DENENMİŞ DENENMEZ
Milletimiz ne çektiyse siyasilerin koltuk sevdaları yüzünden çekti. Defalarca seçim kaybetmelerine rağmen halen o koltuğa yapışıp kalmalarının adı halka hizmet değil, kendi çıkarları ve saltanatları için o koltuğu kullanmaktır. Eksik olan bir şeyler var. Halkın isteyip de sizlerin koltuk sevdanıza uymayan şeyler var. Halk artık siyasette yeni isimler yeni yüzler görmek istiyor. Gençlerimize ve kadınlarımıza siyasette daha fazla yer verilmesini istiyor.
Muhalefet olmayı gelenek haline getiren Cumhuriyet Halk Partisi, genel seçimlerde beş partiyle ittifak yapılmasına rağmen millet vekili sayısını düşürdü. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de hezimete uğradı. Bu durum Cumhuriyet halk Partisi tabanında büyük rahatsızlık yarattı. Yıllardır koltuğunu bırakmayan Genel başkana seçmen haklı olarak tepki göstermeye başladı. Yıllardır millet vekilliği listelerinin en başında defalarca seçilen isimler var. İki isim yedi dönemdir, üç isim altı dönemdir, yedi isim beş dönemdir ve 14 isim dört dönemdir millet vekilliği yapıyor. Allah aşkına! Memlekette hizmet edecek siyasetçi mi kalmadı? Benimde sıkça kullandığım bir söz vardır "denenmiş denenmez" Bu isimlerdeki ısrarınızın nedeni nedir?
Yine geçtiğimiz günlerde Kemal Kılıçdaroğlu Sözcü TV'nin konuğu olduğu yayında yapmış olduğu açıklamalarla partiyi kurultaya götüreceğini, sonrasında ise ya kendisi ya da temsil ettiği lobinin seçtiği bir adaya destek çağrısı yapacağını net bir şekilde ortaya koydu. “O koltuk benim ben ne dersem o olur.” demeye getirdi.
Seçimde kol kola girdiği evladım dediği, seçilirsem Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak dediği Ekrem İmamoğlu ismine ise "Halk onları seçildikleri kentlere hizmet etsin diye seçti" diyerek genel başkan adaylığını açıkça onaylamadığını ilan etti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nun şehir şehir gezdiğini, sesi kısılana kadar meydanlarda halka seslendiğini ve gecesini gündüzüne kattığını unuttu. Öyle ki; önü kesilmese Cumhurbaşkanı adayı gösterilse kazanma şanssının en yüksek aday olduğu göz ardı edildi. Her kesimden gelen değişim çağrılarına, beraberindeki Cumhuriyet Halk Partisine çöreklenmiş yapı ile aldığı karar neticesinde yeni bir merkez yüksek kurulu oluşturarak karşılık verdi. Kılıçdaroğlu şayet bırakırsa ki zor ihtimal, dayatmacı ve dediğim dedik bir yaklaşımla yeni genel başkan adayını “ben seçerim” mantığıyla belirleyecek.
Demokrasi yenilmeyi hazmedemeyip bugün seçilemedim bir dahakine kazanırım mantığı ile değil, başaramadım koltuğumu partimin ve seçmenimin geleceği adına yeni isimlere bırakıyorum mantığıyla olur. Zamanında aynı hataya stadyumlarda kongre yapan Anavatan partisi düşmüştü ve yok olup gitti. Rahmetli Mesut Yılmaz'ın da bugün Cumhuriyet halk partisinde olduğu gibi partiye yarardan daha çok zarar veren insanlar dört bir yanını sarmıştı.
Atatürk'ün partisine daha ne kadar zarar vereceksiniz. Daha ne kadar küçülteceksiniz merakla izliyoruz. Bu kafayla bu egoyla devam edildiği sürece bu partiyi iktidara taşımak yerine baraj altı bırakırsınız, bu parti kimsenin babasının malı değildir. Olmayınca zorlamamak lazım. Zorlaya zorlaya kaybedilen seçimlere daha ne kadar katlanacak bu millet. Onurla, liyakatle bırakmanız makam, mevki ve koltukların halka hizmet için var olduğunu, zamanı geldiğinde bırakmanın savunduğunuz demokrasinin gereği olduğunu sizler bizlerden daha iyi bilirsiniz.
Sağlıcakla...
Damga gazetesinden alıntıdır.
Yorum yapın