Kolay olmayan her işte bir emek vardır. Başarıya ulaşmakta, hedeflerinin peşinden koşmakta, isteklerine kavuşmakta, sevgide, edindiğin, bulunduğun çevrende hep bir emek vardır…
Kolay olmayandır emek, terlemektir, yorulmaktır, sabırla çabalamaktır, azmetmektir. “Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir!” Demiş, Mevlana Celalettin-i Rumi…
Bazen saatlerce okumak gerekir. Bazen çok yorulmuş olsak da ertesi gün aynı işlere, aynı tutkuyla başlamak gerekir. Bazen ümidini kaybetsen de incecik bir dala tutunup tekrar ayağa kalkıp denemek gerekir. Bazen günlerce istediğin bir şeyin hayalini kurmak gerekir, emek vermekte. Kilometrelerce yolculuk yapar insan ‘görmek’ için, saatlerce koşar ‘varmak’ için. Bazen saatlerce yazı yazar ‘paylaşmak’ için ve bazen de konuşur ‘anlaşılabilmek’ için. Tüm bunların hepsinde ‘EMEK’ vardır. Ancak aslında yanmaktır, emeğin içinde saklı olan. Emek verilen soyut/somut her şeyde yanmak da vardır. Emek söz konusu olduğunda, sonuca gidene kadar zorlu yollardan, zorlu zamanlardan geçer insan. Kaçmadan, korkmadan, yorulmadan ve yılmadan devam ederse eğer insan hem yanar hem de beklediği muhteşem sonuçlara ulaşabilir. İnsan yanarak olgunlaşır, yanarak etrafına ışık saçar. Kısaca her emeğin içinde saklıdır yanmak!...
Yanmaktan korktuğu için emek vermekten de kaçar insan. İlişkilerde işler kötüye gittiğinde, sorunlar çıktığında savaşmak, çözmeye çalışmak, konuşmak yerine, kısacası emek vermek yerine, neden dönüp gitmek, kaçmak tercih edilir?..
Karşıdakinin cismine değil de içine bakabilmek, anlamaya çalışmak, çabalamak kısaca emek vermek neden bu kadar zor ve yorucudur?..
Çünkü yanmak istemez, uğraşmak, çabalamak istemez, kolay yolu seçer, ‘yapamam’ yolunu seçer insan!..
Oysa hayatımızda önümüze çıkan tüm yollar, korkmadan emek vermekten çekinmediğimizde karşımıza çıkar. Emeksiz elde edilen her şey temelsiz yapı gibidir, çürüktür, sahtedir, yalandır, her an patlayacak ya da sönecek balon gibidir, üstelik kolaydır da çünkü yanmadan elde edilmiştir!...
Emek verilerek yapılan her şey de bir farklılık ve farkındalık vardır ve gerçekten yanmaya hazır olduğumuzda muhteşem sonuçları ile bize mutlaka geri dönecektir. Korkmadan tekrar tekrar emek verdiğimizde, tüm acılarına, gözyaşlarına zahmetlerine, epeyce ağır tüm darbelerine dayandığımızda, hayattaki herhangi bir engel artık önümüzde duramaz!..
Bizler mum olmaya, yani ışık vermeye, etrafımızı aydınlatmaya ancak bu noktaya eriştiğimizde başlayabiliriz. Öncelikle yandığımızda, gerçekten emek vermeyi kabul ettiğimizde ve verdiğimiz emeğin bize geri dönüş sürecine katlatmayı seçtiğimizde. Bu geri dönüş sürecini gerçekleştirdiğimizde, içimizde yanan o ışıklar dışarıya taşar. Hayatımızda bir mum kadar ışık vermek istiyorsak yanmaktan korkmadan emek vererek uzaktan bakmak yerine tereddütsüz elimizi taşın altına koymalı ve güzel dönüşümleri ve olmasını beklediğimiz değişikleri beklemeliyiz. Çünkü her emeğin mutlaka güzel bir karşılığı vardır…
Emekle çıkılan bütün yollar yollarımız ışıklar içinde hep aydınlık olsun!...
Yorum yapın