GENÇLİĞİN BAYRAMI 19 MAYIS
Dün kutladığımız 19 Mayıs Atatürk’ü anma, Gençlik ve Spor Bayramı, büyük önder Atatürk’ün Türk gençliğine armağan etmiş olduğu çok önemli ulusal bir bayramımızdır..
İlk kez 1926 yılında Samsun’da “GAZİ GÜNÜ” adıyla kutlanan 19 Mayıs bayramı, daha sonra 1938’den itibaren Gençlik ve Spor Bayramı adıyla ulusal bir bayram olarak tören ve etkinliklerle kutlanmaya devam etmiştir. 1981 yılından itibaren ise bu bayramın adı; ‘Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak değiştirilmiş ve bugünlere kadar kutlana gelmiştir..
19 Mayıs, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük umutlarının inanca dönüştüğü, kurtuluş ateşinin yakıldığı ve aydınlık bir geleceğe olan inancın kuvvetlenerek pekiştiği bir kutlu günün adıdır. Yenilmiş, yorgun ve yoksul düşmüş bir halkın, vatanını sahiplenerek, savaşarak geleceğini yeniden kurmaya girişmesinin ilk adımını attığı günün adıdır 19 Mayıs!.
Atatürk’ün bu önemli günü bayram ilan edip Türk gençliğine armağan etmesi, onlara ne kadar güvendiğinin, inandığının, değer verdiğinin en büyük ispatıdır, diye düşünüyorum. Çünkü ‘Gençlik Gelecektir!.’
Gençlerimizi en iyi şekilde yetiştirebilir, onlara değer verip, yarınlara donanımlı, iyi eğitimli bir biçimde hazırlayabilirsek, geleceğimize hep birlikte güvenle bakabiliriz..
Sizlerde anımsayacaksınız, 2012 yılına kadar bayramlarımızı, daha büyük coşku ve kalabalıklarla, ülke genelinde stadyumlarda geçit törenleri ve sportif etkinliklerle kutlardık. Tam bir bayram havasında, çoluk, çocuk, genç, yaşlı ellerimizde bayraklar, akın akın sabahın erken saatlerinde stadyumların yolunu tutardık. Sadece Balıkesir’de değil, ülkenin dört bir yanında stadyumlar dolup taşar, yağmurda yağsa, bunaltıcı sıcaklar da olsa tören ve etkinlikler, gösteriler sonuna kadar izlenir, tam bir bayram coşku, neşe ve sevinci yaşanırdı. Okullarda
Aylar öncesinden hazırlıklara başlanır, her okul özel koreografiler hazırlar, müzik eşliğinde defalarca provalar yapılırdı. 19 Mayıslara özel kıyafetler, giysiler tasarlanır, diktirilirdi. Okullarda ders sonrası zamanlar ve hafta sonları hep provalarla geçerdi. Yorulurduk ‘evet’ ama bayrama çıkmanın, o tören ve etkinliklerde yer almanın o tatlı heyecanı, gurur ve mutluluğu, coşku dolu hevesi tüm yorgunluklarımızı alıp götürürdü. Bayram günü bütün okullar stadyumda bir araya gelir, aylarca hazırlanarak verdikleri emekleri, büyük bir gururla sergilemek için yerlerini alırdı. Geçit töreni, konuşmalar, şiirler, marşlar, gösteriler..
Nasıl bir gurur, mutluluk, sevinçti, içimizi dolduran, göğsümüzü kabartan!..
Gece ise yine aynı oranda coşkulu kalabalıklar, aynı coşkuyla fener alayının geçidi ve halk konserleri yapılırdı..
Bayramlar bizim çok özel, çok anlamlı ve çok özel değerlerimizdir. Ama, hep deriz ya “NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR!.”
Dün kutladığımız 19 Mayıs’ın ardından ben de bugün Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, bu vatan için canlarını feda etmiş tüm kahraman şehitlerimizi, gazilerimizi saygı, minnet, ve rahmetle anıyorum. Türk bağımsızlığını ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek koruma görevi emanet edilen, varlığına geleceğine ve emanetine sahip çıkan Türk gençliğinin de bayramını bir kez daha kutluyorum!.
Yorum yapın