KADIN HİZMETKAR DEĞİLDİR
Yılda birgün de olsa kadınalarımıza adanmış özel birgün var. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Her gün yeni bir kadın cinayeti haberi ile uyanıyoruz. Artık korkar olduk haber izlemeye. Korkar olduk gazete okumaya radyo dinlemeye. Her sabah yeni bir kabusa uyanmaya korkar olduk. Her gün ölümlerden, cinayetlerinden, terörden korkar olduk. İnsanlıktan nasibini almamış insan görünümlü yaratıklarından korkar olduk.
Eskilerde kimsenin aklında olmazdı kötülük. Tanımadığınız birisiyle karşılaştığımızda düşünmezdik bu hırsız mı, terörist mi, sapık mı diye. Arabamızla dağ başında da olsa, yolda yürüyen birini gördüğümüzde tereddüt etmeden arabamıza alır gideceği yere kadar bırakırdık. Terör kelimesinin anlamını bile bilmezdik. Dağlarımızda yaylalarımızda istediğimiz rahatlıkta ve özgürce dolaşabilirdik. Yurdumun hangi yöresine giderseniz gidin, hangi evin kapısını çalarsanız çalın, o kapı size sonuna kadar açılırdı. Ve o evin sahibi sizinle ekmeğini suyunu paylaşmadan bırakmazdı.
Artık sokağa çıkmaya korktuğumuz, selam vermeye çekindiğimiz, kapımıza gelene kapıyı açıp açmamakla tereddüt ettiğimiz bir dönemdeyiz. Oturduğumuz çok katlı binalarda çoğumuz komşusunu bile tanımıyor. Nasıl yabancılaştırıldık? Nasıl da değerlerimizi bir bir yok ettiler? Maalesef her yeni güne savaş, terör, cinayet haberleriyle uyanıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda gencecik bir kızımız hunharca vahşice katledildi. Hem de daha 16 yaşında. Boğazı kesilerek katkedildi. Söylerken yazarken bile içi ürperiyor insanın. Sebeb neden ne olursa olsun katledildi işte…
Nasıl mı bu hale geldik! “Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek”dedik.
“Kadına şiddet abartılıyor”dedik.
“Örtüsüz kadın ya satılıktır ya da kiralıktır”dedik.
“Kadına şiddet azaldı fakat haberleri artıyor medya abartıyor”dedik.
“Kadın herkesin içinde kahkaha atmayacak”dedik.
“Kadın ve erkeğin eşit olması fıtrata ters”dedik.
“Kadının tek kariyeri annelik olmalı”dedik.
Bunlara ek olarak, kadınların hamileyken sokağa çıkmasını istemeyen profesörler türedi, flörtün fahişelik olduğunu iddia eden hocalar ortaya çıktı. Kızlı erkekli evlerde kalınıyor diye hedef gösteren provokatörler ortaya çıktı…
Bunları sen dedin, ben dedim, o dedi. Toplum olarak yıktık yaktık içimizdeki kadının gerçek yerini.
Kadını farklı gözle görmeye başladık. Kadının sadece doğurganlığına, namus objeliğine, hizmetkarlığına odaklandık. Peygamberimiz “cennet ananelerin ayakları altındadır”buyurmuştur diyemedik. Kadını namus objesi olarak görmekten vazgeçemedik. Kadın annedir, kadın bacı, kadın kardeştir diyemedik. Mustafa Kemal Atatürk “Yeryüzünde gördüğümüz her şey, kadının eseridir” demiştir diyemedik. Kadın varlığımızdır kadın kutsalımızdır diyemedik.
Nasıl bir çağa denk geldik de bu kadar değiştik. Cahit Zarifoğlunun dediği gibi: “Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim...”
İnsanların insanlara saldırmasından, çocukların ömrünün kelebekten az olmasından, adaletin bozguna uğradığı bu dünyadan yoruldum...
Tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyor önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Sağlıcakla…
Gazete Damgadan alıntıdır.
Yorum yapın