HUKUK OLMAZSA…

Yolda giderken, birinin durduk yere size sataşıp dayak yemeyeceğiniz meçhul…
Kafaya dikiş atılıyor, yüz göz darma duman..
Lay lay lom fail; cirit atmaya devam…
Son günlerde ekranlara yansıyanları görüyorsunuz…
“Bu topluma neler oluyor” diye hayıflanıyoruz da cezai müeyyideler yetersiz oldu mu olacağı bu, yapanın yanına kar kalıyor.
İşte örtülü af gibi yeni infaz düzenlemesiyle bir sürü yeni dert toplumun başında ve zaten 10 yılın altında hapis cezası çıkmadığı sürece suçlunun içeri girmesi zor..
Denetimli serbestlik vs vs imkanlar da var zaten.
Haliyle…
Hukuk işlemediği veya toplum gerçeklerini karşılamadığı sürece tablonun iyiye gitme şansı yok.
Herkeste bir silah, silah yoksa kaba kuvvet…
Silah sıkmak rutin hale geldi, yolda kadın dövüp bayıltıp yerde sürüklemek falan.
Genel anlamda hukukun işlememesi veya geç işlemesi kaynaklı bunların hepsi.
Sadece cezai anlamda değil, hukuk davaları açısından da yargının durumu perişan..
Geç gelen adalet adalet değildir diyor herkes de bal gibi geç değil “geç ötesi geç” geliyor adalet!
Ne kadar kalıyorsa artık hukuk adına.
Kira davalarını ve anlaşmazlıkların dağ gibi artmasını kamuoyu gündeminden herkes biliyor.
İşçi alacağını tahsil edene kadar parası pul oluyor.
Herhangi bir alacak davası 8-10 yıl sürer mi, sürüyor işte.
2015’de döviz kuru neydi, şimdi ne?..
O zamana göre hesaplayın…
Adamın parası pul ötesi yerlerde.
Mahkemenin kabul ettiği yasal faiz oranı ise yıllık yüzde 9.
Adalet geç işliyor ve hızlanması için yaptığımız hiçbir şey yok.
Şu an adli tatil misal…
Yıl sonlarında biraz ağırlaşır adliyelerde işler yıl sonu devir vs sebepli.
Sonra yaz dönemi, güz dönemi gibi klasik kararname dönemlerinin öncesinden başlar sonrasına kadar gider duruşmaların ertelenmesi.
Çünkü güya duruşma yapılır mahkemede ama kürsüye geçici çıkan hakimlerden hiçbiri, o dosyaya bakmaz, hem dosyayı bilmiyordur hem de kendi iş yükünün ağırlığı altında ona ayıracağı ekstra zamanı yoktur.
Bir de adli tatil..
Adli tatilde görevli olanlar da yıllık izinlerini adli tatil dışı zamanlarda kullanır, kendi mahkemeleri de o zaman felç olur bir süre daha…
Adli tatil bize lüks ötesi zaman israfıdır ama özellikle yargının bundan vazgeçmeye hiç niyeti yoktur!
Somut bir örnek verelim… 18 bin TL.lık bir alacak davası… 
2015 yılında açılan dava istinaftan döne çıka ancak kesin sonuçla neticeleniyorsa 2023 Temmuz’unda…
2015’deki 18 bin ile alın şimdinin 18 bini… Oldu mu o para, şimdi pul bile değerde değil!
Hukuk işlemezse kaos olur, güven azalır, vatandaş umudunu keser yargıdan.
Ceza davaları başka…
Hukuk davaları başka başka açılardan sorunludur.
İcra alacaklıları alacağını tahsil edemez, icra müdürlüklerinde her yıl açılan dosya sayısı bir önceki yılın rekorunu kırar, alacaklı alacağını alabilmek için masraf üstüne masraf yapar..
Sonuç çoğu kez ise hüsranla neticelenir.
Velhasıl…
Ekranlara yansıyan görüntüler toplumun her kesimini tedirgin ederken…
Bundan rahatsız olması gerekenlerde aynı endişe var mıdır?..
Bilmiyoruz, gördüğümüz yok gibi ama…
Varsa dahi, niye kimse görememektedir o hassasiyeti; işte zurnanın zırt dediği yer de tam burasıdır!