Hafta sonunda Bayrak Töreni olurdu. Askerler şehir merkezinde yürüyüş yapar ve Atatürk Anıtına İstiklal Marşı eşliğinde Cuma günü 17.00 de bayrak çeker, Pazar günü de 17.00 de ise indirirlerdi.
Milli Bayramlarda “Fener Alayı” geçerdi. Tüm çocuklar o fener alayını görmek için beklerdi.
6 Eylül Milli Fuarı düzenlenirdi. Fuar alanı içinde hayvanat bahçesi vardı. Çok kalabalık olur ve ilgi çekerdi.
Merkez nüfus bu kadar çok değildi. Herkes birbirini tanırdı. Cenazeler muhakkak Paşa Camisinden kalkar ve cenazeler araçla götürülmezdi.
Hükümet Konağının bahçesinde bulunan çay bahçesinde tanınmış sanatçılar sahne alırdı. Şehir Kulübüne sanatçılar gelirdi. Enis Fosforoğlu geldiğinde bende oradaydım. 
Balıkesirspor çok önemli idi. Pazartesi günü hiçbir bayide Yeni Asır Gazetesi kalmazdı. Çünkü; tüm Balıkesir Pazar günü oynanan Balıkesirspor maçının yorumlarını Yeni Asır Gazetesinden okurdu.
Taksi sayısı çok azdı. Her yere faytonla gidilirdi. Köy minibüsleri yoktu. Yeşilli Camisinin önünde JEEPler dururdu. İşte o JEEPlerle köylere gidilirdi. Şehrin çoğu yeri Arnavut Kaldırımı idi. Asfalt yol çok azdı.
Ya Balıkesir Lisesi’ne gidecektin ya da Koray Lisesi’ne. Başka lise yoktu. Meslek Lisesi olarak da Erkek Sanat Okulu ve Ticaret Lisesi vardı.
Balıkesir’de yaşayan ve okumak isteyenler ya Astsubay Okuluna ya da Necati Eğitim Enstitüsüne gidiyordu.
Yazlık sinemalar vardı. Yıldız, Devran, Atlas, Saray… Sinemacı Kemal, Sinemacı Ahmet Balıkesir'de sinema sektöründe önde gelen iki isimdi ve uzun süre halka hizmet ettiler. Yazlık sinemalarda çekirdek sesinden zaman zaman filmin sesi duyulmazdı.
İki film birden oynatılırdı. Ara verilince sinemanın büfesinden gündüzden kalan bayat simit ile Fertek Gazozu almak çocuklar için çok önemliydi.
Fertek Gazozu Balıkesir üretimi idi ve çok satılırdı. Gazoz kapaklarının içinde Balıkesirsporlu futbolcuların isimleri yazardı ve ilk 11’i bulup biriktiren kendini çok mutlu hissederdi.
Mahallede belirli kişilerde sabit telefon bulunurdu ve tüm mahalleli bu telefonlardan görüşürdü. Evin en küçüğü telefon gelen komşuları çağırmakla görevli idi.
Her yere faytonla gidilirdi. Pazara gelen köylüler ürünlerini eşekle, atla ve at arabası ile getirirdi. Yeniköy gibi uzak yerlerden gelen köylüler ise hayvanları ile birlikte Hanlarda kalırdı.
Elektrikler sık sık kesilir ve mum ışığında ders çalışmak zorunda kalırdık.
Balıkesir o yıllarda gerçekten küçüktü. Şimdilerde ise büyüdü. Yinede eskileri bilmeyenler burasını yani yaşadığı kenti köy olarak nitelendiriyor. Ben bu görüşe katılmıyorum. Yaşadığı bu şehri beğenmeyen her kimse geldiği yere gidebilir, köyüne geri dönebilir. Kimse sizi burada zorla tutmuyor. Hayırlı yolculuklar.