İnsanlar çoğu zaman, yaşadıkları olayları kendi görmek istedikleri gibi görme eğilimindedir. Yaşanan bir olay karşısında hatalı olduklarında, geliştirdikleri savunma mekanizması sayesinde, hatalarını görmekten kaçarlar. Onlarda asla bir hata yoktur! Aksine hep onlar haklıdır!..

Bu tip insanlar genellikle kendi hatalarını değil de hep karşısındakinin hatalarını ararlar. Olaylara tarafsız bir gözle bakamayan, empati kuramayan insanlar hatalarını da asla kabul etmezler. Kendilerinde bir kusur bulmadıkları için kendilerince hep haklı oldukları için de aynı hatayı yapmayı sürdürürler. Aslında insanın zamanında hatasını fark etmesi ve bunu düzeltmek için çaba göstermesi kendi işini ve kendi hayatını kolaylaştıran bir durumdur…

Yine bazı insanlar vardır ki olayları olduğu gibi görme ve anlama konusunda oldukça başarılıdır. Yaşananları doğru okumayı bilirler. Bencillikten uzak, empati yeteneği gelişmiş bu tip insanlar, her şeyden önce anlamaya çalışır, yaşananları görmezden gelmezler. Sadece kendilerini değil çevresinde olanlara da odaklanırlar ve ‘olumlu/olumsuz’ her olayı zamanında fark ederler…

Kimileri de ne yaparsanız yapın, gözünün önünde yaşananları asla görmezler, görmek istemezler. Kaçarlar ya da umursamaz tavır içinde oldukları için hiçbir şeye dikkat etmezler. Yaptığı hatayı ya da yaşanan bir olaydaki olumsuz durumu kendisi görmek istemiyorsa, siz ne yaparsanız yapın o hep inkar edecektir. Çünkü görmek ve algılamak istemeyen bir ruh halindedir onlar!..

Yaşanan olaylarda, sorunlarda, tartışmalarda, çıkmazlarda, önemli olan ‘kaçmak değil yüzleşmek’ olmalıdır. Kaçmak kolay olabilir ama çıkmaz yoldur. Kaçmak sorunları çözmez, sadece öteler ve biriktirir. Gün gelir o yüzleşmek zorunda kalınan sorunlar kocaman bir dağ oluverir!..

Önemli olan eğer gerçekten bir sorun varsa kaçmak yerine onu yaşarken o an da kalıp o ana odaklanmaktır kanımca. Sıkıntıları zamanında görmek, zamanında yüzleşmek ve onları çözmek için zamana yayılmadan sonuca gitmek ve doğrusu ve sağlıklısı olmalıdır….

Hepimiz hayata kendi penceremizden bakıyoruz. Zihinlerimizden geçen düşüncelerin muhakemesini yapmak, duygularımızı ölçüp tartmak için, kısacası kendimizi zamanında ve en doğru şekilde duyabilmek için kendimizi dinlemeye daima ihtiyacımız vardır!..

Etrafta yaşanan olumsuzlara karşı, bir şeyleri değiştirmek için çabalamayı da sadece oturup izlemeyi de seçebiliriz. Güzel anların tadını da çıkarabiliriz ya da o güzel anları kaçırabiliriz de. Burada asıl önemli olan görmemiz ve anlamamız gerekenleri zamanında iş işten geçmeden görmektir…

Sonuç olarak; görmek istemediklerimize gözümüzü kapatmak, bir yanlış gördüğümüzde sorumluluk alıp o yanlışı düzeltmeye çalışmak ve her şeye rağmen yaşanan güzellikleri farkına varabilmek yine bizim hayatımızı kolaylaştıracaktır!..