EKONOMİK KRİZ VE ÇÖKÜŞÜN ANA SEBEBİ ÖZELLEŞTİRME Mİ?
Bana göre bugünkü yazımın başlığında yönelttiğim sorunun yanıtı şudur; Gerçekten de Türkiye’nin şu anda yaşadığı ekonomik krizin ana sebebi ülkede son 30 yıldır izlenen özelleştirme politikaları ve özellikle son 20 yıla damgasını vuran özelleştirmelerdir!..
Şöyle ki; 29 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. O zaman savaştan yeni çıkmış, genç bir ülkeydi Türkiye. Ekonomi yok, altyapı yok, tarım ve hayvancılık durma noktasında, dış borç içinden çıkılamaz durumdaydı. Cumhuriyetimizin kurucusu ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir Birinci İktisat Kongresi’nde, Türkiye’nin, ekonomi ve üretime dayalı bir Cumhuriyet olacağını açıklıyor. Sonrasında, tüm yurt gezilerinde aynı konuya özellikle vurgu yapıyordu. Öncelikli olarak da yabancıların elindeki demiryollarını millileştiriyor yani kamulaştırılıyordu. Daha sonra gerek altyapı gerek sanayileşme için önemli adımlar atıldı. Kısa süre içinde bu konuda gerçekleşen olağanüstü başarıları ve yapılanları teker teker saymaya kalksam bu sütunlarda başka şeyleri yazacak yerim kalmaz. Türkiye, Atatürk döneminde, önemli atılımlar yapıyor, fabrikalar kuruluyor, üretim çarkları dönüyordu. Kamucu ve üretime dayalı ekonomi politikaları yürütülüyor. Türkiye ayakları üzerinde duran bir ülke haline gelmişti. 1990’lı yıllarda SSCB’nin dağılması sonrası tüm dünyada bir özelleştirme hareketi daha doğru bir deyişle özelleştirme furyası başladı. İngiltere’de 1980’li yılların Başbakanı Margaret Thatcher, ABD’de Başkan Ronald Reagan, bu türden liberal politikaların başını çektiler. Dünyadaki bu türden değişim ve özelleştirme rüzgarları Türkiye’ye de geldi. Özelleştirme, bir fetişizm haline dönüştü. 1980’li yıllarda Turgut Özal ve 1990’lı yıllarda ise Tansu Çiller bu konuda büyük adımlar attılar. Hemen ardından 2002 yılında iktidara gelen AKP ise özelleştirme politikalarının adeta şampiyonu oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin çok büyük harcamalarla altyapısını oluşturduğu elektrik dağıtım sistemi de yandaş şirketlere yok pahasına verildi. Bugünlerde Türkiye’nin yaşadığı elektrik krizinin en büyük nedeni AKP’nin, bilhassa enerji sektöründe tüm kazanılan değerleri, fabrikaları ve altyapı tesislerini yandaşlarına satma politikasıdır. Başta Isparta olmak üzere günler süren elektrik kesintilerinin, sanayiyi durma noktasına getiren enerji krizinin sorumlusu da devletin elinde bulunan kurumları haraç mezat satan işte bu AKP politikalarıdır. Lamı cimi yoktur. Doğrusu budur. Bu konuya yeri geldikçe önümüzdeki günlerde devam edeceğim. Bugünlük ve şimdilik bu kadar!..
Yorum yapın