KALKINMAK ÜRETİMLE OLUR

Ülkemiz coğrafya ve iklim bakımından çok elverişli konumda bulunan, farklı ekolojik bölgeleri içinde barındıran ve bitki çeşitliliği bakımından oldukça zengin bir ülke olmanın yanında Avrupa’da en büyük tarım arazisine  sahip ülkedir. Ancak bu avantaj hızla yitirilmektedir. Albert Einstein dediği gibi; “tarımı ihmal eden ülke intihar ediyor demektir. gelişmiş ülkenin semalarında ne kadar çok uçağın uçtuğu değil, ne kadar çok arının uçtuğu önemlidir. eğer arılar ölürse sonraki yıllarda insanlar da ölür.

 

Paranın değerini o ülkenin üretim gücü belirler

 

Prof.Dr. Osman Altuğ hoca bir programda paranın değerini ülkenin üretim gücünün belirleyeceğini horoz ve yumurta örneği ile çok güzel açıklamıştı; “Bir ülke düşünün 100 tane yumurta üretiyor. Bu 100 yumurtaya karşılık 100 lira basıyor. Demir veya kağıt. Bir yumurtanın fiyatı kaç lira? 1 lira. 100 yumurtanın üretimini daha fazla arttırmak için ne yapman lazım? Tavuklara yani üreticilere ve de horozlara yani yatırımcılara iyi bakman lazım. Tavukların bakımını iyi yaparsan horozların yani yatırımcıların yatırım şevkini yüksek tutarsan yumurta üretimi 100'den 200'e çıkarsa bir yumurtanın fiyatı kaç lira olur? 50 kuruş olur. Yok, tavuklara bakmazsan horozların yani yatırımcıların moralini düzgün tutmazsan yumurta üretimi 100'den 50'ye düşerse ne olur? 2 lira olur yumurtanın tane fiyatı. Fiyatı belirleyen neymiş? Daha doğrusu paranın değerini belirleyen neymiş?  Bu ülkenin üretimi, gücüdür. Paranın değerini o ülkenin üretim gücü belirler. Hangi şekilde gelmiş olursanız olun. İster sözüm ona demokraside yüzde 100 oy ile gelin. İsterseniz başka tarzlarda iktidara gelin. Siz paranın değerini belirleyemezsiniz!”

 

 “Günü kurtarma” devrinin artık bitmesi gerekiyor.

 

Tarıma, çiftçiye, hayvancılığa, toprağa ve üretime yatırım yapmanın önemini her fırsatta yazıyorum. Bir ülkenin refaha çıkabilmesi için özüne dönmesi tarımı, üretimi desteklemesi ve tarımı sanayi ile birleştirip ithalata ihtiyaç duymadan kendi kendine yetebilmesi gerektiğini savunuyorum. “Günü kurtarma” devrinin artık bitmesi gerekiyor. Ekonomiyi toz pembe gösterme devrinin bitmesi gerekiyor. Görüldüğü gibi gündem değiştirmekle ekonomi düzelmiyor. Beslediğimiz kayıtlı Suriyeli sayısı son bir ayda 11 bin kişi artarak 3 milyon 657 bin kişi oldu. Artık ülkenin mülteci kampı olmaması gerekiyor. Ülkede merkez bankası başkanını değiştirip, bir gecede 2,5 milyar doların el değiştirmesi ile birlikte 150 milyon doların birilerinin cebine gitmesi ve birilerinin zengin edilmesiyle ekonomi düzelmiyor. Özellikle gıda ithalatında ve enerjide muhtaç olduğun ülkelere külhan beyli kafa tutmakla ekonomi düzelmiyor.

 

Üretemezseniz batarsınız

 

Her şeyin başı üretmekten geçiyor. Sanayi, tarım ve rasyonel üretimi ülkenizde uygulayamazsanız batarsınız.

Uluslar arası ticareti geliştirmek, yeni pazarlar yaratmak yerine sürekli borçlanırsanız batarsınız.

İthal ettiğiniz ürün ihraç ettiğiniz üründen fazla ise ve buna bağlı olarak cari açığınız sürekli artıyorsa batarsınız.

Para oyunlarıyla savurganlığı, rantiyeciliği, yolsuzluğu önleyemezseniz batarsınız. Bilimin gösterdiği yolda eğitim öğretim yapamazsanız, bu yolda genç nesiller yetiştirmezseniz batarsınız.

Sağlıcakla…

Gazete Damgadan alıntıdır.