. Türkiye'nin makam araçları yönünden “Dünya rekorunu" elinde bulunduruyor. Ülkemizde 125 bin kamu aracı varken, bu sayı Almanya'da 9 bin, Japonya'da 10 bin, Fransa'da 8 bin civarında. Devlete ait uçak filosu bakımından birçok ülkeden de öndeyiz. Liderlik ve yönetim dediğin böyle olacak işte! Lüksten taviz yok. Bisikletle makamına giden Hollanda başbakanı çok komik değil mi? Milletinin ve devletinin itibarını düşürüyor. Elin gavuru bisikletle makamına giderken biz çakarlı Mercedes konvoyu ve koruma ordusuyla tüm yolları kapatıp gidiyoruz.

 

Kamu tasarrufu kırtasiye giderinden ibaret değildir.

Zam üstüne zam yapan vergi üstüne vergi koyan hükümet bütçe ve kamu harcamalarından tasarruf edemiyor. Uzun yıllar boyunca kamu harcamalarında tasarruf denilince devletin kağıt, kırtasiye, aydınlatma, su, elektrik vb. Olağan harcamaları veya kamu personelinin zorunlu ihtiyaçlarına yönelik harcamalara odaklanıldığı ve hatta bu konularda yasal düzenlemeler yapılmış olmasına karşın bunların da hayata geçirilmediği bilinmektedir.

 

Cari transferler nereye gidiyor?

Kamu harcamalarında dikkat çeken başka bir harcama kalemi ise cari transferlerdir. Cari transferler karşılığında herhangi bir mal veya hizmet olmaksızın yapılan parasal aktarmalar yani yardımlardır. Cari transfer harcamalarındaki büyüklük ve artışın ana sebebi teşvik ve desteklemeler dolayısıyla görev zararları ve hazine yardımlarıdır. Yapılan cari transferler neredeyse kamu personeline yapılan toplam harcamalara eşittir.

 

1 Nisan şakasına hazır mıyız?

Yerel seçimdeki savurganlığın faturasını 1 Nisan'dan sonra ödemeye başlayacağız. Bol keseden seçim harcamaları kamudaki savurganlık 1 Nisan şakası olarak bazılarının zafer coşkusu, bazılarının hezimet üzüntüsü yaşadığı anlarda hayatımıza girecek. Olan yine vatandaşa olacak. Siyasetin savurganlığının açtığı kara deliğin kapatılması için yine vatandaşın cebine el atacaklar. İşçiye, memura ve emekliye kaşıkla verilen üç kuruş zamlar kepçeyle geri alınacak. Piyasaya çıkan demir 5 liralar yerini 10 liralara 20 liralara bırakacak. En küçük kâğıt paramız 50 liraya kadar düşecek. Yakın zamanda 500’lük banknotlar hayatımıza girecek.

Bütçe ve kamu harcamalarının çok yüksek olduğu haberlerine ilişkin cumhurbaşkanı ne diyordu: "İtibarda tasarruf olmaz.” Dünya piyasalarında paramızın itibarından bahseden yok. Emeklilerin çektiği çile ve sefaletin itibarından bahseden yok. Çiftçinin, tarım ve hayvancılığın bitme noktasına gelmesinin itibarından bahseden yok. Ülkemiz çıkmazlar içinde iken lüksten, şatafattan ve gösterişten “tasarruf olmaz” diyerek dünya lideri olunmaz. Dünya liderliği: paranızın uluslararası değeri, ekonomimizin zirvede oluşu ve halkınızın refah seviyesiyle doğru orantılıdır. Ülkemiz bu haldeyken devlet itibarında en büyük teşvik lüksten, şatafattan ve gösterişten tasarruftur.

Sağlıcakla…

Damga Gazetesi’nden alıntıdır.