FINDIK ÜRETİCİSİ ZOR DURUMDA

Geçtiğimiz günlerde birkaç gün Karadeniz bölgesindeydim. Bu vesileyle özellikle Karadeniz ekonomisinin can damarı olan fındık üreticisinin sıkıntılarına yerinde şahit oldum. Karadenizde sadece fındık üreticiliğinden geçimini sağlayan binlerce aile var. Mart ayının sonlarına denk gelen seyahatimde, olumsuz hava şartları ve yoğun kar yağışı fındık üreticisini çok zor durumda bırakmış. Yeşermeye başlayan fındık tomurcukları, kar’ın etkisi ile don oluşumundan dolayı yanma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış. Fındık üreticisinin zarar ziyanı ilerleyen haftalarda belli olacak.


Dünyada fındık demek Türkiye demek

Dünyada fındık denince akla gelen ilk ülke Türkiye‘dir. Çünkü dünya fındık üretiminin yüzde 70’i ülkemiz de üretilmekte. Dünya fındık talebinin yüzde 87’sini tek başına Türkiye karşılamakta olup ülkemize 2 milyar doların üzerinde döviz girdisi sağlamaktadır. Ülkemizde Giresun ve Ordu Türkiye fındık üretiminin 337 bin hektarda ortalama 285 bin ton üretimle 210 bin kayıtlı üreticisi ile Ülkemiz fındığının dörtte ikisini üretmektedir. Fındık dışında bu kadar fazla ihracat yaptığımız başka bir tarım ürününe sahip değiliz. Bu kadar önemli bir üründe yeri doldurulamaz bir konumda bulunmamızı kim sağlıyor diye baktığımızda bölgemizdeki 700 bin fındık üreticisi aileyi görüyoruz.

 

Fındık 12 ay boyunca bakım isteyen bir ürün

Fındık üreticileri 12 ay boyunca büyük bir mücadele veriyor. Fındık sezonu bitse dahi yeni sezon hazırlıkları yeniden başlıyor. Fındık sezonu biter bitmez “bahçeleme” adı verilen budama işlemi gerçekleşiyor. Ardından kış mevsimi girmeden kışlık gübre atılıyor. Bahara doğru yazlık gübre atımı ve ilaçlama başlıyor. Yaz ortasına doğru, fındık bahçelerinin içinde biten yaban otları ile mücadele başlıyor bahçenin otları temizleniyor. Bir süre sonra üç dört fındık dallarından oluşan, “ocak” adı verilen kümelerin içinde “filiz” diye adlandırılan, fazla fındık fidanlarının kesilmesi işlemi başlıyor. Son olarak fındık sezonuna 1 hafta kala yaban otları ile tekrar mücadele başlıyor ve bahçenin altı çim futbol sahası kıvamına getiriliyor. Tüm bu işlemler insan gücü ile yapılıyor.


Üreticinin Gübre ve ilaç atmaya gücü yok

Gübre ve ilaç fiyatlarının sürekli zamlanmasından dolayı üreticilerin bahçe bakımlarına devam etmekte güçlük çekiyor.  Bahçelerine gübre ve ilaç atmakta tereddüt içindeler. Fındık fiyatlarının istenilen seviyelerde olmamasına karşın üretimin devam etmesi açısından üreticilerin bahçe bakımlarına devam etmesi gerekiyor. Gübre ve ilaç fiyatlarının yüksek olmasından, ayrıca baharda yağan kar ve dondan dolayı fındığın yanma tehlikesini de göz önüne alacak olursak, 2022 fındık sezonu sıkıntılı ve verimsiz geçecek gibi görünüyor. 

 

Artan maliyetlerden en çok fındık üreticisi etkilendi

Fındık üreticisi artan dövizden, mazottan ve enflasyondan en çok etkilenen kesim oldu. Yukarada da anlattığım gibi üreticinin 12 ay boyunca bahçesine bakım yapması gerekiyor. Fakat, acaba bahçeme baksam mı? bakmasam mı? diye karamsarlık ve tereddüt içinde. Ancak kesinlikle ne şartta olursa olsun bahçelerimize bakmamız lazım diyen kesim de oldukça fazla. Çünkü fındık, fındık üreticisinin hem maneviyatı hem de ekonomisi. Dededen toruna kalan bir miras bir yaşam biçimi. Bu yüzden üretici, fındık bahçelerine sadece ekonomik kazanç yönünden bakmıyor. “Bu sene fındıktan zarar edeceğim bahçeme bakım yapmayayım” diye düşünme olgusuna sahip değil. Elbette fındık bir geçim kaynağı fakat onların “bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur” ata sözünün ışığında, bu duygu ve maneviyat ile her yıl Ata topraklarına sahip çıkıyorlar. Beklentileri, gübre ve ilaç fiyatlarına bir sınırlama gelmesini istiyorlar. Çünkü gübre ve ilaç fiyatları sürekli artıyor. Bu konuya el atılıp, zamlara sınır getirilmesini istiyorlar. Yoksa bu fiyatlar, zor durumda olan fındık üreticisini daha fazla zor durumda bırakacaktır. Onların zor durumda kalması demek, üretim yapamaması demek, ülkemize 2 milyar doların üzerinde dövizin girmemesi demektir.
Sağlıcakla… 

DAMGA GAZTESİNDEN ALINTIDIR