Yarın Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı. Her seneden farklı olarak bu sene 100. Yılında Cumhuriyetimizi daha çok sahiplenmeli, daha büyük bir bağlılık ve sevgi göstermeliyiz. 100. Yıla erişmiş bir Cumhuriyetimiz var ve bunu sonsuza taşımak hepimizin, en başta gençlerimizin görevidir. Bu sorumluluğun ve görevin ne kadar önemli olduğunun farkında ve bilincinde olmak zorundayız. Atalarımızın bize bıraktığı bu bağımsızlık emanetine sıkı sıkıya sarılmak, sahip çıkmak zorundayız. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı, geçmişimizi saygıyla anmak, onurlandırmak; geleceğimize ise birlik ve beraberlik, dayanışma içinde umutla bakabilmek ve Cumhuriyetimizin temsil ettiği değerleri daha da yüceltmek için büyük bir fırsattır. Bu değerleri geleceğe taşımak için yola devam etme azmi ve coşkusudur. Cumhuriyet özgürlüktür, eşitliktir. Cumhuriyet insan olmaktır, korkusuzca yaşamaktır. Kanunlarla halkın korunması, medeni bir toplum olmanın yoludur. ‘Cumhuriyet; kadının görünmezliğinin kaldırılmasıdır.’ Mustafa Kemal Atatürk; dünyanın çoğu ülkesinde yok iken kadına seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Kadının medeni bir toplumda olması gereken değerini teslim eden tek rejim cumhuriyet rejimidir. Bugünkü haklarımız yüzyıl önce verilen büyük mücadeleler ile elde edilmiş haklardır. Her alanda erkeklerle eşit durumda ve eşit haklara sahip olmak, toplum olarak ilerlememiz adına çok önemlidir. Bu yüzden Cumhuriyeti en çok koruması gereken ve en çok sahip çıkması gereken biz kadınlar olmalıyız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; “Türklüğü yükseltmek isteyen Türk kadının yüceltsin!..”
Bir toplumun yarısı zincirlerler toprağa bağlı iken diğer yarısı kanatlanıp uçamaz. Bunun bilincinde ve öngörüsünde olan aklına zekasına dehasına dünyanın şapka çıkarttığı Atatürk, kadınların zincirlerini kırarak özgürleştirmiştir. Kadınların toplum ve kanunlar önünde değerinin bilinmesini, kabul görmesini, saygınlığını, birey olmasını sağlamıştır. O yüzden özellikle biz kadınların Cumhuriyet’e olan borcu çok büyüktür. Yaşadığımız yüzyılda fiziki güce değil, gelişime, sürekli öğrenmeye, adapte olmaya, zorluklara karşı dayanıklı olmaya, engellere rağmen hep ilerlemeye ihtiyacımız vardır. Biz kadınlarda doğamız gereği daha yapıcı, daha tutarlı, daha sabırlı ve öğrenmeye hep açığız. Ülkemizin refahı ve Cumhuriyetimizin bekası için elimizden gelenin hep daha fazlasını yapmak boynumuzun borcu olmalıdır. Cumhuriyetimizin 100. Yılında zamanın bütün imkansızlıklarına rağmen risk almış, kendilerini var etmiş, toplumun her alanında başarılarını ortaya koymuş Cumhuriyetimizin gerçek yüzü olan bütün kadınlarımızı rahmetle ve minnetle anıyorum. Tarihte kadının görünmezliğine karşı Cumhuriyetin getirdiği haklarla eğitim, çalışma yaşamı ve özel alanlarda mücadele veren kadınlar, birçok önemli başarılara imza atmış, o zorlu koşullarda varlıklarını ispatlamıştır. 100. Yıla erişmemizi sağlayan ve bu süreçte verdikleri mücadelelerle büyük katkılar sunarak önemli başarılar kazanan kadınlarımızla gurur duyuyorum. Şahsım olarak da bir cumhuriyet kadını olmaktan büyük bir onur duyuyorum…
‘Cumhuriyet’e ve onun yetiştirdiği binlerce yüzbinlerce kadına sonsuz teşekkürler…’
Bu ülkenin Cumhuriyet Bayramı senede bir gün kutlansa da ona sahip çıktığımız her gün Türkiye’nin bayramıdır. Cumhuriyeti bize armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını, tüm atalarımızı ve nenelerimizi rahmetle minnetle saygıyla ve büyük bir gururla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun. Daima yaşa, var ol CUMHURİYET…
Yorum yapın