GÖLCÜK DEPREMİ

Birkaç günden beri İzmit Gölcükteyim. Burada görev yapan oğlumun yanına geldik. Senenin bazı
günleri buraları ziyaret eder izlenimlerimi okuyucularıma aktarmaya çalışırım. Onun için şu an da da
Gölcükteyim ve buradan izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım.
Efendim Gölcük bir donanma şehri. Daha doğrusu depremden önce adı öyleydi ama şimdi artık
Gölcük denince donanmadan daha çok deprem aklımıza geliyor. Yani artık Gölcük hem donanma
şehri ama artık daha çok Gölcüğü deprem şehri olarak hatırlıyoruz. Nasıl olmasın ki o gece yani 17-
Ağustos-1999 gecesi saat 03.05 te yaşadığımız o 45 saniyelik kâbusu unutmamız mümkün değil. Yani
o geceyi ancak yaşayanlar bilir. Allah bir daha böyle bir geceyi bize yaşatmasın. Ben o geceyi ve hatta
o deprem saatini an be an yaşadım ve hiç unutamıyorum. Uyanıktım ve Balıkesir de bile kendini
böylesine hissettiren sarsıntının ardından herkes kendini evlerden dışarı atarak, kendimizi sokaklarda
ve açık alanlarda bulmuştuk. Biz de komşularla beraber arabalara doluşup kendimizi Çam tepeye
atmıştık. Epey bir süre orada kaldıktan sonra sabaha doğru ancak evlerimize dönebilmiştik ve
durumun vahametini ancak o zaman anlayabilmiştik. Biz depremin sadece Balıkesir ve çevresinde
olduğunu sanıyorduk ama gördüğümüz manzara korkunçtu ve anlatılacak gibi değildi. Aman Allah ım
başta merkezi Gölcük olmak üzere İzmit, Yalova, Sakarya, İstanbul ve diğer ufak yerleşim birimleri
yerle bir olmuştu. Ülkemiz şimdiye kadar böyle bir felaketi yaşamamıştı. Ölenler, sakat kalanlar, enkaz
altından günler sonra kurtarılanlar günlerce yaşandı, anlatıldı ve çeşitli yayın organlarından izledik,
üzüldük, ağladık, yas tuttuk ve halende aynı üzüntüyü yaşamaya devam ediyoruz. Ben ne zaman
Gölcüğe gitsem özellikle en fazla depremin tam merkezi olan o deniz kenarında ki Kavaklı bölgesine
gidiyor oralarda dolaşıyor o gece yaşananları hatırlamaya çalışıyorum. Anlatılacak ve yazılacak çok şey
olmasına rağmen benim en fazla dikkatimi çeken önemli birkaç konuya dikkat çekmek istiyorum,
bunların en önemlisi aradan bunca yıl geçmesine rağmen Gölcükte ne kadar yeniden yapılanma ve
değişim yaşansa bile depremin izlerinin tam olarak silinmediği ve yıllar geçse bile unutulmasının
imkânsız olmasıdır. İkinci husus başta Kavaklı bölgesi olmak üzere diğer sahil boylarında denizden
doldurulup ne yapılmışsa depremde hepsi yıkılmış ve deniz hepsini tekrar içine almış, yani bir başka

deyimle deniz insanlardan verdiği yerleri geri alarak, intikamını almış. Bir diğer ibretlik olay da
tamamen yıkılan bazı yerler fay hattında olduğundan ve üzerine bir şey yapılmayıp boş bırakılmış bazı
bina ve arsa yerleri tamamen temizlenmiş olmasına rağmen aradan geçen bunca yılda tamamen kuru
toprak halinde kalıp üzerinde yeşil bir otun bile bitmeyip, yeşermemiş olmasıdır. Ülkemiz ne yazık ki
tam bir deprem kuşağı üzerinde, bunun için zaman zaman büyük küçük depremler yaşıyoruz ve
uzmanlar devamlı bu konularda uyarıcı konuşmalar yapıyor ve her şeyden en önemlisi her zaman
depreme hazır olmamızı depremle beraber yaşamamızı anlatıyorlar. Yine bir diğer önemli konu da
deprem de insanları depremin değil depreme dayanıklı olarak yapılmayan binaların öldürdüğünü
söylüyorlar. Gölcükte bunun en güzel örneğini bizzat kendim müşahede ettim. Depremin merkezinin
yaşandığı Kavaklı bölgesinden şehir merkezine gelen yolun deniz tarafında askeri lojmanlar vardır ve
bu binalar depremde fazla bir hasar görmemiş ve yıkılmamışlar, ama hemen caddenin karşı tarafında
bulunan aynı deprem kuşağında ki sivil binaların hemen hemen hepsinin yıkılmış olmasıdır. Demek ki
o binaları yapanlar düzgün malzeme kullanmamışlar. Bu çok acı bir şekilde kendini hemen belli
ediyor. Bunun gibi daha anlatılan ve anlatılacak bir çok ibretlik ve ders alınacak olaylar vardır.
Eğer bir gün ayağınız Gölcüğe uğrarsa depremin merkezi olan Kavaklı bölgesini mutlaka gezin ve 2007
yılında yapılan o deprem anıtını mutlaka görün ve o gece yaşananları yine hatırlamaya çalışın. Bir
diğer önemli hususta bizim millet olarak çok şeyleri çok çabuk unutma huyumuz vardır, ama sakın ha
sakın o gece yaşadığımız o korkunç felaketi hiçbir zaman unutmamaya çalışalım. Allah bize bir daha
böyle bir felaket gecesi yaşatmasın. Sağlıklı ve esen kalın..Sağ.Yazar.Aslan TORUN