KALP GÖZÜ
“Aklıyla bakarak hakikatı arayan çoktur ancak hakikat kalbiyle bakmayı başaranlara görünür.”
Kalp gözü, gönül gözü diye adlandırdığımız bir kavram vardır. Olaylara bakış açımızı belki de hayat akışımızı değiştiren bu kavram aslında Yaratıcımızın bize bir hediyesi... Hayatın yoğun temposundan, zihnin gürültüsünden çoğu zaman kalbimizin sesine kulak veremiyoruz. Oysa ne kadar çok şey anlatmak istiyor.
Heartmat Institude’da Dr. Rollin Mc Craty tarafından yapılan çalışma, kalbimizin mucizevi diyebileceğimiz sezgisel zekasını gözler önüne seriyor.Bu çalışmada, 26 katılımcıya 30 resim gösteriliyor. Bazıları saldıran bir yılan, araba kazası gibi duygusal olarak yüksek uyarıcı, bazısı ise doğa manzarası gibi nötr uyarıcı resimlerdi. Katılımcı, bir bilgisayar ekranı karşısında oturuyor ve bir yandan EEG ile beyin dalgaları, diğer yandan EKG ile kalp atışları takip ediliyordu. Katılımcının mouse’a her tıklamasından 6 sn. sonra, 3 sn. süreyle ekranda rastgele bir resim gösterildi, ardından ekran 10 sn. karardı, sonra tuşa tekrar basmaları istendi ve bu işlem 30 kez tekrar edildi. Veriler incelendiğinde sonuç şok ediciydi. Katılımcılar fotoğrafı gözleriyle görmeden sanki kalp zekasıyla resimleri biliyor gibiydi. Eğer resim yüksek uyarıcı bir resim ise kalp, resim görünmeden önce 5 saniyeliğine yavaşlıyor, eğer düşük uyarıcı bir resimse kalp hızlanmaya başlıyordu. Yani bilgi önce kalbe geliyor oradan beyne iletiliyor, daha sonra vücut tepki veriyordu. Tüm bunlar olay gerçekleşmeden saniyeler önce oluyordu.Bu çalışma, kalbin zaman ve mekan sınırı olmayan, bilinçli zihnimizle algılayamayacağımız bir şekilde olacakları önceden sezdiğini göstermekteydi.
Son yıllarda yapılan nöro-kardiyolojik çalışma sonuçlarına göre, kalbimizin beyinden ve otonom sinir sistemimizden farklı olarak yaklaşık 40 bin nörona ve nörotransmitter ağına sahip olduğu ve kalbin manyetik alanının beyninkinden yaklaşık 5000 kez daha güçlü olduğu tespit edildi.
Eğer her şey beyin vasıtasıyla hissediliyorsa neden bir üzüntüde kalbimiz sızlar, göğsümüz sıkışır? Ayrıca bir acı duyduğumuzda beyinden gelen sinyaller gözyaşı bezlerini harekete geçirir ve ağlamamız normaldir. Sevinç ve hazda, içimiz coştuğunda nasıl ağlıyoruz peki? Kalp, gözyaşı bezine bir sinir ağı vasıtasıyla bağlıdır. (Ganglion stellare vasıtasıyla kalp ile gözyaşı bezi bağlantı kurar.) Yani kalp, gözü ağlatabilir.
Kalp, mana aleminde sonsuzluğa açılan kapıdır.Madde alemle mana alemi arasında bir köprü vazifesi görür. Sevgi, merhamet ve imanla gönül kapısını açanlar hakikati görürler. Kalp atışları sakin, dingin ve evrenle uyumlu, sevgi dolu, merhametli, şefkatli, yolu aydınlık, kavgası, gürültüsü bitmiş bu güzel insanlarla kalpten kalbe kuracağımız bağ İnsan-ı Kamil yolculuğumuzda bize de çok şey katacaktır. Kalplerine mühür vurulmamış güzel insanlarla karşılaşmak dileğiyle...
Yorum yapın