Bir 29 Ekim’i daha coşkuyla, gururla ve mutlulukla bugün kutluyoruz. Cumhuriyetimiz bugün 98 yaşına
erişti..
98 yıl insan ömrü için oldukça uzun olan bu süre, ülkeler tarihi için ise oldukça genç bir yaş olarak
değerlendirilmektedir..
Cumhuriyet, Büyük kurtarıcı ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dehasının en büyük eseridir
ve bu toprakların sahiplerine en büyük hediyesidir.. 
Cumhuriyeti kuran ve bizlere hediye eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün silah
arkadaşlarını layıkıyla anmak ve sahip çıkmak bu ülkede yaşayan herkesin birincil dereceden
görevidir.  Bunun tersini düşünmek sadece ve sadece acizlik ve zavallılıktır..
Son yıllarda hepinizin bildiği ve gördüğü üzere ulusal bayramlarımız ve milli değerlerimiz çeşitli
bahanelerle sulandırılmaya başlanmıştır. Bu sulandırmanın esas amacı çok açık ve net olarak, Gazi
Mustafa Kemal Atatürk ismini unutturmak, dolayısıyla yok ettirme gibi gözükmektedir. İşin en acı
noktası ise bu oyunu sergilenmesine ön ayak olan herkes esasında birer Cumhuriyet çocuğudur..
Geldikleri mevki ve makamlara Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde gelmişlerdir. Bunu inkar
etmek, tersini söylemek en hafif ifadeyle safdilliktir ve de nankörlüktür!.
O nedenle her kim ne yaparsa yapsın, Cumhuriyet’i unutturmak, Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü yok
saymaya, unutturmaya bugüne kadar kimsenin gücü yetmemiş, yetmeyecektir!. 
Tüm bu yapılan siyasi manevralara(!) rağmen, Cumhuriyet bayramımız yine coşkuyla kutlanmış,
Cumhuriyetimizi kuran ulu önder Atatürk ve silah arkadaşları saygıyla, minnetle layık oldukları
biçimde anılmıştır. Ülkenin büyük bölümünde Atatürk ve Cumhuriyet’e büyük kalabalıklarla coşkuyla
sahip çıkılmıştır..
O yüzdendir ki, 29 Ekim 2021 tarihinin iyi okunması gerektiğini düşüyorum. Hele ki içinde
bulunduğumuz, yaşadığımız bu zorlu süreçte bugün kutladığımız Cumhuriyet bayramı daha önemli ve
anlamlıdır..
O nedenle bu ülkede yaşayan istisnasız herkes bugün kutladığımız Cumhuriyet bayramının coşkusunu
iyi okumak ve algılamak zorundadır. Birlikte, daha nice 29 Ekim’leri,  ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’
nesillerle birlikte kutlanmasını diliyor ve istiyorum..
Büyük Atatürk’ün dediği gibi; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!.”
William Shakespeare (Vilyım Şekspir) ‘Hamlet’ adlı eserindeki ünlü monoloğun da  ‘Olmak ya da
Olmamak’ derken bu sözün biraz eksik kaldığını düşüyorum. Evet, bence doğrusu ‘Fikri Hür, Vicdanı
Hür, İrfanı Hür’  olmak, olabilmektir,  işte bütün mesele buradadır..