Şimdi bu da ne, ne demek istiyorsun, şunun türkçesinin söylesen de bizde anlasak! falan
diyeceksiniz ama kitlesel biçimde ve de yoğunlukla akıl tutulmasının aymazlık halini yaşarken elbette
ki kamuoyunun genel görünüme bakışı anlamına gelen, efkar-ı umumiyenin manzara-ı umumiyesi
şeklindeki arapça ve farsça sözcüklerden kurduğum osmanlıca cümleyi en koyu osmanlı hayranı
safdiller dahi anlamaktan yoksun iken kafası epeyce karıştırılmış, beyin hücreleri dumura uğramış
olanlar ne yapsın diye birdenbire düşünmekten kendimi alamadım. O nedenle kusura bakmayın,
lütfen!..
Geçenlerde yine bu sütunlarda yazdım; Memleketin pür meali, pür melal olmuş vaziyettedir. Yani
memleketin hali, vaziyeti kasvetli, sıkıntılı ve de çok hüzünlüdür.
İşte bu ahval ve şerait içinde sesleniyorum, daha doğrusu haykırıyorum; Memleketimin basını veya
geniş geniş kapsamlı ifadesiyle medyası, yani gazete, dergi, radyo ve televizyonlarla internet
üzerinden faaliyet gösteren yayın organlarında halen çalışan veya bir bahaneyle işten çıkarılmış çok
değerli çocukları, bu memleketin çile çeken fikir emekçisi evlatları, bu milletin müşterek sesi
denilen gazetecileri, yazarları çizerleri!.
Duyun, sesimi, feryadımı, hepinize sesleniyorum!..
Gazetecilik ahlak ve bağımsızlığının korunma imkan ve şeraitinin (olanak ve koşullarının) artık çok
namüsait mahiyette tezahür ettiği malümlarınızdır. ( çok uygunsuz koşullarda süregeldiği
bilinmektedir.) Meslek ahlakınızı tesiri (etkisi) altına alan ahval ve şeraitten (ortam ve koşullardan)
çıkan manzara-i umumiye (genel görünüm) ezcümle şöyledir:
Cebren veya hile ile gazete, mecmua(dergi) radyo ve televizyonlarıyla bütün matbuat(basın-medya)
kahir ekseriyetle(çoğunlukla) zaptu rapt altına alınmış, şu ana kadar alınamayanlar ise tehdit, baskı
ve her türlü zorlamalarla zaptu rapt alınmak istenmektedir. Bilhassa son 15 seneden beri
gazetecilerin sesi, soluğu kesilmeye çalışılmaktadır, hatta önemli bir ekseriyetinin sesi soluğu
kesilmiştir. Matbuat yani basın daha doğrusu medya patronlarının bu meslekte çalışanlarla
çalıştıranlar arasındaki münasebetlerin düzenlenmesine dair kanunun menfaatlerine( çıkarlarına)
fevkalade aykırı olduğuna karar vermişler ve ilgili kanunları kendi çıkarlarına müsait olacak şekilde
değiştirilmesini sağlamışlardır. Böyle yapılarak yani basının sesi kısılmış hatta kesilmiş,
demokrasinin en temel gereği olan çok seslilik yok edilmiş, yandaş basın inşaa edilerek tarafsızlık
ve bağımsızlık bu meslekte yok sayılmıştır. Bu vaziyet, kanaatim odur ki, memleketimizdeki
demokrasinin perişan edilmesi anlamına gelmektedir. Çünkü yine bilhassa son 15 senedir
memleketin doğal kaynaklarını ve halkı soyup soğana çevirenler kendilerini vatansever ilan etmiş,
hukuku hiçe sayılmış, yargı güvenilirliğini kaybetmiştir...
Buraya kadar merakla, ilgiyle beğeniyle okuduysanız ve de anladıysanız, devamında ne yazacağımı
eğer merak ediyorsanız, pek yakında belki yarın yine bu sütunlarda yazacaklarımı, sizlere
anlatacaklarımı bekleyeceksiniz. Bugünlük bu kadar!..